NO-2 Paris'e Elveda

101 91 67
                                    


Bölüm şarkıları
If I'm lucky
Can kan - Yaranamadım

Bu an ... bu zaman ...... bu yüz ...... bu hayat bunlar ne senin ne benim hiç kimsenin seçimi değildi. Bunlar bize verilen ipuculardı.Bu ipuculara göre oynar mükemmel bir hayat geçirmeye çalışırdık.

      Bana verilen ipucular kördüğüm olarak verilmişti.Şanslı ben !

önümdeki tablete boş bakışlarımı atmaya devam ettim verilen testin üstüne resim çizmekten başka bir şey yapmamıştım.

"Pati, seni de araştırmacı listeme yazıyorum beni duyuyormusun?" başımdaa duran çarpık bacaklı öğretmenime baktım. Baygınca fısıldadım. "Katılmak istemiyorum bayan fleur" yüzündeki ifade şaşkınlığa yerini bıraktı. Şimdi açıkla açıklayabilirsen. Araştırmacı grubu  çeşitli araştırmalar yapar ortaya birkaç fikir atıp onun hakkında çözüm nitelikli bir proje yapardı.

kısacası:saçmalık

"ovv Pati kafan nerede ? Araştırma grubunun başkanıydın sen .seninle anlaşma imzalamıştık."

"Türkiye ye dönüyorum."

Ayağını sinirle yere vurarak tenefüste yanına gitmemi isteyen hocaya baktım.

Sessizce -türkçe-" birde seninle mi uğraşıcam Allahım çarpık bacaklı hocası" dedim

Oturduğum sıranın bir iki sıra ötesinde kıkırdayan kahverengi saçlı çocuğa sert bir bakış attım . Burada dediğimi anlayan olmuyordu o yüzden ağzıma geleni derdim. Çocuğun aslında bana değilde telefona odaklı olduğunu anladığımda önüme döndüm .

Feu nun kısık gözlerle bana baktığını önüme dönerken gördüğümde hayırdır işareti yaptım. Hafifçe gülümsedi. Siyah saçları horozun yelesi gibi dağılmışken uykudan yeni kalktığını anlamıştım.

Yavaşça cebimden telefonumu çıkarttım. Kurt gibi acıkmışken yemek yemeyi teneffüse ertelemek sinirimi bozuyordu.adımı duymamla başımı telefondan kaldırdım.

"Pati telefonu kullanmanın bir kural ihlali olduğunu biliyorsun değil mi?" Bunu diyen tabiki Feu ydu . Kendisi benimle uğraşmaya kendini adamış egosuyla uzaya çıkabileceğim bir çocuktu. "Sen elindeki  kuruvasanı bıraktığında ben de telefonumu bırakacağım " dedim .

Diyecek bir şey arıyordu ki çarpık bacak konuşmaya başladı.-konuşan çarpık bacaklar değil sahibiydi yanlış anlaşılmasın.-

" bugün gerçekten çok yoruldunuz . Siz verdiğim model hakkında tartışırken ben sizin durumunuz hakkında makaleler yazacağım" gözlerimi devirdim. Demek istediği " yeni sevgili yaptım bana mesaj atıyor güzel bir cevapla konuşmayı sürdürmeliyim" di.ama pek önemsemedim.

Herkes sessizce tartışma yaparak notlar alırken çantamın içinden çikolatalı sütümü çıkardım. Bir kaç dakika onunla bir kaç dakika müzik dinleyerek zaman geçirmiştim.

Zilin - düzeltiyorum- mükemmel zilin sesi kulaklarımda çığlık misali dolarken defterlerimi elime alarak yemekhaneye yürüdüm. Her zaman kızlarla oturduğum köşedeki masaya geçtim. Kızlar jimlastik çalışmasına gittikleri için derse girmemiş beni burada tek ve yetim bırakmışlardı. Evden hazır getirdiğim yemeklerimi açarken bir ritüel haline gelen okul aşçılarını eleştirmeye devam ettim.

Ne kadar güzel yemekler yaparlarsa yapsınlar fransız yemeklerinden dışarı çıkmıyorlardı. Sinir bozucu olan bu durum dolayısılıyla yemeklerimi kendim getiriyordum. Bugün ki yemeklerimi Migel hazırlamıştı

Nadir  OlmayanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin