Eylül içeriye girer girmez
Songül hemen: eylül hanım hastamız gayet iyi baksana hemen ayaklanır şimdi bu
Eylül de Aliye bakar ve Elini verir: merhaba ben doktor eylül acar geçmiş olsun
Ali gözünü ondan alamaz olur eylülün yeşil gözlerinde kayboldu sonra güney dürtmesiyle
Güney: oğlum kızın elini siksana
Ali: hee ne doğru (kekeleyerek) ben üsteğmen Ali Göktürk memnun oldum komutanım elini sıkar
Songül ve Güney gülmeye başlar
Eylül: bende memnum oldum (güler)
Ali: niye gülüyorsunuz ya
Güney alinin kulağına yaklaşarak: oğlum karşındaki komutan değil hayatın borçlandığın Doktor Eylül çok komiksin
Ali: ya kusura bakmayın ben mesleğime kendimi fazla kaptırmışım böyle saçma saçma konuşuyorum arada doktor hanım (hâlâ eylül elini tutuyor
Ali Eylülün yeşil gözlerine iyice derin derin bakar(içinden: bu gözler beni benden alıyor nerden çıktın zümrüt gözlü ceylan)
Eylül de ona bakıyordur içinden: deniz gibi gözler ne kadar güzel gözleri var
Güney fısıldayarak: neden başka doktorlarda olmuyor acaba sırıtarak
Ali: birşey mi dedin devren
Eylül hemen elini çekerek utanır gözlerini kaçırır
Songül anlamsızca bakarak: hayırdır Hayatım ne gülüyon niye gülüyorsunuz ya
Güney: yok birşey birtanem
Songül: iyi madem eylül çıkalım mı
Eylül den ses gelmez
Songül: kız sana diyorum
Eylül: hii efendim
Songül: çıkalım diyorum mesayi bitti bugünlük bu kadar oğlumu özledim ben bakıcı perişan olmuştur biliyorsun huysuz oğlumu kime çekti acaba deyip odadan çıkar
Ardından Güney:hadi devren görüşürüz çıkar
Ali: tmm görüsürüz
Eylül: çıkalım hadi geçmiş olsun
Ali: sağol Doktor hanım içinden: görüşürüz Zümrüt göz❤inşallah nasip olurda bir daha kaybolmak isterim o ceylan gibi gözlerinde
Eylül odadan çıkmaya gider arkasına döner bir daha Alinin gözlerine kaybolur Ali de Eylülün gözlerinde kaybolur
Eylül hafifçe tebessüm ederek odadan bir hışımla çıkar odasına gider kapıyı kapatıp kendini kapının ardına yaslar elini göğüsüne koyup kalbinin hızlı atışını hissederek: sen neden bu kadar hızlı atıyorsun ya ben neden heyecanlandım ki alt tarafı kurtardığım bir can sadece kontröl etmek istedim ama o deniz gözlü gözler var ya kayboldum o gözlerde ve o an Alinin ona bakışını hatırlar ayy aman Eylül ne diyorsun o senin hastan sen bir doktor o bir asker kendi kendine sitem edip giyinmeye başlar
Aynı anda Ali içinden: Eylül Eylül Eylül o zümrüt yeşili gözleri uzun kirpikleri kiraz gibi dudakları bir daha görmek nasip olur mu zümrüt gözlü ceylanım manyakmısın oğlum sen kim bu kız kim sen askersin o doktor senin Bir ayağın hep mezarda sana gönlünü vermez ki bu güzellikle isteyeni de çoktur kim bilir belki nişanlıdır sevdiği vardır deyip düşüncelere dalıp uyuya kalır.
Eylül klinikten çıkar dışarda arabanın önünde Mehmet kahya bekler ve: oh Mehmet abi gelmisşin
Mehmet Kahya: buyrun küçük hanımım ve kapıyı açar eve doğru yola çıkarlar.
Bir kaç gün sonra Ali taburcu olmuştur. Istirahat için komutan izin vermiştir. Konakta odasında dinlenen Ali hala Eylülü düşünür onun bakışlarını gözün önüne getirir hafifçe tebessüm eder ağzından: Zümrüt
O anda Ayla odaya girer: O komutanım napıyorsun böyle düşüncelere dalmışsın
Ali: 😶hiç ne olsun timi düşünüyorum timin başı boş kaldı onu düşünüyorum
Ayla: ay benim yakışıklı abim yalanda söyleyemezmiş. Çıkar ağzından o baklayı kim bu zümrüt abimin aklını başından almış kim bu zalımın kızı😁☺
Ali: sende kardeşim anten gibi kulak var her birşeyi duyuyorsun
Ayla: Banane şöyle hadi söyle kim bu zümrüt gerçekten adı zümrüt mü ?
Ali: tamam pes ediyorum anlatıyorum bu hayır adı gerçekadı Eylül. Gözleri zümrüt gibi yeşil o kadar yeşil ki onu görünce kalbim küt küt atıyor uzun kirpikleri kiraz dudakları beni benden alıyor
Ayla: sanki gördüm bu zümrüdü bir kaç gün önce seni ameliyat eden doktor mu o
Ali cevap vermez gülümser kafasını sallayıp onaylar ve: tamam bu kadar boş boğazlık yeter hadi çık odana bakalım beni yalnız bırak ta hayal edeyim
Ayla:emredersiniz komutanım deyip çıkmaya giderken: abi birşey sorabilir miyim
Ali: sor bakalım
Ayla: Didemle bir davada yardıma ihtiyacı varmış beraber o davayı çalışacağız izin var mı( aslında yalan söyler)
Ali: git bakalım ama çok geç kalma ona göre bu sefer seni Ahmet reisin elinden seni ben bile alamam
Ayla: sağol komutanım !! Der abisinin yanağından öper ve hızlıca odadan çıkar
Ali arkasından: deli kız güler
Ayla odada hazırlanır hemencik ve heyecanlıdır çünkü sevdalısı Emrah ile bugün buluşacaktır
Urfa'nın bir çay bahçesinde Emrah Aylasını bekler onu görmeye sabırsızlanır: nerde kaldın ay yüzlüm
Bir anda gözlerini bir çift el kapatır
Ayla: bil bakalım ben kimim ❤❤❤
Emrah: sevdam 😍 güler ellerinden tutup öper ona dönüp sıkıca sarılır kokusunu içine çeker ayrılıp ellerinden tutup : hiç gelmeyeceksin sandım aklım gidiyordu
Ayla: sevgilim biliyorsun evden çıkmam için bir yalan uydurmak zorundayım benim de içim ısınmıyor yalan söylemek ama mecburum malum abim olmazsa babamın yaveri Hurşit abi heran ensemde
Emrah çenesinden tutup kaldırır: az sabır isteticem seni kardeşimi sevdiği ile nişanlansın ondan sonra sıra bizde babamı bilirsin gelenekçidir kudrete düşkündür kardeşimi onun arzularının kurbanı yapamam biliyorsun bu dünyada üç Kadın seviyorum
Ayla: kimmiş bakalım bu üç Kadın ( hafifçe kıskanır)
Emrah: güler sen bak bakalım bana kıskanırmış beni deniz gözlüm sanki bilmiyorsun 1 Süreyya Sultan 2 kızkardeşim 3 sen başka kadın yok
Ayla gülümseyip utanır gözlerini kaçırır
Sarılırlar
Ayla:seni çok seviyorum
Emrah: bende seni çok seviyorum kendimden bile
2.Bölümün sonu
🙇♀️🙇♀️😊😊😊💗💗😙👀👀Evet canlar nasıl olmuş yorumlarınızı elestirilerinize beklerim tavsiyede bulunabilirsiniz heyecanla bekliyorum sizi