82.Bölüm" Hala Tehdit altındayız "

437 43 62
                                    

Yazardan
Adam zehirli iğneyi çıkarır Songülün karnından
Eylül şoke olur
Eylül: Songül ! hayır naptın sen bırak arkadaşımı
Songül: be..beb...bebeğim
Songül bayılır o an
Eylül: yardım edin  yardım Songüül kardeşim
Imdat imdat güvenlik yokmu
Adam kaçarak: kahretsin susmadı
Melek: yenge ne oldu, s sende kimsin
Eylül: Dur kaçma Melek polisi ara çabuk
Adam Meleği yere iter
Melek: ne oluyor be !! yenge sen iyimisin Songüle ne oldu
Eylül ağlar: ben iyiyim çabuk ol Melek çabuk az önceki adam beni öldürcek ken cağır Songüle zehirli iğneyi karnına batırdı
Melek: Songül kendine gel ! Songül abla ! yardım edin ! Doktor yokmu
Doktor gelir o anda: ne oldu burda !
Eylül ağlayarak: arkadaşım kardeşim beni kurtarmak isterken zehirli iğneyi karnına batırdı  o doktor kılığındaki adam, arkadaşım 5 aylık hamile
Ne olur kurtarın ikisini de anneye de bebeklerine de birşey olmasın
Melek: yenge sakin ol sende hamilesin
Doktor yerde ki zehirli iğneyi görerek: çabuk olun çabuk hemşire hanım cabuk ol
Hemşire gelir şok olur görüntüye
Doktor: çabuk çabuk hemen panzehir vermeliyiz bebeklere zarar vermeden
Songül sedyeye yatırırlar
Eylül kalkmak isyeyince Melek: yenge napıyorsun
Eylül: Songüle gidicem Melek çekil
Melek: ama
Eylül: yavaş yürüyecem Melek ama ben Songülün yanından biran olsun ayrılmam
Melek: dur bekle bari koluma gir gel yavaş yavaş

Ali Barana bakar
Baranın elindeki bıçak yere düşer sonra arkasına dönerek
Hazalı görür sonra Sırtına 3 kurşun yarası görür birden yere yığılır.
Ali Hazala: Hazal abicim sen ne yaptın , Hazalın yanına gider
Hazal: yapmam gerekeni gözleri açık halde şoktadır
Güney nabzına bakarak: ölmedi pislik yaşıyor hala ama durumu çok ağır
Ali: baldız napıyorsun getirelim mi Hastaneye
Hazal ses gelmez öyle bakıyordur abisine kendi kendine: sonunda bana bunu da yaptırdın ailemizin yüz karası
Ali: Hazal abicim birşey desene
Hazal devama Barana: neden yaptın bunu neden rahat durmuyorsun haa ben seni öldürmemek için seni dört duvarın arasına attırdım sen naptın yine ha bağırarak ağlar
Güney: kan kaybediyor bu devrem
Ali: Güney bekle devrem ! Hazal ? Abicim hadi cevap ver
Hazal: istediğinizi yapın ister hapisten çıkarın ister kurtarın benden uzak tutun onu benden yeterki
Güney: oğlum bu ölüyor
Ali: alo ambulans mı  çok acil bir durum
Hazalın göz kirpikleri oynar
O anda Uğur gelir: Hazal ne oldu burda
Hazal cevap vermez
Uğur: Hazal Başkomiserim ?
Hazal: Rahat durmadı cezasını kestim
Uğur Barana bakar: yaşıyor mu
Güney: biraz da burda kalırsa ölecek
Uğur: Hazal kurtulsun mu ? Karar senin
Hazal: karar sizin
Arayın ambulansı
Ali: aradık abicim
Ali Şokta olan Hazalı götürürken
Baran son gücü ile:Ha.. Ha.. Haz.. Haza...Hazaaal !
Hazal durur
Ali: ne oldu baldız
Hazal Barana Dönerek
Baranın ağzından kan gelir ve son cümlesini söyler : Ka.. Ka.. Kardeşim af.. af ... affe.. affet.. affet beni kardeşim ellerini Hazala doğru uzatır
diyerek can verir oracıkta
Gözleri açık kalır
Güney: öldü devrem gözlerini kapatır
Ali: asil bir ağa oğluyken vatan haini kardeş katili olarak öldün
Hazal: bitti mi , Bitti herşey bitti,
Artık o yok. Senden nefret etsemde abimdin ama sen kendini sevdin bize acılar sorunlar zor günler yaşattın, neden yaptın ? neden ? Gözlerinden yaşlar damlar ağlar. Ben seni öldürmek istemedim ama bunu sen bana mecbur ettin, niye rahat durmadın haa ? Senin yüzünden bende kardeş katili damgası yedim ! kendi abisini öldürdü diyecekler
Ali: baldız senin suçun yok ki ! Ben seni görseydim  vurmana engel olurdum benimde hatam oldu
Hazal: yok enişte o rahat durmadı hem senin ne suçun var ki ben ateş  etmeseydim sen ölecektin, sen ölünce Ablam kahrolacaktı. İşte o zaman hedefine ulaşmış olacaktı ablam onu öldürecekti veya kendini ve birlikte karnında bebeği senin peşinden gelecekti geri kalan 3 çocuğunuz yetim öksüz kalacaktı. Abla ölürse üzülürse senin acından bende kahrolurdum kendimden nefret ederdim
Ali: ah benim vicdanlı Baldızım benim ağlama! Hem ölseydim Şehit olacaktım, Sen şehit baldızı ablan Şehit eşi. Bana kötülük yaptın neyse..
Bak bakim bana eğme başını ! Berat Abin Emrah Hele hele Ablan seni böyle görmesin Eniştesinin başbelası hadi dik dur
Hadi bakalım Hazal Başkomiser bu emirdir doğru eve hadi
Ali: devrem burlar sende al şunu morga göndersinler
Güney: tamam devrem merak etme ben naaşını Urfaya gönderirim
O anda Telefon çalar Alinin
Ali: Dursun lan bu alo Haloğlu naber...ne zaman geldin...
Hazal Baranın cansız bedenini getirilirken izler
Ali telaşlanarak: ne diyorsun oğlum ne demek yengen hastanede ? Nasıl olmuş ..?
Yengen iyimi... kim söyledi sana bunu
Melek orda mı ver bakalım
Melek: alo abi
Ali:Melek abicim eylül yengen iyimi, bebek ?
Melek: abi Eylül yengede bebeğinizde iyi ama
Ali: ama ? Ne aması kızım söyle
Melek: Güney Abi yanında mı
Ali Güneye bakarak: burda ? Güney burda p?
Güney şüphelenerek: ne olmuş Ali  Alinin elinden telefonu bir hışımla alır ve Dinlemeye başlar
Melek: Alo Abi Güney abiye söyle ki
Güney: ne söykeyeceksen söyle Melek abicim
Melek: Gü.. Gü..Güney Abi
Güney: ne diyeceksen söyle Melek sinirlenmeye başlar
Melek kekeleyerek: Gggü ..güney abi Songül abla ! Songül abla iyi değil
Güney: ne demek kızım iyi değil ? Ne oldu Songüle ? Melek ?
Melek: şey oldu , zeh... zeh.. zehirledi birisi
Güney: biri Eylül yengeye zehirleyecekmiş iğne ile o anda Songül abla yetişmiş. Adamın elindeki  iğne almaya çalışırken adam iğne iğneyi batırdı Songüle
Güneyim kulağına yankı gibi geldi: batırdı Songüle
Güney telefonu yere düşürüp koşar hızlı hızlı
Güney: Songülüm aşkım
Ali arkasından bağrarak: Devrem nereye
Ali yerden telefonu alır
Melek: Alo ? Alo ? Güney  Abi Güney abi
Ali: Melek ne oldu anlat abicim en başından anlatmaya ne dersin abicim haa
Melek anlatmaya başlar: abi bugün sen görevdeyken Eylül Yenge...
Melek Aliye olan biteni anlatır
Ali: Nee Eylüle sancı mı girdi ? en başından beri niye anlatmıyorsun abicim kim öldürmek istedi Eylülümü ve Bebeğimi
Melek: şey ben diyecektim ama araya Güney abi girince
Ali: ah Melek ah neyse sen abine ver tekrar bakim
Melek: peki Abi Ali Abi seni istiyor
Dursun: Alo Dayıoğlu ben geldim buralara buralar pek bir karışık mış
Ali: Dursun lafını bölüyorum ama sana diyeceklerime kulak ver
Dursun: dinliyorum
Ali: sende hastanedesin galiba ?
Dursun: evet ?
Ali: bak Dursun ben gelene kadar Eylül yengenin yanından ayrılmıyorsun ben gelince ben yengenin yanına seninde ufak görevin var
Dursun: ne gibi ?
Ali: şimdi bak babamı arıyacaksın ona diyeceksin ki ....anlatır
Dursun: anladım abi tamamdır
Ali: hadi bizde geliyoruz
Ali telefonu kapatıp sinirle: ulan kim cüret edebildi böyle birşeye
Hazal hala şokta öyle oturuyordur
Ali Hazalın yanına vararak: abicim gel gidelim bırak onu bizim çocuklar Hal eder
Hazal: tamam enişte.
Ali: Hazal ablan
Hazal: kendine gelir hemen: ne olmuş Eylül Ablama
Ali: sen gidince korkudan sancılanmış ondan sancı girmiş yine hastaneye kaldırmışlar orda şerefsizin teki seruma zehirli ilaç vererek öldürmeye çalışmış ama Songül batırmış batırmış zehirli iğneyi
Hazal: ne iyiler demi ablan bebeği ve Songül ve bebeği ?
Ali: bebeğimiz iyiymiş ama Songülü bilmiyorum baldız onuda hastane öğreniriz hadi oyalanmayalım baldız
Hazal: tamam enişte dur Uğur birşey diyeceğim
Hazal:Uğur sen burda kal morg da görmek istiyorum tekrar der
Uğur: oldu Hazal görüşürüz.

❤YaRaLı GöNüL❤(Final)(Düzenliyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin