Kırılan parçaları saran ellerim yüzünden her yer kan.
•••
"Son 10 saat."
Kendine çektiği dizlerine başını yaslayıp iri gözlerini sımsıkı kapadı. Öğlen sıcağında gardırobunda saklanmasından daha kötü bir şey olmuştu. Panikle saklandığı yerde telefonunu yanına almayı unutmuştu. Ufak aralıktan bakarak gerçekleri görmek istemiyordu. Burada, kendi karanlığında kaybolup tekrardan güneşe dokunmak istiyordu. Fakat görmediği gerçekleri duymuştu ve korkuyla çarpan kalbine yaşatacaktı bu gerçekleri.
Kapağın açılma sesi ile birlikte biraz daha büzüldü olduğu yere. Karşılık veremiyordu, korkuyordu. Felaket senaryoları beyninde şarkılar söylerken Taehyung hiç olmadığı kadar korkuyor ve ağlamak istiyordu. Güçlü olmayı kesip delicesine ağlamak istiyordu. Omzundan sertçe çekildiğinde dengesini sağlamak için elini yere koymuş ve zarif parmaklarının üzerine büyük bir acı çöreklenmişti.
"Sıçan deliğinden çıkmış."
Sigaradan kalınlaşan sesinin bodrum katında yankılanmasının ardından saçlarından çekilerek ayağa kalkmasını sağlamıştı. Yüzüne bakmamak için gözlerini yere dikti. Korkmuyordu. Ondan korksada yüzüne bakmaktan korkmuyordu. Son on saat diye hatırlattı kendine. On saat sonra herşeyi geride bırakacaktı. Yatağa doğru itilen bedeniyle birlikte dişlerini sıktı. Adamın kemerini çözdüğünü fark etmesi uzun sürmemişti. Arkasını dönüp ellerini yatağa dayadı. Sadece bir an önce bitmesini istiyordu. Canının ne kadar yanacağını artık umursamıyordu. Sadece bitsin istiyordu.
"Demek aile yemeğine katılmazsın ha?"
Sırtına inen ilk darbe ile nefesi ciğerlerinde tıkılı kalıp, parmaklarının çarşafa saplanmasına sebep olmuştu.
"Sözümden çıkmayacaksın demedim mi?"
Tekrardan gelen sese bu kez dolan gözleri eşlik etti. Birazdan uyuşacaktı. Hissetmeyecekti. Bir kaç yıldız kayacak dilekleri kabul olacak ve Kim Taehyung özgür kalacaktı.
"Özür dile!"
Dudakları aralandığında sırtına inen darbe yüzünden kısık bir iniltili kaçmıştı. Başını yatağa dayayıp derin derin nefes alırken mırıldandı.
"Little star, tonight-"
Bu kez ensesine isabet eden kemer yüzünden dişlerini dudaklarına geçirdi. Dolan gözlerinden bir damla yaş çarşafına düşerken ona dudaklarından süzülen kan eşlik etti.
"Oruspu çocuğu!"
Kapının çarpmasıyla birlikte başını yana yatırıp gözlerini araladı. Bodrum katının penceresinde geçmeyi başaramayan güneş ışığına biraz küskün mırıldandı.
"bamsae naega jikyeojul geoya."
•••
Jin telefonunu kulağından çekip sıkıntıyla derin bir nefes aldı. Dün Yoongi için hastaneye gelmiş ve o zamandan beri Taehyung ile iletişime geçememişti. Gerginliği midesinde derin sancılar bırakıyorken tekrardan aramayı denedi. Çaldı. Defalarca çaldı ama ne kalın erkeksi sesi duyabilmişti ne de neşesini iliklerinde hissetmişti. İçinde büyüyen endişeyle birlikte saate baktığında odasının kapısı çalmış ve Yoongi dolu gözleriyle birlikte içeri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Three Steps to Stars | TaeJin
Fanfic[ tamamlandı ] Dram / Gerilim / Cinayet Taehyung, yaşama tutunmak için silinen tüm izleri tekrar yaşamaya başlar, ❝Cehennemdeyim. Senin yerin buradan 7 kat yukarda, sana yakarışlarımı dinle, sana feryatlarımı dinle Külyüzü. ❞