❝Buraya kadardı ancak,
karakolda değil.❞♧
Bileklerimdeki soğuk metaller her sallandığında keskinliğini tenime hissettiriyordu ve bu keskinlik göğsümü açıp kalbimi sökmeye çalışıyor gibiydi. Neler olduğuyla ilgili en ufak fikrim yokken Jung Jaehyun ismine neden bu kadar dikkat etmediğim için kendimi sorguluyordum.
Bir polis olduğundan bile habersizdim.
"Ne yapıyorsun Jaehyun?"
Vizyon'un sesini duyduğumda gözlerimi hâla bileklerimdeki kelepçelerden çekememiştim.
"Sana ne yapıyorsun dedim!"
Vizyon bir kez daha yinelediğinde olduğum yerde sıçramıştım çünkü, Taeyong hiç bağırmazdı.
"İşimi yapıyorum Taeyong," ,Jaehyun'un sesi olmasını istemediğim kadar yakınımdan geliyordu. "üstelik ses tonuna dikkat etsen, iyi olur."
Görüş alanıma giren Jaehyun, sert bir dille uyarısını yaptıktan sonra yeniden bana döndüğünde gözlerimi hızla Vizyon'a çevirdim. Tekerlekli sandalyesinde oturan bedeni Taeyong gibiydi ancak Taeyong olamayacak kadar da canlıydı. Gözleri tıpkı ona baktığım gibiydi ancak pek çok şeyi anlatamayacak kadar eksikti.
Beni kurtarır mısın?
Etrafı saran polis sireni kalp atışlarımı hızlandırırken istemsizce bileğimi çekiştirdim. "Be-Ben Taeyong'u öldürmeye çalışmadım!"
Hayır. Çalışmıştım.
Jaehyun alaycı bir gülüşle beni arka tarafımızda kalan kaldırıma yaklaşan arabaya ilerletirken gitmemek için direniyordum. "Evet, hep öyle derler."
Yabancılaşmış konuşması, tanıyamayan bakışları ve ısrarla reddettiği gerçeklere rağmen hiçbir sözümü dinlemeyen Jung Jaehyun beni çekiştirmeye devam ederken bileklerimdeki sızıyla kısık bir çığlık attım.
"Avukat tutma hakkına sahipsin. Dediğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılacaktır."
Ağzında geveleyerek konuştuğunda Vizyon'un arkamızdan gelmeye çalıştığını biliyordum, ellerimi tutuşu ona bakmama bile izin vermiyordu.
"Saçmalama Jaehyun," ,diye fısıldadığımda devam ettim. "neye dayanarak beni götürüyorsun? Kamera kayıtlarında benim olmam Taeyong'u öldürmeye kalkıştı-"
Arabanın henüz bir metre uzağındayken Jaehyun aniden beni kendine çekti, omzum koluna çarpmıştı ve yüzüme fazlasıyla yakın yüzü tamamiyle kasılmıştı.
"Kalkıştıysan Hirai Sun," ,derken dişlerini sıkıyordu. "işte o zaman saçmalayıp saçmalamadığımı anlayacaksın."
Tek bir kelime etmeme müsaade etmeden arabanın beyaz kapısını açtığında beni kaba bir şekilde arabaya oturtturdu, bunların gerçek olduğuna inanamıyordum. Birisi vardı, benim dibe batmamı isteyen. Şuanda da istediği oluyordu.
Açık pencereden kafamı hafiften çıkardığımda Vizyon'u görmeye çalıştım, tekerlekli sandalyesinin tekerleklerini hızlı bir şekilde döndürmeye çalışırken aslında oldukça yavaştı. Yetişemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vision 心身 taeyong
Fanfiction❝garip bir hediye ile doğdum.❞ ⊰ vizyon ⊱ girl + lee taeyong | ©zdtrbl vizyon karakteri, quantic dream tarafından geliştirilen beyond/two souls adlı video oyunundan esinlenerek yazılmıştır. ─ yayım: 8.8.18 ─ bitiş: 30.08.20 for : @rissawa...