⦅ 15 ⦆

279 30 3
                                    

leo yanı başında oturup hareket etmeden duran hera'dan gözlerini ayırdı.

genç kız oturduğu kanepede sırtını arkaya yaslamamış, ellerini kucağında gergince birleştirmiş bir şekilde gözlerini karşısında yerde oturup oynayan iki çocuktan ayırmıyordu.

leo ondaki bu durgunluğa kendisinin sebep olduğunu biliyor ve içten içe kendine küfrediyordu.

yarım saat önce onu bilinçsizce kendine çekip öptükten sonra hera onunla yalnızca iki kez konuşmuştu.

onu daha önce hiç olmadığı bir şekilde konuşmuyor, elindeki şekerlerin varlığına duyduğu sevinci bile dile getirmiyordu.

neyi yanlış yaptığını bulabilmek adına tekrar o ara sokaktaki anlarına dönerek düşündü.

hera, leo onu öpmeyi bırakıncaya dek geri çekilmemişti.

genç adam onu öperken kılını kıpırdatmamış, nefesini tutarken o öpücüğün bitmesini diliyor gibiydi.

bu yüzden leo ondan geri çekildiğinde hera tökezlemiş, başını aşağı eğerek onun bakışlarından kaçınmıştı.

birkaç adım gerileyerek gergince ellerindeki poşetler ile oynamıştı.

'hadi eve gidelim.' dedikten sonra yol boyunca ağzını bir daha açmamıştı.

leo'dan iki koca adım uzakta yürümüştü.

"birlikte şeker dükkanına gittiğinize inanamıyoruz!" diye daimon açtığı yeni şekeri ağzına atarak paketini avucuna sıkıştırdı.

hemen yanında bağdaş kurarak oturan pembe etekli küçük kız da, "evet! ağabeyim şekerlerden hiç hoşlanmaz." dedi.

hera gözlerini çocuklardan ayırmamasına rağmen yanında oturan genç adamın koltukta huzursuzca kıpırdandığını fark etti.

"oraya bir gün birlikte gitmeliyiz." diye mırıldandı hera.

leo, hera'nın sesini duyduğunda ona dönüp bakacaktı ki arka cebindeki telefonu titreyerek onu unuttu.

telefonuna ulaşarak ekrandaki yazıya kaşlarını çatarak baktığını yan gözlerle gören hera merakla ona sormak istedi.

mesaj kimdendi ve leo neden kaşlarını çatmıştı?

ona bakarken yakalanmak istemediği için leo telefonunu uzanıp sehpaya koyacağı sırada hemen önüne dönerek şeker yiyen çocuklara baktı.

masadaki telefon titreyerek yüksek ses salonda yankılandı ve leo lanet mırıldandı.

hera tekrar ona dönerek genç adamın telefonu alarak kulağına dayamasını seyretti.

leo yanından kalkarak telefon ile uzaklaştığında hera sırtından bakışlarını çekmedi.

o salondan çıkmadan hemen önce bıkkınca 'efendim?' dediğini duyabilmişti.

hâlâ yanakları alev alev yanıyor, utancını ele veriyor olmalıydı.

daimon'un ona daha önce leo'nun onu öpebileceğini söylediğinde tepkisi bambaşka olmuştu.

şaşırmış ve bunun asla olmayacağını düşünmüştü.

fakat öte yandan da leo onu buluşmaya çağırdıysa da öpebilirdi de.

hera daha önce bir başkasının dudaklarını kendine bu kadar yakın hissedip, dudaklarının üzerinde onlarla buluşmamıştı.

şüphesiz bu, genç kızı orada bayıltmak için geçerli bir sebepti.

f u n f a i rHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin