Eylül ile Ali Hazalın çıkış işlemlerini yapar.
Eylül: ee ablacım anlatacak mısın
Hazal: neyi ablam
Eylül: bu kurşunu nasıl yediğini mesela Aliye bakarak
Hazal: abla şimdi şöyle oldu biz çatışıyorduk ondan sonra vuruldum işte böyle abartılcak birşey yok
Eylül:yok sen bundan bir kaç hafta önce vurul ölümden dön sonra şimdi çatış enişten çılgın terminatör gibi bu sefer bacağından vurul
Ama abartılcak birsey yok öyle mi
Ali: hanımefendi rocky çıktı başıma
Kurşuna yürümeyi çok seviyor o kadar dedim siper al diye al sonuç
Hazal: satışa gel hani gizli kalcaktı ya
Abla bu eniştem var ya ne yaptı biliyor musun
Eylül: ne yapmış
Ali: şşh
Hazal: görev gereği bir kadın ile
Eylül kaşlarını yukarı kaldırıp: görev gereği kadın demek
Hazal: ohhh beni satarsan bende
Ali: aşkım ben Birşey yapmadım kadın asıldı
Eylül: temas oldumu
Ali: şey
Eylül: Alii temas oldumu dedim deli etme beni
Ali: benden yana olmadı aşkım yemin ederim kadını yakalandığımız gibi tutukladık en az iki sene yatar
Eylül trip atar
Ali: aşkım yapma ya beğendinmi yaptığını
Eylül: nerde bu yıllışık
Ali: hapishane de olur yarın
Eylül: ooo birde nerde olucağına biliyoruz hemen ziyaret et istersen temas gercekleşir arabaya biner
Ali Hazala bakar: cadı
Hazal: böö dil çıkarır
Ali: gir bakalım sen dur sana ben ceza vereceğim
Ali: aşkım pastane gidiyoruz deme
Eylül: gitmiyoruz
Ali: sen aşermedin mi
Eylül: aşermem gitti kızım istemiyor birşey artık
Ali: demek kızımız demek öyle hissediyoruz bir ama ben yine alırım o pastayı ister ye ister yeme
Hazal: pasta mı
Ali: ne o sende mi aşeriyorsun bildiğim kadarı kurşun yarası ile aşerilmez neyse ki baldızımsın Emrah affetmez beni
Ali Pastanenin önünde durur: ben hemen geliyorum pastaneye girer
Ali: usta her türlü pasta istiyorum
X: kaç tane
Ali: 4 tane olsun çilek çikolata muz olabilir kiraz da olur
X: eğlence var galiba abi
Ali: hayır yengen istedi
X: maşallah yengeye bak ikiz geliyor galiba
Ali: keşke ikiz gelse baldız belası
X: baldız hamile mi
Ali: lan ne diyon oğlum sen o benim bacım hastaneden çıktı yeni yengen aşerince oda aşeriyor otomatik aynı kandan gelince
X : allah kolaylık versin abi
Ali: sağol ya al kardeşim kolay gelsin
X: sağol abi
Ali pastaneden çıkar
Ali arabaya biner
Eylül yandan pastalara bakar belli etmeden tribine devam eder
Hazal: sağol enişte ya ben bunu yersem şimdi yarına bişeyim kalmaz hemen ayaklanırım
Ali içinden: sen dur cadı gör bak ne yapıyorum sana ben
Ali elini eylülün karnına koyar : kızım iyimisin Anne konuşmuyor benle küsmüş birazda kıskanmış olsun kıskansın zümrüdüm birazda o kıskansın hep ben mi kıskanacağım
Eylül yüzünü cam tarafına çevirip güler
Ali fark eder güldüğünü güler
Birlikte eve varırlar
Evin kapısını açarken Içerden bebek sesleri gelir
Birlikte salona gelirler
Ali: ne oluyor lan burda Melek
Melek: Ali abim Yenge Hazal
Eylül: hoşgeldin canım benim
Hazal: naber tatlım
Melek: iyiyim
Ali: abicim sen ne zaman geldin
Melek: bir kaç saat oldu
Ali: kim getirdi baban mı yok ya ortalıkta
Melek: ben babamı şey yaptım
Ali: ne yaptın
Melek: yolladım hemen
Eylül: Songül annecim gel kuzum berat annem oh kuzularım
Ali: yolladın mı nasıl yani
Melek: yani yollamak söylenmez solladım desem
Ali: neee
Melek: evet
Eylül: sen cumali enişteyi
Hazal: 1.. 2.. 3 gelsin haber
Melek anlatmaya başlar
Ali: ne yaptın ne yaptın
Melek: duydun işte abi
Babam otogarda kaldı Molada
Ali: az değilsin kız uyku numarası yapıp otobüs kalktı kızım sen yaptın ya kızmıştır çok
Melek: yok konuştum siz gelmeden birşey demedi
Ali: Ayla gibisin aynı korkulur ikinizden yemin ederim gel bakalım cadı gel de Sarılayım sana
Melek: abiim
Eylül: gel cadı buraya
Hazal: ayyy bende sarılayım
Ali: hemen kıskan satıcı cadı
Eylül: o cadı olabilir sen az değilsin komutan daha görüşeceğiz seninle temas haaa nerde pastalarım
Ali: aşkım ne olur yapma daha 2 haftalık hamilesin
Melek: hii abla hamile misin bu kaçıncı ya
Ali: Hala oluyorsun diyeceğim değilsin halası urfada sen minik halasısın
Melek: ayy yenge bebek mi geliyor Eylülün karnını sever
Ali: melek dadı nerde
Melek: o erken çıkmak zorunda kalmış bende izin verdim
Ali:yangazlar nerde
Melek sırıtır: yangazlar onlar burda mı abi
Ali: ne sırıtıyorsun kız temas yok Artık niye ise
Eylül: doğru temas yok inşallah yoktur
Ali: off ya Hazal yaktın beni
Hazal: off acıktım be
Eylül: Melek ben Ömer Alimi emzireyim geliyorum siz o zamana kadar ikizlerle ilgilenin deyip yukarı çıkar
Alide çaktırmadan Eylülün peşinden yukarı çıkar
Eylül oğlunu emzirir hemencicik
Ali kapıda bekler
Eylül oğlu ile çıkar: oğlum bak baba da burda gel babaya git bende yemek yapayım nede olsa o bugün acıkmıştır görev gereği kadın ile yakın temastaydı
Ali: eylül aşkım belinden tutarak kendine yaklaştırır
Ali: güzel karım benim gözüm senden başkası görmez asla senin üstüne gül koklamam sen bunu anlamadım şuan hamileliğin ilerliyor dokunamıyorum sana zaten ızdırap gibi geliyor bana
Ben sadece sende yandım , sadece seni istiyorum bak Ailemiz büyüyor 4 bebeğimiz geliyor
Eylül gülümsemeye başlıyor
Ali: güveniyor musun bana
Eylül: sana güveniyorum da kıskandım işte olamaz mı
Ali: olur olabilir
Ali Eylülün dudağına hafif öpücük kondurur
Eylül de ufak karşılık verir
Ali: oh be kıyamdan çıktım aklım gidiyordu
Eylül: o zaman komutan bey oğlunuzu Alınız bende yemek yapmam lazım
Ali: sevgilim fazla yorma kendini agır kaldırmak yok ayakta fazla durmakta yok
Ali oğlunu kucağına alır: olum hanimiş benim oluma anne benimle barıştı gel Teyzeyi çatlatalım ne dersin haa
Birlikte aşağa inerler
Ali: Teyzesi küçük halası biz uyandık
Melek: ömer kuzum oh oh yerim seni maviş prensim
Hazal: aa bırakın o teyzesinin prensi birkere
Gel gel mavişim benim sen bana gel Ali Ömer Aliyi Teyzesinin kucağına verir
Ali: Melek abicim yengene baksana fazla yormasın malum iki canlı telefon edip geleceğim
Melek: tamam abi
Hazal:Teyze seni çok seviyor kuzum
Ömer Ali sesler çıkarır
Ali istihbaharat karargahını arar: aloo Mehmet başcavuşum
Mehmet: emredin komutanim
Ali: senden birsey isteyecem bir kişi hakkinda soruşturma
Mehmet: kim komutanım
Ali:Tuğrul Ateşoğlu kim miş öğren bakalım siciline bak vukuat işlemişmi herşeyini bilmek istiyorum
Mehmet: kim ki komutanım
Ali: oğlum araştır işte
Mehmet: emredersiniz komutanım
