⦅ 22 ⦆

372 23 9
                                    

sabırsızlıkla elbisenin uçlarını çekiştiren hera, örtünün üzerine oturarak saçlarını omuzlarından geriye attı.

tatlı bir iç çekiş soluğu dudaklarının arasından kaçtı ve yanı başında dikilen uzun gence kafasını geriye atarak baktı.

"benim için tüm bunları yaptığına inanamıyorum!" diyerek çığlık attı. "çok tatlısın!"

leo yere oturarak hera'nın yakınında bağdaş kurdu.

"keşke sürprizini bana daha önce söyleseydin... o zaman ben de bir şeyler hazırlayabilirdim!"

haberi olsa bile muhtemelen genç kızın tatlı bir şeyler hazırlayacağını düşünen leo, omuzlarını silkerek bacaklarını önüne uzattı.

geriye eğilerek dirseklerinin üzerine yaslandı.

"sorun değil. büyükannem bunları hazırlamak için hevesliydi."

"dönüşte size uğrayalım ki ona teşekkür edebileyim!" sonra heyecanla ekledi: "... ama öncesinde bize uğrasak fena olmaz. daimon'u da alırız ve mia ile ikisi ben teşekkür ederken oynayabilir!"

bir yandan etrafı incelerken geldikleri yerin gerçekten de ıssız olduğunu düşünüyordu hera.

etrafları yeşilliklerle çevriliydi ve iki yanlarında uzanan gür ağaçlar onları dış dünyadan koparıyordu.

gergince alt dudağını dişlerinin arasına hapsetti ve çekingen bakışlarını genç adama çevirdi.

"burada tamamen yalnız mıyız?" diye sordu mırıldanarak.

leo ona çapkınca sırıttığında onun bu utangaç halinden keyif alıyordu.

"tamamen yalnız."

hera kucağındaki birleşmiş ellerini öne doğru uzatarak gerindi.

sonra elleri kucağına geri düştü ve, "pekâlâ." dedi.

leo bir şey demeksizin yarı uzanır pozisyonunda genç kızı arkasından seyrediyordu.

yüzünün yarısını göremiyor olsa da hera'nın etrafının gerginliklik ile giderek çevrelendiği tahmin edebiliyordu.

kısa bir süre sonra etrafını yeterince incelediğini düşünen hera en sonunda, "peki bu, yalnızken yapabileceğimiz şeyleri şimdi yapabileceğimiz anlamına mı geliyor?" diye sorarak ağzından kaçırıverdi.

başını eğmiş, çıplak bacaklarını kapayan elbisesinin üzerinde gergince birleştirdiği parmakları ile oynuyordu.

leo ona cevap vermediğinde utancından arkasına dönüp ona bakamadı.

beni duymadın mı? veya yapabilir miyiz? diye tekrardan soramadı.

en sonunda leo'nun eğlendiğini gizlemeye çalışan, sırıtışını zar zor bastırabildiği dudakları aralanarak, "ne gibi?" diye sordu.

hera pat diye, "öpüşmek." dedi.

heyecanını daha fazla gizleyemediği için hızla arkasını dönmüş, leo'nun kabul etmesini beklerken kocaman açtığı gözleri ile ona bakıyordu.

leo gözlerini kıstı ve, "öpüşmemiz için yalnız olmamıza gerek yok." diye açıkladı.

hera, "evet, var." diye mırıldandı sonra leo'nun bakışı ile kendi fikrinden vazgeçerek onun haklı olduğunu kabul etti.

"o zaman daha fazlasını yapabilir miyiz?"

genç adam sadece sırıttı ve ardından hera onu izlerken yere tamamen uzanarak ellerini başının altından geçirdi ve gökyüzünü izlemeye başladı.

f u n f a i rHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin