⦅ 16 ⦆

277 32 14
                                    

telefon nihayet iki cevapsız, beş çalıştan sonra açıldı.

leo, neden mesajlarına ve aramalarına cevap vermediğini soracaktı ki telefondakinin hera olmadığını anladı.

'alo?'

leo, nihayet telesekreter yerine birinin sesini duyması ile yatakta doğruldu.

'daimon? ablan nerede?'

'burada.'

leo gözlerini devirdi ve, 'telefonu neden ona vermiyorsun?' diye sordu.

daimon arkasına dönerek yatakta inleyerek yatan ablasına bir bakış attı.

'veremem.'

sıkıntılı bir nefes vererek sordu leo: 'çünkü?'

'yatakta kıvranıp ağlamakla meşgul.'

'ne?' diye hayretle sordu. 'hera ağlıyor mu?'

sanki imkansızmış gibi gelen bu kelime, hiç inandırıcı gelmiyordu leo'ya.

hera'ya ağalamayı yakıştıramıyordu.

'yanımda ve ağladığına eminim.' demeden yan gözlerle ablasına baktı.

genç adam ne olduğunu anlayamazken ayağa kalktı ve odasında turlamaya başladı.

'telefonu ona ver.' diye düz bir şekilde otoriterce konuştu leo.

daimon bir süre sessiz kaldığında leo onun nefes sesini duydu.

ardından küçük çocuk, 'veremem beni duyduğunu bile sanmıyorum.' dedi.

'ablanın nesi var, daimon?'

onun göremeyeceğini bilse de omuzlarını silkti küçük çocuk.

'bilmiyorum. karnını tutarak inliyor ve sürekli ağlıyor.'

ona hera'nın sesini duyurabilmek adına telefonu kulağından çekti ve ablasına doğru havada tutarak inleyişlerini duyurmaya çalıştı.

'karnını bozacak bir şey mi yedi?'

hera diğer tarafa dönerek yatağın ortasına yuvarlandı.

daimon, 'farklı bir şey yemedik. her zamankindendi.' dedi.

ona yardımcı olmayan çocuk aksine daha da telaşlanmasına neden olduğundan habersiz miydi acaba?

leo ofladı ve, 'daimon,' dedi. 'ne yediniz?'

cevap çok basit dercesine omuzlarını silkti daimon.

'şeker.'

leo boştaki elini yüzüne tuttu ve kaşları ile şakaklarını ovarak sert nefesler verdi.

'ondan önce?'

daimon gayet normalmiş gibi, 'yine şeker.' dedi.

karnının şeker yemekten ağrıdığını düşünmeye başlayan leo, 'lanet olsun.' diyerek kendine engel olamadı ve ardından komodinin üzerindeki cüzdanını arka cebine attı.

merdivenlerden indi ve telefonunu kulağı ile omzunun arasına sıkıştırarak ayakkabılarını geçirdi.

'bana lanet okuyarak ablama yardımcı olamazsın.' dedi bilmişlikle daimon. 'telefonu her an yüzüne kapayabilirim.'

f u n f a i rHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin