Yazardan şok haber:
Dün gece hesabım çalındı. Fakat sizin efsane zeki yazarınız bilgisayar programlarında uzman olduğu için hesabını kurtardı.😜😜😜
(%0 ego)
😏😏😏
Keşke beni biraz dinleyip ön yargılı olmasa... bana bir arkadaşımı mı hatırlattı ne...
Yarım saatlik arayışımın ardından kalenin bu kadar büyük olmasının kötü bir tarafı olduğunu öğrendim. Ve sonunda onu odasının balkonunda buldum. Düşünceli gözüküyordu.
"Mia!"
Aniden bağırmıştım ama hiç korkmamıştı. Sanki gelmemi bekliyordu.
"E-evet"
"Neden kaçtın. Senin görevden alınmanı ben istemedim"
Birden titredi. Gözleri büyüdü ve yaşlar akmaya başladı. Kurduğum yanlış cümle yüzünden kendi kendime ettiyim küfürleri saysam enginlere sığmaz taşarım.
"Yani görevden alınmadın. Kalmanı ben istedim."
Hâlâ üzgündü.
"Şimdi ne var"
"Anlamıyor musun? Sen beni istedin diye hâlâ burdayım. Kimse benim iyi bir muhafız olduğuma inanmıyor. Aynı yaştayız. Ama biz senin hayatta ve sağlıklı olduğunu öğendiyimiz zamandan beri çok çalıştım. Muhafızlar sadece komutanlarından emir alır. Ama ben öyle yapmadım. Herkes antrenmanda 8 saat çalışırken ben antrenmandan sonrada +4 saat çalıştım. Bunları bilmedikleri için hâlâ eğitim aşamasındayım. Yoksa Jhon'un yerine beni atarlardı."
"O zaman onlara söyle"
"Bu kurallara aykırı"
,
Biraz daha sakinleşti."Hem son olan olaydan sonra ormana gitmem yasak."
"Son olayda ne oldu?"
"Ben ne zaman ormana gitsem orda bulunan bütün akar sular ve ırmaklar sanki gergite uğramış gibi oluyor."
"Bunu nasıl... yapıyorsun?"
"Bilmiyorum... ama burda çoğu kâhim Urahomada yetişen çoğu insanın mitorolojik canlıların soyundan geldiğine inanılır. Tıpkı senin gibi."
"Sen o işi bana bırak. Karşında mitorolojinin kraliçesi var. Eğer bilmediğin birisinin soyundan geliyorsan inan bana onu bulacak kişi benim."
Onun omzuna dokunup destek verdim. Bir eli diyer elindeki yaralı parmaklarına gitti. Kendiyle gurur duydu.
Arkamızdan ayak sesleri geldi. Bu Dustin'di.
"Majesteleri... beni unttunuz."
Mia'nın yüzü buruştu.
"Aksam yemeyi vakti gelmek üzere"
Bu benim için harika bir bahaneydi. Sonunda ikisinin birbirine olan ölümcül bakışlarını görmiyecektim.
XXX
Up uzun bir yemek masası. Baş ve en büyük koltuk benim, sağımdaki koltuk Mia'nın*dı.
Ve sırasıyla 3 büyükler. Şifacılar, (Ashley'i görebiliyorum.) Kâhyalar, uşaklar hizmetliler. Burası harikaydı. Filmlerdeki gibi deyildi. Kraliyet ailesinden olsun olmasın herkes kardeşti. Sofrada olan yemekleri sayamıyacağım. Yazarın parmakları yoruldu. Ama kısaca özetlersek; etler, balıklar, salatalar, tatlılar... bu kadar bolluğa alışık deyilim. Çatalımı düşürdüm. Eyilip onu akacakken başka bir el uzanıp onu aldı. Bu Albert'dı."Galiba birileri bugün antrenmana gelneyi unutmuş."
O an kafama dank etti. Bende neyi unuttum diyordum. Omuzlarımdan tutup beni salladı.
"Diana! Savaş yaklaştı. Bu iş ciddiye almak zorundasın..."
Aslında onu pek takmıyordum. Bu konuşmayı belki bin defa yapmıştık. Ama son söylediyi cümle... işte o beni bitirdi.
"...aksi takdirde yaptığı en ufak bir hatan ve yanlış attığın bir adım bütün insanları hayatlarına mal olur."
Dustin ve Mia benim rahatsız olduğumu anladılar. Yemeyi sonlandırdılar ve benim odama geçme kararı aldık. Çıkarken Dustin Albert'a bir bakış attı. Ama anlamadım.
Onlar dışarıda beklerken bedne bundan sonra hem giyeceyim, elle dikilmiş balo elbisemi çıkarıp, yine ipekten yapılmış kısa kollu elbiseli pijamamı giydim... saçlarımı açtım...
Aslında sıcak bir duş almak istiyordum ama belliki bana söyleyecekleri vardı.
Kapı açılınca Mia'nın elinde bur kutu vardı."Sana göstermek istediyimiz şey buydu."
Kutunun içinden antika ve çok güzel bir saat çıktı
"Bu büyükbabanın... ıhhhg... yani Uranos'un saati"
Uranos derken küçük bir saygı duruşu gösterdiler. Ama büyükbaba kelimesi dikkatimden kaçmadı. Onlara göre benim bir annem ve babam yoktu. Bir yıldız gibi bir bulutsunun* (yıldızların oluştuğu gaz bulutu) içinde var olmuştum. Ayın üstüne düşmüştüm. Ve tekrardan onlara göre omzumun altında olan garip doğum lekesi bu sırada oluşmuştu.
"Biz bundan haberdar olmanı istedik. O artık senin." dedi Dustin.
"O sıradan bir saat deyil. Geçmişi, geleceyi veya istediyin bir kişiyi gösterebiliyor. Başka ne tür bir gücü olduğunu bilmiyoruz. Fakat bunu sana vermemizi söyleyen Emma kendi geleceyine bakmanın sakıncalarından haberdar olnanı istedi."
"Teşekkür ederim. Galiba biraz uyuyacağım."
Onlar dışarı çıkarken bu saati kimin üzerinde deniyeceğime karar verdim...
Tabiikide Charles!"
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Bir sonraki bölümde görüşürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzündeki Krallık
Ficção CientíficaHiçbir şeyden habersiz sıradan bir kız, nerden bilicek Uranos'un varisi olduğunu... Asırların en küçük ve ilk kız yöneticisi krallığı ayakta tutabilecek mi? Hadi hep beraber öğrenelim...