Gözümü alarm sesiyle açtım. İyi de ben alarm kurmadım ki. Genelde beni kükremeyle uyandırırlar zaten. Burada kalmaya karar verdiğim için mutlu muyum bilmiyorum ama şunu biliyorum ki kalkış saatinden hoşlanmadım. Sabahın altısında insan mı kaldırılır ? Daha kargalar yemeklerini yemeden ?!!
Yataktan kalkıp Yağmura baktım o da benim gibi yeni uyanmıştı. Yağmur beni görünce gülümseyip:
"Günaydın !!"
Dedi sevimli bir şekilde. Ben de aynı şekikde karşlık verdim:
"Sanada günaydın !!"
Dedim.Yağmur gülümsedii ve birden gülümsemesi yüzünde soldu:
"Ayyy koş kız koş. Yetişelim kahvaltıya yoksa patates kızartması bitecek !"
Gülümsedim ve hemen banyoya girip rütin işlerimi hallettikten sonra giyindim. Yağmura baktığımda o da hazır gözüküyordu.
Yemekhane kocaman bi yerdi etrafta çoklu masalar vardı. Kapının hemen sol kısmında ise açık büfe yemek servisi olsun isterdim. Ama maalesef elinde kaşıkla öğrencilere sırayla yemek koyan bi adam gördüm ve hayallerim suya düştü.
Yağmur eline bi tepsi alarak sıraya geçince bende arkasına geçtim. Yemeklerimizi aldıktan sonra masalardan birine geçtik ve karşılıklı oturduk.
Yemeğimizi bitirdikten sonra odaya ders kitaplarını almak için tekrardan çıktık. Tam odadan dışarı çıkıyorduk ki Savaş hocanın sınıfımı belirlemek için beni çağırdığını hatırladım ve Yağmur'a döndüm:
"Yağmur, Savaş hoca sınıfımı belirleyecekti. Onun yanına gidelim ilk önce."
"Aaa. Tamamen aklımdan çıkmış. Tamam hadi çıkalım."
"İstiyorsan sen kendi sınıfına gidebilirsin."
"Yok ya ben de geliyim seninle. Hem belki rica edersek hoca seni bizim sınıfa alabilir."
"Gerçekten mi ? Olursa çok sevinirim."
Dedim mutlulukla. Yağmur da bana gülümseyerek karşılık verdi.
Beraber sohbet ederek Savaş hocanın odasına doğru yürüyorduk. Kapının önüne gelince kapıyı çalarak içeriye girdik ve Savaş hoca:
"Buyurun kızlar. Gelebilirsiniz."
Dedi. Biz de içeriye girdik ve masasının önündeki koltuklara oturduk. Ben söze başladım:
"Hocam benim sınıfımı belirlemek için çağırmıştınız dün."
"Aaa evet. Keşke biraz daha erken gelseydiniz. Neyse hemen bakalım."
Dedi. O sırada Yağmur lafa atladı ve:
"Hocam Cemre bizim sınıfa gelebilir mi ?"
"Hmm. Sizin sınıfınızda yer kalmadı diye hatırlıyorum ben ama."
"Hayır hocam en son Burak Öztürk başka bir sınıfa geçmişti."
"İyi peki o zaman. Siz sınıfa koşun hemen 5 dakika geciktiniz. Ben hallederim işlemleri."
Dedi ve biz de çok teşekkür ederek çıktık odadan.
Sınıfın önüne geldiğimizde hemen kapıyı tıklattık ve içeriye girdik. Bayan bir hoca vardı.Yağmur:
"Geç kaldığımız için özür dileriz hocam. Yeni arkadaş geldi. Ben de ona yardım ediyordum."
Dedi. Hoca Yağmur'a 'Yerine geçebilirsin.' dedi ve bana döndü:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASTİK OKUL
FantasyHayatım sıradan ve kötü bi (öz olmayan) aile ile kabus gibi geçerken bir sabah kapının çalması ve bir zarf ile tüm dünyam değişti artık hiçbirşey eskisi gibi değil ne o sürekli bağıran anne babaya nede sinsi gülüşlü kardeşe ihtiyacım var herşey bamb...
