♡10♡

17.9K 1.2K 694
                                    

Jungkook hızla atan kalbini tekrar sakinleştirmeye çalıştı. Aynaya gidip son kez saçını düzeltti ve evinden çıktı. Arabasına binip mesaj attığı yere doğru sürdü. Bu esnada kendini sakinleştirmek için saçma şarkılar söylüyordu.

Ama sakinleşmesi nasıl mümkün olabilirdi ki? Taehyung'du bu boru değil. Onun tok mükemmel sesini canlı olarak duyabilecekti. Dünyanın yedi harikasından biri olan yüzünü canlı olarak görebilecekti.

Bunlar sakinleşmek şöyle olsun daha fazla çıldırmasını sağlıyordu.

En önemlisi de yemek teklifini kabul etmesiydi. Ona yavaş yavaş alıştığının büyük bir göstergesiydi bu. Bu yüzden ilk hedefi ona yakınlaşıp arkadaş olmak ikincisi ise kalbini ele geçirmekti. Çünkü Jungkook biliyordu: Taehyung'un yanına en çok o, onun yanına da en çok Taehyung yakışırdı.

Sonunda yemek yiyecekleri yere vardığında bir süre arabadan inemedi ve hamile bir kadın gibi derin nefesler aldı. Arabadan indi. İçeri tam girecekken vaz geçti ve arabasının yanına tekrar gidip camlarına bakarak saçını düzeltti. Harika göründüğünden emin olduğunda omuzlarını dikleştirdi ve içeri girdi. Gözleri hızla masaları taradı.

En köşedeki masada oturan Taehyung'u gördüğünde zorla sakinleştirdiği kalbi tekrar maraton koşarmış gibi atmaya başladı. Çünkü o. Çok. Güzeldi. Bunu 1.5 numara gözleriyle bile söyleyebiliyordu. Her adım attığında kalbinin de hızı arttı ve Taehyung daha da güzelleşmeye başladı.

Masanın yanına gelmiş ve hipnoz olmuş bir şekilde ona bakarken Taehyung da onu fark etti. Göz göze geldiler.

Jungkook "bir kez daha aşık oldum" diye içinden geçirdi. Ve yanından gelen öksürük sesiyle istemeyerek de olsa göz temasını kesti. Yanına bakmasıyla birlikte gözleri kocaman oldu, ağzı yuvarlak halini aldı.

"Merhaba Jungkook. Sonunda gelebildin."

Tanrı aşkına Yoongi Hyung'un burda ne işi vardı? Ve karşısındaki Jimin'in? Burada neler oluyordu böyle?

Jimine şaşkınca baktığı için Jimin coşkuyla konuştu.

"Jungkook sonunda düzgün bir şekilde buluşabildik. Gel hadi otur da yiyelim biran önce."

Hâlâ şoktan çıkamamış bir şekilde Yoongi'nin yanına -Taehyung'un karşısı- oturdu. Salak salak etrafa bakarken konuşmayı henüz akıl edememişti. Ve şokundan karşısından tok bir ses gelince çıktı:

"Hâlâ bir selam vermedin bunu çok şaşırmana bağlıyorum."

Canlı sesi. Çok. Güzeldi.

"Ah Tae çok şaşırdım fark etmemişim. O zaman baştan alayım."

Ayağa kalktı ve yanlarına tekrardan geldi.

"En bi sevdiğim ilişki tavsiyecesi selaam. Nasılsın? Çok iyi görünüyorsun."

Jiminin kahkahasıyla birlikte bu sefer onlara döndü.

"Ve hyung. Siz burada ne yapıyorsunuz?"

Jimin umursamazca omuz silkti.

"Yemek yemeye geldik."

"Ama neden bu saatte bu mekanda?"

Sorusunu Yoongi cevapladı:

"Taehyung çağırdı."

Şaşkınca Taehyung'a baktı. Açıkçası fazlasıyla bozulmuştu. Yalnız olacaklarını düşünüyordu.

İç sesi ona sinirle bağırdı:

*Saçmalama Jungkook. Davetini kabul etmiş gelmiş. Kabul etmeyedebilirdi. Karşında kanlı canlı Taehyung var daha ne saçmalıyorsun?*

Look Here | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin