Bela

16 3 0
                                    


Hayatım sanki ince bir çizginin üzerinde ve hayallerime kavuşmayı bekliyor.

Bazen ince tetayları düşünmek gerek. Mesela otobüs durağı ile ev arasında kaç adım var. Başarmaya çalıştığım bir hedefim var mı? İşte onu daha iyi anlamak içim yaşamak gerekiyordu.
Belkide beni en çok heycanlandıracak şey çok yakınımdadır ama ben fark etmiyorumdur. Hayatımın,hayallerimin, kaderimin kişisi belkide yakınımdadır ama ben bilmiyorum.

Şuan elinde tuttuğu hırkasında gezdiriyorum gözlerimi. Yavaşça ona bakmaya başladım, oda bana değil elindeki yaprağı inceliyordu.
Yaprağı avucunun içine alıp sıktı. Yaprak bin parçaya bölünmüştü, bir kum tanesi gibi elinde kaybolu vermişti.

"Söyle bana" daha ne diceğimi bile bilmiyorum. Bu gizemli çocuğun anlattığı sözler beni tedirgin etti. Onunla arkadaş olmak ister miydim?

"Be..ben" bir anda elimden tutup peşinden sürüklemeye başladı. Nedense ihtiraz bile etmiyordum sadece takip ediyorum. Kim bilir belkide merak ediyorumdur.
-
Tepe gibi bir yere gelmiştik,doğrusu buraya hayran kalmıştım. İstanbul ayaklarımızın altında gibi görünüyordu.

"Burası çok güzelmiş" ona doğru baktığımda karnını tutuyordu. Yanına yaklaştım.

"İyi misin" evet der gibi kafasını salladı. Sonra yere oturdu. Bende yanına oturmuştum. Şimdi ikimizde bu güzel manzaraya bakıyorduk.

"İstanbul çok güzel,hem çok kalabalık hemde çok sesli. Ama her köşesi ayrı güzel. Sanırım buraya aşık oluyorum." Diyip gülümsedim. Barkın ise sadece bana bakıyordu. Kafamı ne gibisinden salladım.

"Çağın" dedi sadece. Şaşırmıştım,adımı nerden biliyorsun der gibi baktım.

"Sende benimkini bilmiyor musun sanki"

"Zor olmadı,kolay yollardan buldum."

"İşte bende senin bulduğun yollardan buldum." Dedi bana. Nedense bir andan gülmeyi kesip yüzüne baktım. Yüzü gerçekten berbat gözüküyordu. Sonra bir anda bir ses geldi. Barkının telefonu çalıyordu. Cebinden telefonu çıkarıp kulağına götürdü.

Suratı bir anda kas katı çekildi. Arkasına tedirgin bir şekilde bakaya başladı. Bana dönüp

"Gitmemiz gerek, seni gördüler"

"Kimler?" Hızla ayağa kalktık.Elimden tuttu,koşmaya başladık ama çok hızlı koşuyorduk benimse nefesim tükenmişti. Cadde gibi bir yere geldiğimizde daha fazla dayanamayarak

"Barkın, yoruldum." Ama beni duymuyordu sanki. Karanlık bir caddeye girip içeriye saklandık. Burdan yolu aydınlık bir şekilde görebiliyorduk. Bir kaç ayak sesleri geldi yoldan adamlar koşarak geçtiler.
Nasıl bir bela aldım başıma?

Barkın sinirle duvara yumruk attı.
"Ne oldu söyler misin?" Hayır anlamında kafasını salladı. Biraz daha orda durduktan sonra ordan çıktık aydınlık yere gelince barkının yüzüne baktım tedirgin görünüyordu. Durmadan küfür edip duruyordu.

"Seni evine götürmem gerek,gidelim."

"Ben kendim giderim" kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Bu çocuk beni duymuyor muydu. Artık kolum çekiştirmekten kırılacak diye korkuyordum. Taksiye bindik. Evimin adresini verdim. Şuan ikimizde konuşmuyorduk ve ben meraktan ölüyordum. O konuştuğu Kişiler kimdi ve biz neden onlardan kaçtık?

Taksi evimin önüne geldiğinde arabandan indim. Diğer kapıdan Barkın indi taksi hala gitmemişti. Barkın yanıma geldi.

"Bundan sonra bana yaklaşma benimle konuşmaya çalışma."

ADRIFTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin