72.Bölüm"Kıskançlık Vakası"

576 47 26
                                    

Multide - bölüm son arka müziği

Yazardan
Bir Haftadır Songül ile Eylül Artık üst doktordur. Murat ile Fatih acilen Rize ye dönmüşlerdir.
Ali ise sık sık Karargahta olur, Eylülde işe kendi gitmek zorundadır

Yine bir sabah Eylül hastanede çalışıyordur. İkizlerine başka bakıcı tutmuştur
Alinin ise aklı hep Eylüldedir sürekli Eylülünü düşünür

Eylül bir hasta ile konuşur: eğer korkuyorsanız sizi başka bir uzmana devama yönlendireyim o size yardımcı olacaktır ameliyatı o gerçekleştirir
Hasta: yok ben size güveniyorum dr Eylül hanım lütfen tedaviyi sizin yapmanızı istiyorum ve ameliyatı da tabiki
Eylül: teşekkür ederim üzerinizi giyebilirsiniz
Hasta giyinip gider Eylül ile vedalaşır: teşekkür ederim doktor hanım ve çıkar
Tuğrul iyice hırslanmış Eylül ile Songülün yükselişini hazmedemez
Bu yüzden ilk Eylül den hıncını almak ister ve ustalık ile tere yağından kıl çeker gibi hal etmek ister
Ve hemen başlar plan yapmaya
Eylül ise başına geleceklerden habersiz bilmez.
Tuğrul ilk önce Eylülün evine çiçek  hemde çok güzel bir buket, kartın üstüne de" sizden öncelikle çok özür güzel bayan yazar yazdırıp yollar
Tuğrul Aliyi delirtmek için Eylüle iyi davranmaya niyetli.
Öğlen olmuş Eylülün mesafesi bitmiş odasından çıkıp çeketini giyer odasına Songül gelir:
Eylül naber canım benim yeğenim nasıl
Eylül: asıl benimde yeğenim nasılmış
Eylülün telefonuna mesaj gelir: Eylül sırıtır
Songül: niye sırıtıyorsun ya kimle yazışıyorsun öyle
Eylül:kimle olucak songül kocamla tabiki
Songül: niye ne oldu
Eylül: canım çiğ köfte çekti ondan songül
Songül aşerme olayları geliyor galiba
Eylül: evet yavaş yavaş hadi kaçtım bebelerim bekler ikisi vedalaşır Songül odasına gider
Tuğrul Eylülü görünce hınzır hınzır gülmeye başlar.
Eylülün telefonu çalar o anda
Eylül açıp: canım kocacım gel al beni
Ali: güzel ve kızım nasıllar bakalım
Eylül karnını okşayarak: iyiyiz babası ayrıca aşkım kız olacağını nerden biliyorsun
Ali: öyle hissediyorum sevgilim bir kızımız olacak evin küçük prensesi
Babasına düşkün olacak
Eylül: şapşik kocam deyip güler
Tuğrul o anda hayatının fırsatını bulur: Eylül diye çağırır
Eylül kulağında telefon ile  yüzünü çevirir kaşlarını kaldırırak
Ali telefonda: aşkım o kim
Eylül: siz
Tuğrul: iş kimliğin düşmüş
Eylül: sağol Tuğrul bey
Ali sinirlenerek: aşkım ne işi var  o itin senin yanında
Eylül: bende anlamadım ki  aşkım ya birden bire tövbe tövbe
Tuğrul mahsus: yüksek ses ile senin gibi iyi doktor görmedim Eylül
Eylül: ney
Ali: Eylül Bu adam dayak istiyor galiba
Eylül: aşkım sakin ol ne dediğini bilmiyor heralde
Ali: Eylül deli etme beni o adamın yanından uzaklaş yoksa elimden bir kaza çıkacak orda dur geleceğim kapatır
Eylül: Tuğrul bey neyin peşindesiniz
Tuğrul: kötü rakiptik iyi arkadaş olalım istiyorum
Eylül: bunun için biraz geç değil mi önce uğraşın biz yükselince kafayı yerseniz şimdi de hiç bir şey olmamış gibi dost mu olalım bakın kocam heran burda olur sizi benim yanımda görürse önce sizi güzel benzetir bana küser aramı bozmayın kocamla
Tuğrul: yok canım ben öyle Aile bozan bir adam mıyım hele ki bir yuva
Ali o anda çılgın gibi araba sürer içinden: ulan ben sana ne dedim karımdan uzak dur demedim mi göstereceğim ben sana
Ali kliniğin önüne varır arabanın kapısını sertçe çarparak kapatır ve kliniğe girip danışmaya: Eylül Göktürkün odası nerde acaba
Danışma: nesi oluyorsunuz
Ali sinirle: bak zaten sinirim tepemde ama cevap veriyorum Eşiyim Ali Göktürk
Danışma: 3..katta
Ali merdivenlerden ışık gibi çıkar
Tuğrul: Eylül  herşeyden çok çok özür dilerim
Eylül: Tuğrul bey yeter bu kadar samimiyet istemez
Tuğrul: çok üzgünün  deyip Eylüle Birden sarılır
Eylül: napıyorsunuz ya bırakın beni
Ali: Eylül!
Tuğrul içinden hınzır hınzır gülmeye başlar:
Ali: Eylül ! Çek ulan pis ellerini karımdan yakasından tutup
Tuğrul: Ali bey benim suçum Eylül hanım bana sarıldı
Eylül: aaaa aşkım yalan söylüyor ben sarılmadım
Tuğrul: beni affetmeyince bende ağlıyordum teselli etmek istedi ve sarıldı
Ali yakasını bırakır: basgit lan !!!
Ali: Eylül ne demek oluyor bu! Eylül çıldırtma beni sana soru sordum
Eylül: aşkım birden bire başladı manyak bana inanmıyor musun yoksa
Ali: Eylül temas halindeydiniz geri niye itmedin
Eylül: itmeye çalıştım görmedin mi fazla kuvvetli
Ali Eylülü sertçe kolundan tutar: yürü eve gidiyoruz
Eylül: Ali canımı akıtıyorsun bırak ya bırak ağlamaya başla
Ali: Eylül yürü dedim delendirme beni kolunu sıkar
Eylül tokat atar Aliye: git hangi cehenneme gidiyorsan git canımı acıttın yeterince beni üzdün bana inanmadın
Ali pişman olur: aşkım ağlama canını acıtmak istemedim aşkım Eylül burhanlık öfke işte
Eylül dinlemez hızla çıkar, Ali kolundan tutup Eylülü kendine çeker: nereye Eylül sen benim karımsın 3 bebeğimiz var karnındaki de benim bebeğim aşkım dinle ne olur
Eylül aliyi iter  taksi çevirip taksiye biner Alide peşinden gider ama
Eylül: evime adresim ************ şurası ağlayarak
Ali camı vurup: aşkım dur nereye aşkım dur dinle özür dilerim durdur
Eylül hüngür hüngür hüngür ağlar: abi eve gidelim
Taksici : tamam bacım
Ali orda paramparça olur: aşkım ... kahretsin ulan şerefsiz seni gebertmezmiyim ben
Deyip arabaya koşup arabaya biner:
Eylül taksiyle eve varır parasını ödeyip ağlayarak eve girer:
Bakıcı: Eylül hanım iyimisiniz
(Gözlüklü Bakıcı bu arada adı Yasemin)
Yasemin: Eylül hanım çocuklarınız uyudu
Eylül: yasemin yarın gelirsin hadi git eve kimseyi istemiyorum hadi git
Yasemin: ama Ali bey size
Eylül: yasemin istemiyorum git dedim
Yasemin gider evden çıkar
Ali o anda eve gelir: yasemin Eylül içerde mi
Yasemin: şimdi girdi Ali bey çok ağlıyordu
Ali: sen niye gidiyorsun
Yasemin: gitmemi istedi
Ali: kim var evde
Yasemin: hazal hanım mesayiye kalacak mış yani geç melek hanım da arkadaşının evinde ders çalışıyormuş
Ali: tamam yasemin sen git
Eylül evde hüngür hüngür ağlar , ağlamaktan evdeki çiçek biletlerini görmez
Ali eve girip: Eylül Eylül aşkım pişman...
Ali: bu ne böyle çiçekler bakarak
Eylül: ne bilim ben hem ben sana görünme gözüme demedim mi ya yıkıl karşımdan bu evlilikte güven yoksa biz niye evliyiz Ali hee
Ali: aşkım saçmalama  ben sana güveniyorum çok  kıskandım deli olacaktım sana sarıldı itoğlu sana dokundu tenine
Eylül: Ali bana inanmadın tamam mı
Ali: çok merak ediyorum kim göndermiş bu çiçekleri
Ali eline bir çiçek alır içinde bir kartı çıkarıp:" senin gibi güzel bir bayanı üzdüm bağışla benil"
Ali sinirden çiçekleri yere fırlatır: Eylül bak utanmadan sana çiçek göndermiş
Eylül: ben napim ali
Ali: Eylül bu adam ne istiyor senden ya birden bire böyle samimi olma çabaları niye birşey demiyorsun
Eylül: ne diycem Ali adam manyak görmüyormusun
Ali: hoşuna mı gitti Eylül hanım sarılması çiçek göndermesi
Eylül: tokat atar Ali haddini aşıyorsun ne demek istiyorsun sen benim gözüm senden başkası görmez git çık evden Ali çık kalbimi kırıyorsun canımı acıtıyorsun hıçkıra hıçkıra ağlamaya baslar
Ali: aşkım Eylül öyle demek istemedim
Eylül: ama dedin Ali dedin
Ali: aşkım tamam tamam ağlama
Eylül: Ali çık yalnız kalmak istiyorum
Ali: aşkım yapma özür dilerim
Eylül: bir kaç gün eve gelme düşünmeye ihtiyacım var
Ali evden çıkar
Ali: kahretsin kahretsin naptın ben ya naptın ya
Ali: Alo Güney nerdesin
Güney: karargahta
Ha iyi oğlum ben büyük  eşeklik ettim geliyorun yanına
Aynı anda Eylül: alooo Songüļ nerdesin sana ihtiyacım var çok kötü şeyler oldu gelir misin iyi hadi bekliyorum

❤YaRaLı GöNüL❤(Final)(Düzenliyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin