vision | 1.0

960 148 88
                                    


Gerçekten görüşecek miyiz?

|günümüz|

Bedenimin, yükselen rahatlamayla verdiği heyecanla sonuna kadar hızlanan kalp atışlarımı dizginlemeye çalıştığımda görüş açıma giren tanıdık kapı ile durduramadığım bir şekilde gülümsemeye başladım.

Kapının önüne geldiğimizde aniden açılmasıyla duraksamıştım, ailesi olarak tahmin ettiğim bir kadın ve bir adam odadan yavaş adımlarla çıkarlarken kadının ağladığını yeni fark ediyordum. Yine de mutluluk gözyaşları döküyorlardı.

"Sen gir," ,Jaehyun, kapıyı işaret ederek konuştuğunda bizi yalnız bırakmak istemesini anlayamasam da onaylamıştım. "ben sonra geleceğim."

Az önce odadan çıkanların arkasından koridoru takip etmeye başladığında derin bir nefes aldım ve cam kapının açılması için yandaki düğmeye bastım. Sürüklenerek açılan kapıdan geçtiğimde adımlarım korkakça ilerlemeye başladı, ya Taeyong kendisine çarpan arabanın sürücüsüz olduğunu hatırlarsa? Ya Vizyon'u sorarsa?

Oldukça sessiz hastane odasına yavaşça adımlamaya devam ettiğimde yutkundum, hiçbir şey olmamış gibi davranmak en iyisiydi. Bundan sonra Taeyong'la görüşmeyi de bırakmalıydım, aksi hâlde sorunlar çığ hâlinde büyüyecekti.

Sonunda ince koridoru geçtiğimde kafamı soluma doğru çevirdim. Gözlerim, beyaz yatak örtüsünden çıkarak yüzüne ulaştığında duvarda asılı duran kağıtlara odaklandığını fark ettim. Yüzünün sadece sağ tarafını görebiliyordum ve kalın kaşındaki bant hemen dikkatimi çekmişti. Vişne çürüğü saçları onu gördüğüm ilk gün geriye doğru taranmışken, şimdi, usulca anlına dökülmüştü. Cansız görünüyorlardı.

Varlığımı hissetmiş olacak ki, yavaşça bana döndüğünde görmüştüm, anlında ve elmacık kemiğinde de bantlar vardı. Büyük gözleri fazlasıyla yorgun bakıyordu ve cildi soluk beyazdı.

"Hirai Sun?"

Adımı, boğuk sesiyle mırıldandığı zaman boğazıma yüklenen yumru sayesinde gözlerim yavaşça dolmaya başladı. Arabanın hareketlenip Taeyong'a çarptığı o dehşet verici anları hatırladıkça midem kasılıyordu.

"T-Taeyong?" ,diye mırıldandığımda bir kez daha yutkundum, ani gelen bir cesaretle adımlarımı atmaya başladığımda önündeki boş sandalyeye yöneldim. Bakışları hareketlerimi izliyorken, titreyen bacaklarımı umursamadan oturdum. Uyanık olmadığı her gün bu sandalyede onun için beklemiştim.

"Kusura bakma," ,diye mırıldandığında gözlerimi onunkilere diktim. "biraz geç uyandım."

Ardından ruhsuz bir sırıtışla beraber ince dudakları şekillendiğinde bu hâli beni afallattı, beş gündür yoğun bakımdaydı ancak uyandığında bile bu şekilde konuşmuştu. Hiçbir şeyi hatırlayamıyor olmalıydı, yoksa, hayatını mahvettiğim için bana hakaretler ederdi.

Onu taklit etmeye çalışarak, "İyisin, değil mi?" ,diye mırıldandığımda Taeyong ifadesiz bir surata büründü ve başını salladı.

"Evet, iyiyim. Sadece sol ayak bileğim kırılmış."

Gözlerim istemsizce ayaklarına doğru ilerlediğinde sol ayak bileğinin alçılanmış olduğunu gördüm, üzgün ve pişmandım, belki de teklifini hiç kabul etmemeliydim.

"Sen nasılsın?"

Düşüncelerimin arasında verdiğim savaştan sıyrılarak kulaklarıma ulaşan sesi üzerine tekrardan yüzüne döndüğümde emindim, o zengindi ancak asla şımarık değildi.

"Benim bir önemim yok," ,diye mırıldandığımda uzun zamandır birinden bu soruyu duymadığımı fark ettim: Nasılsın? İyi değildim, kötüydüm hatta berbattım. En azından bir şekilde hayatta kalmaya devam ediyordum.

"Sen çok özel bir insansın, Hirai Sun," ,gözlerini ağır ağır kırpıp açtığında hiçbir şey diyemedim. "sadece farkında değilsin."

Dediği bu cümleler doğru ya da değildi ancak hoşuma gitmişti ki içten bir şekilde gülümsemiştim. Bu eylemim çok kısa sürmüştü çünkü kendisini bu hâle getirenin ben olduğunu bilseydi bana bu cümleleri kurmayacağından emindim.

"Anlına ne oldu?" ,yeniden konuştuğunda alt dudağımı yavaşça ısırdım. "Ufak bir kazaydı," ,diye mırıldandığımda hafiften çatılan kaşları eski hâline geldi ve bir kez daha sessizlik hüküm sürdü.

Buradan çıktığımda doktora sormam gereken şeyler olduğunu biliyordum ancak yine de merakıma yenik düşerek sordum, belki de sormamam gerekiyordu ancak düşünmemiştim.

"Neler olduğunu... hatırlıyor musun?"

Kaza gününde geçirdiğim krizi, 'Vizyon' diye sayıklayışımı, park hâlindeki sürücüsüz aracın çalıştığını hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyordum. Küçük (!) sırrımızı bilen yedinci kişi Lee Taeyong olabilirdi.

Taeyong duraksadı, gözleri bir yere takılırken başı hafifçe sola doğru oynadı. Sabırla cevabını beklediğimde, gözlerini tekrardan benimkilere dikti.

Basit bir gülüsemeyle, "Hayır," ,diye yanıtladı. "hiçbir şey hatırlamıyorum."

Beş gündür yoğun bakımdaydı ve yeni uyanmış olduğu ayrıntısı göz önüne alınırsa zaten kolay kolay geçmişi anımsamayacağını tahmin etmem gerekirdi. Hatırladığı zaman büyük ihtimalle burada olmayacaktım, karşına çıkacağımı sanmıyordum.

Konuşacağı sırada cam kapıdan gelen sesle başımı yavaşça arkama doğru çevirmek zorunda kaldım, görüş açıma giren Jung Jaehyun'u gördüğümde hemen arkasından giren genç kızı sonradan fark etmiştim. Tıpkı Jaehyun gibi kumral saçları vardı ve oldukça şık giyinmişti. Güzeldi.

"Görüşürüz, Taeyong. Uyanmana sevindim."

Yavaşça mırıldandığımda ayağa kalktım ve mecburen üç çift göz üzerime dikilmiş oldu. Jaehyun ve yanındaki kıza ufak bir selam verdikten sonra odadan çıkmak için kapıya yöneldiğimde bir ses beni durdurdu.

"Gerçekten görüşecek miyiz, Sun?"

Başım istemsizce sesin geldiği yöne döndüğümde Taeyong'un iç ısıtan bir tebessümle baktığını gördüm, odadaki herkes cevabımı bekliyorcasına sessizliğini korurken boğuluyor gibi hissediyordum.

Yalan söyledim.

"Tekrar görüşürüz, Taeyong." ,diye mırıldandığımda Taeyong cevabımı olumlu yönde algıladı çünkü öyle algılamasını istedim, sözümü tutmayacağım için benden nefret edecek ilk insan olmayacaktı.

Özür dilerim, Lee Taeyong.
Berbat hayatıma dahil olacak kadar şanssız
bir insan olmadığının farkında değildin.

biribirishibirirubeatgatodarokusekaioyurugasudokumademocisanaippomostepbystepyeahbasstobeatgoing

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

biribirishibirirubeatgatodarokusekaioyurugasudokumademocisanaippomostepbystepyeahbasstobeatgoing

vision 心身 taeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin