Şimdi bittik diye geçirdim içimden. Arkamı döndüm ve tanıdık olan sese baktım. Savaş hoca.
"Merhaba hocam !"
"Merhaba Cemre!! Sizin bu saatte, burada ne işiniz var ?!"
"Hocam şimdi şöyle. Ben bütün gün hastanede tek kaldığım için yeterince uyudum. Arkadaşlarım da hocayı kızdırmışlar. Yarın da sözlü olucaklarmış. Bu yüzden biz de çalışmak için kütüphaneye geldik."
Ne kıvırdım bee. Bu kadarını ben de beklemiyordum. Savaş hoca tek tek hepimize baktı. Sonra tekrar bana baktı. Konuşmaya başladı:
"Çalışmanızı yarın yaparsınız. Şimdi doğru yataklarınıza !!!"
Diye kükredi. Korkudan elimiz ayağımız birbirine girdi. Odalarımıza kadar koştuk. Odalarımıza geldiğimizde birbirimize 'iyi geceler' dileklerinde bulunup odalarımıza girdik.Eee, artık araştırma da yarına kaldı.
~~~~~~~~~~~~~~~
Sabah gözümü Yağmur'un sesiyle açtım.
"Cemre kalk hadi kütüphaneye gideceğiz !"
"Nee ?"
"Kızım kalksana hadii!! Kütüphaneye gideceğiz diyorumm!!"
"Ha evet doğru. Kalk hadii"
Yağmur gözlerini devirdi. Hızla üstümü değiştirdim. Yağmur da hazır olduğunda Dorukların kapısına gittik. Kapıyı çaldım, çaldım, çaldım... Ve açıldı. Karşımda hazırlanmış birer Doruk ve Berke gördüm. Gülümsedim ve:
"Tamamdır. Hadi gidelim kütüphaneye."
Kütüphaneye doğru yol aldık. Bu sefer çok daha dikkatli gittik. Henüz kimse uyanmamıştı. Savaş hoca da vampir değil ya. Uyuyordur herhalde. Karşımızdaki kahverengi kütüphane kapısından geçtik. Ne kadar büyük biyer burası. Kütüphanenin en arka kısmına gittik ve ordaki kocaman siyah kapının üstündeki girmek yasaktır. Girenler cezalandırılıcaktır!!görünce:
"Hazır mısınız ?"
Diyen Doruğa baktım. Tekrar kapıya bakıp:
"Çocuklar emin misiniz ? İsteyen gelmesin. Bakın sonu okuldan atılmak olabilir."
"Olmaz öyle şey. Anca beraber kanca beraber. Hadi yapalım şu işi !!"
Deyip kapıya yöneldi Yağmur. Berke ve Doruk da peşinden gitti. Ben de onları takip ettim. Aşağıya doğru uzanan dar ve karanlık merdivenlerden ilerledik.
"Burası ne kadar da karanlıkmış."
"Ne oldu Yağmur korktun mu ?"
"Kapa çeneni Berke !"
"Çocuklar sakin. Hadi devam edelim !"
Deyip ilerledim. Yavaş ve dikkatli bir şekilde merdivenlerden inmeye devam ettik. Merdivenlerin sonunda bir kapı belirdi. Kocaman siyah bir kapı. Burada da ne kadar çok kapı varmış ya.
"Berke sen buraya nasıl girdin ? Bu kadar kapı fazla değil mi ? Aç aç bitmiyor."
"Valla ben de bu kadar kapı hatırlamıyorum. Yanlış taraftan mı girdik acaba ?"
"Bana bak eğer yanlış yere girdiysek ölümlerden ölüm beğen. O kadar merdiveni boşuna mı indik ?"
Onlar kavga ederken ben kapıyı tekrardan zorluyordum. Ama gücüm yetmiyordu. 'Diğerleri de yardım etmezse ben bu kapıyı tek başıma açamam' diye düşünerek bizimkilere seslendim:
"Arkadaşlar bir yardım eder misiniz ? Kapıyı açamıyorum."
Kavga etmekten beni duymuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FANTASTİK OKUL
FantasyHayatım sıradan ve kötü bi (öz olmayan) aile ile kabus gibi geçerken bir sabah kapının çalması ve bir zarf ile tüm dünyam değişti artık hiçbirşey eskisi gibi değil ne o sürekli bağıran anne babaya nede sinsi gülüşlü kardeşe ihtiyacım var herşey bamb...