daimon hayali kılıcını öne savurup sallamaya başladı.
bir yandan da iki ayağının üzerinde ileri geri zıplıyordu.
"gardını al seni alçak!"
daimon ile yaşıt kıvırcık, sarı saçlı erkek çocuğu kaşlarını çattı ve zıplayarak odanın diğer ucuna kaçtı.
"buraya gel! benden kaçamazsın!"
timmy kaçarken daimon öne atılıp takla attı ve hemen birkaç adım ötesinde bitti.
"beni yakalayamazsın seni adi şövalye!"
hera şiş karnını tutarak çığlık attı: "yardım edin!"
şövalyenin dikkati hamile kadına çevrilince haydut silahına uzandı ve tek deneyişte yastığı daimon'un kafasına gönderdi.
yüzüne yediği yastıkla sersemleyen daimon geriye düştü.
"sayın şövalye! siz iyi misiniz? aman tanrım!"
şiş karnı yüzünden paytak paytak yürüyen kadın şövalyenin yanına geldi.
dizlerinin üzerine çökerek şövalyenin kanayan omzunu tuttu.
silahını bir kez daha ateşleyerek yastığı daimon'a fırlatacak olan timmy, kapı zili ile kollarını başının üzerinde kaldırmış bir şekilde donakaldı.
"siz devam edin! ben bakarım!"
hera elini burnunu önünde önemsiz der gibi salladı ve zorla dizlerinin üzerinden kalktı.
rolünü fazla ciddiye alıp bacaklarını ayıra ayıra merdivenlerden yavaşça indi.
hatta öyle ki, eli belinde kapıyı açmadan hemen önce kapı iki defa daha çalınmıştı.
uzun boyu ve siyahlara bürünmüş düzgün fiziği ile kapı eşiğinde dikilen genç adam, karşısında eli çıkık karnında olup şefkatlice okşayan hera'ya baktı.
kaşlarını çattı ve olay gayet normalmiş gibi ona sırıtan kızın karnına bakakaldı.
hera önüne düşen saçı üfledi ve kollarını öne uzatarak leo'nun üzerine atıldı.
karnı ona engel olduğu için yeterince ulaşamadığında ufladı ve bozuntuya vermemeye çalışarak parmak ucunda daha da yükselmeye çalıştı.
"üzgünüm, biraz hamileyim de."
leo zar zor elini beline dolayarak ona sarıldı.
hera geri çekilerek kirpiklerini defalarca kırpıştırarak ona baktı.
genç adamın ona bakmasını istiyorken bakışlarının kaydığı noktayı takip etti ve yamuk yumuk olan karnına baktı.
leo'nun parmakları karnına gelerek yoklamaya başladığında hera şişkin karnını okşadı.
"merak etme, sadece yastık." diye kıkırdayarak konuştu. "içeri gelsene." elinden tutup peşinden sürüklemeye çalıştı.
bir adım atmıştı ki yerinden kımıldamayan leo, hera'yı kendine çekerek sert gövdesine toslattı.
sonra hiçbir şey demeden hera'nın şiş karnını yokladı ve yastığı çekiştirmeye başlayınca hera ortaya bir çığlık koyuverdi.
"hayır! o benim bebeğim, yapma!" tıpkı oyuncağı elinden alınan bir kız gibi ciyaklıyordu. "karnımı çekiştirmeyi bırak!"
leo pes etmedi ve hera en sonunda, "eğer istiyorsan bebeğimin babası olabilirsin ama bilmelisin ki babalar bebeklerini annelerinin karnından böyle çekiştirmez!" diye çığlık attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
f u n f a i r
Romance❝ ℋ er gün onu görebilmek adına küçük kardeşimi lunaparka götürüyordum. ❞ - short story