Gecenin sığındığı kadardır göğsün, öptüğün kadar vardır dudaklarım , ve sevdiğin kadar döküldü saçlarım.
•••
Sessizliği iyice ezberliyordu ikiside, bir süre daha bulamayacakmışçasına sessizce kaçamak bakışlar atıyorlardı birbirine. En azından Taehyung gözlerini adamdan arada çekebildiği için bakışlarını kaçamak sayabilirdi. SeokJin sessizce arabayı evine doğru sürerken hissettiği huzursuzluğu bastırmaya çalışarak direksiyonu sertçe sıkmış kırmızı ışıklar yüzünden sinirle solumuştu.
Taehyung, başını koltuğa yaslayıp yana dönerek, adamın güzel yüzünü izlerken istemsizce tebessüm etmiş, gözlerinde ki merhametle öylece bakmıştı. Dokunsa kırılacak gibi duruyordu, baksa ağlayacak, öpse kanayacak gibi. Gözleri donuk bakan siyah gözlerle kesişince başını hafifçe kaldırdı.
"Biraz daha iyi misin?"
Başıyla onaylayabilmişti sadece. Kötü olması artık mümkün değildi, yanında olduğu sürece bir şeyler için savaşabilirdi. Fiziksel acılara hiç bir zaman yenilmemişti onu yıpratan unutulmuş olmaktı.
"Konuşmamız gerekiyor."
Taehyung yine sessizce onaylayınca genç adam alnına dökülen siyah saçları tek eliyle geriye atmış ve gözlerini ışıklara dikmişti. Yeşil ışıkla birlikte evine doğru sürmeye devam ederken kısık ses dikkatini çekmişti.
"SeokJin?"
Gözlerini yoldan çekmeden sakince cevaplamıştı.
"Efendim?"
Taehyung bir süre sessizce ellerine bakmış, söyleyeceklerini aklında tartmıştı ama sonuç alamıyordu. O kadar çok bahsetmek istediği şeyler varken susup kalmak ağrına gidiyordu. Cesaretini toplayıp dudaklarını araladı bir kaç defa, hepsinde sonuç aynıydı. En sonunda pes edip görüş açısına giren eve küskün gözlerle bakarken mırıldanmıştı.
"Teşekkür ederim."
SeokJin konuşmadan evin önüne park etmiş, kapısını açarak eve doğru adımlamaya başlamıştı. Anahtarı cebinden çıkarmak için duraksadığında Tae ile göz göze gelmiş ve buruşturduğu suratına bir süre bakmıştı.
"Çok mu acıyor?"
İlgili sesi adamın tüm kanına derin bir ferahlama bırakırken istemsizce gülümsemesine sebep olmuştu.
"Artık acımıyor."
SeokJin göz devirerek içeri girdiğinde takım elbisesinin ceketini çıkarıp koltuğun üstüne bırakmış ve mutfağa doğru ilerlemişti. Fiziksel acıyı bir kaç ilgili söz geçirmezdi, ruhsal yaraları kapatmak için kullanılan kelimeler, ten sıcaklığı fiziksel de sadece daha fazla acı verirdi. İlk yardım çantasından oksijenli su ile biraz pamuk ve yara bandı aldıktan sonra salona geçmiş ve ayakta dikilen adama kaşlarını çatarak bakmıştı.
"Oturmak için neyi bekliyorsun?"
Taehyung koltuğa sakince oturup hemen yanına gelen adama bakarken mırıldanmıştı.
"Seni."
Alnını açtıkta bırakan siyah saçlarına dokunsa çok kızar mıydı? Gerçi normal hali de sinirli duruyordu ama yine de arada yakaladığı ilgi , minik şefkat ve tatlı parıltılar ona yetiyordu. Fazlasını istemedi Taehyung, hiç istememişti. Onu hatırlasa yeterdi ama o bile fazla gelmiş olacak ki unutulmuştu. O an öyle ağrına gitti ki unutulmak, olduğu halde üstü çizilen satırlar gibi renkli kalemlerle çizilmişti sanki üstü. Öyle ezildiki kelimeleri, bedeninden daha çok yaktı.
SeokJin' in oksijenli pamuğu dudağının kenarına birden yapıştırmasıyla hafifçe inledi. Vicdansız adam!
"İnsan bir uyarır be!"
"Elimdekileri görmüyor musun? Doktorculuk oynamak için getirmedim ya, yüzün için kullanacağım işte."
Taehyung, adamın taklidini ağzını bükerek yaptığında bu kez kaşının ucunda ki yaraya bastırılmıştı pamuk.
"Aish! Acıtıyor!"
Sonra bu tür acılar bir hiç olduğundan olsa gerek, Taehyung çapkınca gülümseyip yüzleri arasında ki mesafeyi en aza indirirken sevimlice konuşmuştu.
"Üflersen geçer."
Yaptığı cilvelerin karşılığında dudak çizgisinde ki yaraya bolca oksijenli suyun döküldüğü pamuk yerleşmiş ve sertçe geriye yitilmişti.
"Özel alanımı ihlal etme."
Biliyordu Taehyung, ömrünü önüne serseler kara lekelerle anmayacağı bir kaç an vardı o yüzden her fırsatı değerlendirip mutlu olmak için her anı yakalamaya alışmıştı. Koltuğa dudağını tutarak düştüğünde ağlarcasına sesler çıkarmış ve çekip giden SeokJin' e dolu gözleriyle bakmıştı.
"Ne vardı özel alanındayken beni bir öpsen?"
Genç adam mutfağa geçip çorba yapmak için malzemelere bakarken dudaklarının kenarında hafif bir bükülme olduğundan habersizdi. Pekala sadece basit bir çorba yapacaktı, en fazla ne kadar zor olabilirdi ki?
•••
"Hayır memur bey kasti bir yangın başlatmadım."
Polis memuru kıstığı gözleriyle, yüzünde kara lekeler olan ve tüm ciddiyetiyle bakan adama, daha sonrada yanında duran ağzı yüzü dağılmış, gülmemek için kendini kastığından suratı kıpkırmızı olmuş adama bakmıştı. İkiside sırılsıklam olduğundan olsa gerek adam daha fazla uzatmamaya karar vermiş ve imzalarını alarak gitmişti.
SeokJin, bir zamanlar beyaz olan mutfak dolaplarına kara kara bakarken Taehyung kahkahalarını bastırmak için yere çökmüş elini de ağzına bastırmıştı. Yoongi tek elinde bir dolu poşet, alçısının üstünde onlarca imzayla nefes nefese eve daldığında Taehyung artık kendini tutamamış ve yere bırakmıştı.
"Yangın mı var?! Güvenlik sizin ev yandı de- abi ne oldu sana?!"
SeokJin, sakin tavrıyla hiç bir şey yokmuş gibi omuz silkmiş ve elinin tersiyle alnında ki isi bilmeden silmişti.
"Ufak bir mutfak kazası, abarttılar." Taehyung' a tehdit edercesine bakıp kardeşinin elinde ki poşetleri almıştı.
Yoongi alık alık bakmayı keserek özenle seçtiği mutfak dolaplarının acınası haline iç çekmiş ve omuzlarını silkmişti.
"En azından yangın söndürücülerin çalıştığına emin olduk."
•••
SELAM, kısa ve olaysız bir bölümdğ bir nevi cb yaptığımı belirtmek için yazdım. Cherish me bittiği için bu hikayemle ilgilenmeye başlayacağım. Muhtemelen pek insan kalmamıştır ama olsun 💜 flopluğu ben kaderim bilip hayatıma almışım sldmdmfm
Edit : Cherish me' den sonra yazım tarzım ne kadar değişmiş... canım hikayem beni kendisiyle büyütmüş 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Three Steps to Stars | TaeJin
Fiksi Penggemar[ tamamlandı ] Dram / Gerilim / Cinayet Taehyung, yaşama tutunmak için silinen tüm izleri tekrar yaşamaya başlar, ❝Cehennemdeyim. Senin yerin buradan 7 kat yukarda, sana yakarışlarımı dinle, sana feryatlarımı dinle Külyüzü. ❞