Savaş Aksoy'dan
Olayın üstünden 1 hafta geçmişti. Bayılmasının nedenini biliyorduk ama kafasını da vurduğu için onu normal hastaneye götürmek zorunda kaldık. Tomografi çektiler. Sonuçlarda bir sorun gözükmedi ama doktor yine de uyumamasını ve bir kaç gün istirahat etmesi gerektiğini söyledi.
Danışmada işimi hallettikten sonra, 1529 nolu odanın önünde durdum. Girip girmemekte kararsız kaldım fakat sonunda girmeye karar verip kapıyı çaldım. Yavaşça açtım ve Cemre'nin yatakta oturur pozisyonda Yağmur'la sohbet ettiğini gördüm. İkisi birbirlerinin en yakın arkadaşlarıydı. Yani, sanırım. İçeri girdim ve:
"Merhaba kızlar. Nasılsın Cemre? Bugün sanki biraz daha iyi gibi gözüküyorsun.
"Evet Hocam bugün daha iyiyim. Siz nasılsınız?"
"Ben de iyiyim."
"Hocam size bir şey sorabilir miyim?"
"Tabiiki."
"Sanırım benim söyleyemediğim daha doğrusu söylemeye fırsatım olmayan bir şeyi Yağmur size söylemiş."
Eyvahh!! Korktuğum başıma geldi. Hemen bu konunun kapanması gerekiyor. Bu yüzden bilmemezlikle:
"Neyi?"
"Ben 1 hafta önce siz daha odanıza çağırmadan önce elimde bir rüzgar hissettim. Hatta Yağmurlar da hissettiler. Bu mümkün mü?"
"Böyle bi efsane olduğu doğru ama-"
"Peki gerçek olabilir mi ?"
Birden kapı çaldı ve Cemre o tarafa doğru baktı. Ben de rahat bir nefes alarak ve konunun kapanmasına sevinerek başımı kapıya doğru çevirdim.
"Cemrecik nasılsın bu gün? Bak sıkıldıysan seni kaçırabiliriz istersen. Berke'yle her zaman burdayız."
Dedi Doruk. Beni farketmemiş olacak ki rahat rahat konuşuyor. O zaman biz de farkettiririz.
"Öhö öhöö! Merhaba gençler !"
Diyerek kendimi belli ettim.Doruk bakışlarını bana çevirdi:
"Aaaaa hocamm!! Biz de şakalaşıyorduk öyle. Berke'yle 'Bakalım bu kız kaçmaya niyetli mi ? Eğer öyle bir şey varsa biz de engel olalım' dedik. Dimi Berke !!"
"Tabii hocam yoksa onu hastahaneden kaçırır mıyız biz?!"
Dedi Berke de. Nasıl kıvranıyorlar karşımda. Şu anda kendimi gülmemek için zor tutuyorum.
Doruk kısık bir sesle kızlara doğru:
"Size de aşk olsun kızlar. İnsan bir işaret falan yapar, uyarır dimi yani !!"
Ben tek kaşımı kaldırıp:
"Beyler, sizin dersiniz yok muydu ?"
Diye sordum. Doruk söze başladı:
"Eee..şeyy..hocamm...varr ama.."
Berk atlayıp:
"Ama biz geç kaldık sonra da dedik ki dersi bölmeyelim. Hazır boştayken de Cemre'yi ziyaret edelim."
"Aynen. Aynen böyle dedik."
"İyi peki. Bir daha geç kalmayın ama."
Dedim ve Cemre'ye dönüp:
"Cemre bir şeye ihtiyacın olursa veya herhangi bir şey ol. Ayrıca istediğin kadar dinlen kendini iyi hissedince derslere geri dönersin."
Deyip odadan çıktım. En azından soruyu kaynatmış oldular. Kendi odama doğru yol aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASTİK OKUL
FantasyHayatım sıradan ve kötü bi (öz olmayan) aile ile kabus gibi geçerken bir sabah kapının çalması ve bir zarf ile tüm dünyam değişti artık hiçbirşey eskisi gibi değil ne o sürekli bağıran anne babaya nede sinsi gülüşlü kardeşe ihtiyacım var herşey bamb...