❝Seçim senin.❞
♧
Keskin bir acı, başımın çevresini sararak saç köklerime kadar ulaşırken bu sızıyla mücadele etmeyi bırakmıştım, başım ağırlığıyla öne doğru düşmüş bir şekildeydi. Ne zamandır böyle duruyordum, bilmiyorum ancak çenem, göğüs kafesime bir iğne misali batmaya başlamıştı. Hafif bir mırıltıyla kafamı durduğu pozisyondan kaldırdığımda soru işaretleri teker teker zihnime doluşmaya başladı. Oksijenimin kısıtlı olmasının sebebini az çok algılayabildiğimde gözlerimi açmama rağmen göremeyeceğimi bildiğimi anladım.
"Uyanıyor..."
Tanıdık olmayan kalın bir erkek sesi sol tarafımdan bana ulaştığında ne dediğini anlayabilecek kadar uyanmıştım ancak vücudum o kadar ağırlaşmıştı ki, birkaç kelimeyi bir araya getirecek gücü kendimde bulamıyordum.
Son birkaç güne ait taze anılarımın soru işaretlerini daha da çoğaltarak beynimi bulandırdığı o küçük zaman diliminde, Jung Jaehyun'un arabasında olduğunu anımsadım. Polis arabası, maskeli adamlar, kelepçeler...
Karakolu geçtikten hemen sonra solumda oturan maskeli adamın beni bayılttığını hatırladığımda vücudumun neden bu kadar ağır ve güçsüz olduğuna mantıklı bir cevap getirebildim. Kaçırılmıştım ancak hiç beklemediğim birisinin neden bunu yapmış olduğunu bilmiyordum.
Vizyon... Vizyon beni arıyor mudur?
Ağır bot sesleri gittikçe olduğum yere yaklaşırken omzumdaki ağrıyla ellerimin arkadan bağlanmış olduğunu hissedebilmiştim. Kurtulmak ya da konuşmak için çabalamadığımda görüşümü ve nefesimi kısıtlayan kalın torbanın kafamdan çıkarılmasıyla afallayarak bekledim. Hızlanan nefeslerimin devamında ensemde ve anlımda biriken terler soğurken başım, her an bir şey olacakmış gibi olduğu yere sinmişti.
"Uyanmışsın."
Belki de hayatım boyunca unutmak isteyeceğim ancak unutamayacağım ses tonu kulaklarımı doldurduğunda istemsizce yüzümü buruşturdum, buraya getirilmemdeki en büyük nedenin Jung Jaehyun olduğundan emindim.
Kalp atışlarım beynime doğru yankı yapıyorken Jaehyun bir kez daha, "Sonunda uyandın." ,diye mırıldanmış, ardından hissettiğim varlığı bana yaklaşmaya kalkmıştı. Yüzüme yaklaşan karaltı ile kendimi hışımla geriye çektiğimde Jaehyun'un kıkırtısı duyuldu.
"Gözlerini açmamı istemiyor musun?"
Cümlesine karşılık herhangi bir tepki vermeden beklediğimde bunu istediğimi bildiğini biliyordum, bu yüzden beklemeyi seçtim. Parmak uçları elmacık kemiklerime dokunduğunda gözlerimdeki siyah perde, hızlı bir şekilde tenimle temasını keserek benden ayrıldı.
Gözlerimi ışığa alıştırmak için biraz bekledikten sonra araladığımda, Jung Jaehyun'un yüzüyle burun buruna geldim. Yüzünde, tepkimi ölçmek istercesine bekleyen düz bir gülümseme vardı ve gözleri tam gözlerimdeydi.
Kurumuş boğazıma rağmen, "Ne yaptığını sanıyorsun Jung Jaehyun?" ,diye tısladığımda zorlukla yutkunmuştum. Yavaşça çatılan kaşlarım benim aksime gülümseyen suratındayken o suratı yumruklama isteğimi iliklerime kadar hissetmiştim.
Güldü. "Ne yapıyormuşum?" ,diyerek geriye çekildiğinde elleri ceplerindeydi.
"Kuzenimin katilini kaçırdım alt tarafı."
Kulaklarım, duyduğum cümleyi sindirmeye başladığında zihnim, dediği ve kast ettiği kelimeler arasındaki ince bağlantıyı yakaladığı an şaşkınlıkla donakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vision 心身 taeyong
Hayran Kurgu❝garip bir hediye ile doğdum.❞ ⊰ vizyon ⊱ girl + lee taeyong | ©zdtrbl vizyon karakteri, quantic dream tarafından geliştirilen beyond/two souls adlı video oyunundan esinlenerek yazılmıştır. ─ yayım: 8.8.18 ─ bitiş: 30.08.20 for : @rissawa...