hera abartı büyüklükteki plaj şapkasını iyice gözlerinin önüne çekerek gizlenmeye çalıştı.
kocaman güneş gözlükleri burnuna düşünce tek parmağı ile onları geriye iteledi ve daimon'un şapkasını kontol etmek için ona uzanınca gözlükleri tekrar düştü.
"şapkanı ve gözlüğünü asla çıkarmıyorsun, tamam mı?"
daimon, şapkayı biraz daha bastıracak olursa delik açarak boynuna geçireceğinden emin olarak ablasının ellerini iteledi.
"saklanması gereken senken neden ben de kılık değiştiriyorum?"
hera oldukça rahat bir tavırla cevapladı onu.
"çünkü o seni tanırsa yanındakinin ben olduğumu da anlar."
"o kim?"
nasıl anlayamazdı ki?
"o işte."
"kim?"
"leo!"
daimon anlamışçasına kafasını salladı.
üç gündür lunaparka gelmiyorlardı ve hera da üç gündür onun adını ağzına almamıştı.
ki bu günde en az elli kere leo diyen hera için büyük bir rekordu.
"seni tanısa bile seninle konuşmak isteyeceğini sanmıyorum."
"neden ki?"
"çünkü sana bağırdı."
ellerini beline koydu ve, "haklısın... hem o benimle konuşsa bile ben onunla konuşmam ki! tek istediğimiz dönme dolaba binip gitmek! ki bunu zaten haftalardır yapıyoruz!" dedi.
daimon başını geriye atarak sitem etti.
"o zaman şu gözlük ve şapkayı takmayalım işte..."
hera küçük çocuğa inat şapkasını biraz daha indirdi ve gözlüklerini burnundan geriye itti.
daimon'un elini tuttu ve parmağını ileri uzatarak, "olmaz, daimon! hadi gidiyoruz!" dedi.
ablasının peşinden ayaklarını yere sürte sürte giden çocuk, sıranın en sonuna geçince gözlerini devirdi.
"jetonu sen vereceksin, tamam mı? ama asla gözlüğe güvenerek onunla göz göze geleyim deme! sadece jetonu uzat ve kabine yürü."
daimon suratını astı ve gece takılan güneş gözlüğünün, olduğundan daha şüpheci gözükeceğini ablasına söylemedi.
"tamam."
"tekrar et!"
küçük çocuk avucunun içerisindeki metal iki jetonu karıştırırken istemeye istemeye konuştu.
"gözlerine bakmadan jetonu ona vereceğim ve sonra direkt kabine gireceğim."
hera başını okşadı ve, "aferim ama sesini de biraz değiştireceğini söylemeyi unuttun." dedi.
daimon gözlüğünü çıkararak bir karış açık kalan ağzı ile ablasına bakakalı.
hera panikle küçük çocuğa verdiği annesinin gözlüğünü geri takmaya çalıştı.
"bana sesimi değiştirmemi söylemedin!"
"dedim!"
"hayır, sen dedin ki-"
"tamam! dememiş olabilirim ama bu, sesini değiştirmen gerektiği gerçeğini değiştirmez."
daimon ellerini iki yana açarak sitem ettiğinde hera onun omzunu dürterek denemesini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
f u n f a i r
Romance❝ ℋ er gün onu görebilmek adına küçük kardeşimi lunaparka götürüyordum. ❞ - short story