Sabah uyandım. Yatağımı topladım. Üstümü değiştirdim. Çantamı hazırladım. Şimdi de Yağmuru uyandırmaya çalışıyorum. Bunların hepsi heyecandan erken uyandığım için.
"Yağmurrr! Hadii kalk bak kahvaltıyı kaçırırız. Hem sonra patates kızartması da kalmaz."
"Neee!! Ne demek kalmazz?! Kalk kız kalk. Koş koş kooooşş!!"
"Yağmur pijamalarınla gitmeyi düşünmüyorsun dimi??"
"Hee evet ben bi üstümü değiştirip geliyorum."
Yarım saat sonra hazır halde önumde dikildi.
"Hadii kızım yaa ne uyuşuksun. Daha ne kadar bekleticeksin benii??"
Gözlerimi devirip:
"Yağmurr!!"
"Ayy aman bee koş hadiii."
Tekrar gözlerimi devirdim ve Yağmurun peşinden gittim. Yemekhaneye girdiğimizde Yağmur rahatlayarak:
"Neysekii patates kızartması kalmış."
Diyen Yağmur'a döndüm ama yanımda yoktu. Ben etrafımda onu ararken çoktan tepsisini almış patates kızartması almaya gitmiş. Off off bende burda Yağmur'u arıyorum insan bir haber verir yaa. Neyse artık.
Bende bi tepsi alıp Yağmur'un arkasına gittim. Birlikte masalara geçtik. Tabii Yağmur yüzüme bile bakmıyor. Patates kızartmasını yemekle o kadar meşgul ki beni duymuyor bile.
Tepsiyi hızla önünden çekince durdu ve bana baktı.
"Napıyorsun Cemre yaa!!"
"Arkadaşımla iletişim kurmaya çalışıyorum ama aramıza patates kızartması giriyor!"
"Ya anlat sen ben seni dinliyorumm!!"
"Sınav acaba nasıl?"
"Son Sovoş hocoyo sormoyo gotmodon mo?"
"Ağzın doluyken konuşmazsan seni daha iyi anlayabilirim Yağmurcum"
Yağmur ağzındakileri yutup:
"Diyorum ki sen Savaş hocayla konuşmaya gitmemiş miydin?"
"Yağmur sen beni dinlemiyor musun?? Dedim ya babası vardı yanında. Sordum ama yarın görürsün dedi."
"Hee doğru hatırladım."
"Sonunda."
"O zaman yapacak bir şey yok bekleyip görücez."
"Aaaa!! Doğru ya ben sınava yetişmeliyim!! Seninle sonra buluşuruzz!!"
Diyip koşa koşa merdivenleri çıktım. Müdürün odasına kadar koştum. Kapıyı çaldım.
"Giir!"
Sesi gelince hemen içeri girdim. Nefes nefese kalmıştım. Müdür hemen koltuğu göstererek:
"Gel Cemre gel! Ne bu halin? Biri mi kovalıyor?"
"Y-yok k-koş-tum"
Kesik kesik konuştum çünkü hala nefesim düzene girmedi. Derin derin nefesler alıyordum. En sonunda normale döndüm. Müdür şaşkın şaşkın bana bakıyordu.
"Yemekhanedeydim. Koşarak geldim."
"Neden koştun ki?"
"Ders başlamadan sınav olmak için."
"Tamam. O zaman başlayalım."
Diyip önüme kağıt koydu bi de kalem.
"Bunları al kendine göre doldur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASTİK OKUL
FantasyHayatım sıradan ve kötü bi (öz olmayan) aile ile kabus gibi geçerken bir sabah kapının çalması ve bir zarf ile tüm dünyam değişti artık hiçbirşey eskisi gibi değil ne o sürekli bağıran anne babaya nede sinsi gülüşlü kardeşe ihtiyacım var herşey bamb...