(Taehyung)
Valizime bir kez daha göz atıp hiçbir şeyi unutmadığıma emin olduktan sonra fermuarını kapattım. Aynaya bakıp saçlarımı da düzelttikten sonra lacivert beremi ve ceketimi giyip evden çıktım. Vakit henüz çok erkendi bu yüzden kahvaltı yapmamıştım.
Valizimi arabama yerleştirdim. Buluşmak için sözleştiğimiz yere herkes kendisi gelecek oradan sonra sadece iki arabayla devam edecektik.
Bi anda NamJini birleştirme planından da olsa tatil yapacak olma fikri çok güzel gelmişti.
Gideceğimiz yere lise yıllarında Jiminle birlikte gitmiştik. O kadar çok sevmiştik ki bir hayal kurmuştuk. Bir dahaki gelişimizde sevgililerimizle gelelim diye.
Ve sanırım gerçek olacaktı. En azından Jimin için. Benim henüz bir sevgilim yok, sadece öptüğüm hoşlandığım hemde fazlaca hoşlandığım çok yakışıklı ultra seksi olan, tavşan dişleriyle güzel bir gülümsemesi, öpülesi dudaklarıyla beni sevdiğini söyleyen bir flörtüm var.
Ama kesinlikle sevgilim yok.
Harbi ne malım.
Karar verdiğimiz parka sonunda gelebildiğimde saate baktım ve erken geldiğimi gördüm. Yaklaşık 15 dakika kadar. Arabadan inmeden etrafta göz gezdirdim bizden biri gelmiş mi diye görebilmek adına. Tabi bu esnada Jungkookla karşılaşma düşüncesiyle gerim gerim gerilmiştim.
Birisi şu utanç denen lanet şeyi vücudumdan alsın. Onun yüzünden 40 yaşımda falan duygularımı itiraf edicem bu gidişle çünkü.
Tanıdık yüzü görünce arabadan indim ve yanına gittim. Namjoon Hyung büyük bir özenle giyinmiş endişeyle etrafına bakıyordu. Elimi sırtına koyduğumda irkildi ve beni fark etti. Sarıldık.
Ona destek vermek istedim. Umarım bu kamp onun için iyi geçerdi. Ya da dileğimi daha kapsamlı yapıyorum ve diyorum ki:
Umarım bu kamp hepimiz için iyi geçerdi.
"Ee Hyung. Bakıyorum sen de erkencisin."
"Nasıl erken gelmem Taehyung. Bana mesajı attıktan sonra o an gelip burada beklememek için kendimi zor tuttum. Duygularımı tutamaz oldum."
Göz kırptım.
"Senin de işin zor be Hyung. Jin Hyungum çok sevimli ama istemediği durumlara gelemiyor."
Kaşlarını çattı.
"Sen nasıl bu kadar iyi tanıyorsun acaba?"
"İki kez buluştuk. Hatta evine gittim. Arada mesajlaşıyoruz da. Ama içi dışı bir biri olduğundan ve psikoloji okuduğumdan kişiliğini çözdüm sayılır."
Namjoon Hyung tek kaşını kaldırdı ve kolunu omzuma attı.
"Öyle miii o zaman anlat bakalım Tae senin şu tavşan çocuğun karakteri nasılmış?"
Yüz hatlarım gerildi. Namjoon Hyung amacının farkına vardım ama şimdi. Neden beni kenara sıkıştırmaya çalışıyorsun? Hiç sana yakışıyor mu!
"Anlatabileceğim bir karakteri yok Hyung."
"Niye karaktersiz mi?"
"Ne diyorsun be!"
Bi anda sert çıkışınca Namjoon Hyung kaşlarını kaldırdı. Ben de hemen kolunun altında büzüştüm ve sevimli bir şekilde konuştum.
"Yani Namjoonie Hyungum o anlamda değil de genelleyebileceğim bir karakteri yok. Çok özel bir karakteri var. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Sadece Jungkook. Başka biri değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Look Here | Taekook ✓
Fanfiction*instastory* İlişki uzmanı olan Kim Taehyung aşka inanmıyordu. Melek sesli bir adamla tanışana kadar. "Bir adam güzel dediği başka bir adama yıldızları yaşatmıştı." 《23.08.2018- 29.08.2019》