bu saatte güncellemeyecektim ama dayanamadım :")
Kedinin miyavlamasıyla dolan kulaklarım, zihnimi bulandırmaya devam ediyordu. Sendeleyerek kapıyı açtım ve karanlık salona girdik. Kapıyı peşimizden kapatırken ışık düğmesine dokunmuştum.
Aniden açılan ışık gözlerimi karartırken duvara tutunmuştum. Yere konulan birkaç şeyin sesinden sonra koluma dolanan bir sıcaklık ve kulaklarımı dolduran hoş bir tınıyla gözlerimi açmıştım.
"İyi misin?" Endişeli bakışların hakim olduğu yüze döndüm. Öldürücü derece yakındı. İlk kez hızlı nefeslerime karışan farklı bir nefesi hissetmiştim. Birbirimizin gözlerinin içine bakarken gözlerini kaçırmıştı. Buna rağmen yakınlığından ödün vermiyordu.
Ben de kaçırdım bakışlarımı ve bir adım ilerledim. "İyiyim, gözlerim karardı sadece."
Birkaç saniye öylesine dikildik. Ardından ilk adımı ben atarak montumu çıkardım. Astıktan sonra onun da çıkardığı montunu alarak astım.
"Aç mısın?" Ben önden ilerlerken arkamdan geliyordu.
"Hayır, okuldan sonra yemiştim bir şeyler."
"O zaman eşyalarımızı bıraktıktan sonra kediyle ilgilenelim." Bakışlarım kutusunda hareket etmeye çalışan kediye dönerken konuştum.
"Olur." Neşeyle konuştu. Odamın kapısını iterken gergindim. Kapı açılıp karanlık oda bizi karşılayınca birkaç adım ilerledim ve ışığı açtım. İçeriye geçerken etrafı inceleyerek konuştu.
"Odan güzelmiş, dekoru sevdim."
"Teşekkürler." diyerek gülümsedim. Zevkimi beğenmesi gururumu okşamıştı.
Çantalarımızı duvarın köşesine bıraktık. O, çello kutusunu da bıraktıktan sonra kediye ilerledi. Yatağıma oturdum ve onun da kediyi kucaklayarak yanıma oturmasına izin verdim.
"Ailenin haberi vardır umarım." dedi gülerek.
"Annem kedilere bayılır. Sorun çıkmadı bu yüzden çünkü babam pek haz etmese de annemin isteğine saygılıydı." Güldüm. Başını sallayarak kibar bir gülümseme bahşetti.
"İyi madem." Kucağındaki kediyi okşarken mutlu görünüyordu.
"Yıkayalım mı?"
"Olur. Ama önce tırnaklarını kesmemiz lazım, her an tırmalayabilir."
"Ah, anladım. Peki ne ile keseceğiz?" Bana baktı ve kıkırdadı.
"Tırnak makasıyla! Başka ne ile olmasını bekliyorsun?" Çekinerek ben de güldüm. Ayağa kalktım ve çekmecemdeki tırnak makasını ve bir parça peçeteyi alıp yanına döndüm.
"Sen patisini tut, ben de keseyim." Onaylayarak bir patisini tuttu. Kedi yarı uyukladığı için pek de zorlanmadan işimizi halletmiştik.
"Kıyafet vermemi ister misin? Formalarını ıslatma bence." Üzerinde göz gezdirdi. Heyecanlanmıştım ve vereceği cevabı merak ediyordum.
"Aslına bakarsan olabilir."
"Tamam o hâlde." Gardırobuma ilerlerken gergindim. Oda dekorumu beğenmesi giyinme stilimi beğeneceği manasına gelmiyordu ne de olsa.
Kapısını açtım ve göz gezdirdim. Mor bir kazak ile gri bir eşofman kollarımda yer edinirken ona döndüm.
"İstersen daha kalın bir şey verebilirim. Üşüyor olmalısın." Ona uzattığım kıyafetleri minnetle eline aldı. Ardından bana bakıp kafa salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wretched // mark.hyuck
FanficSen ısrarla gözlerini kaçırırken ben çoktan onlara tutulmuştum bile. * Lee Minhyung yaşıtları gibi deli dolu bir hayattan ziyade beklemeyi tercih ediyordu. Gerçekler için bekliyordu. Ve bu gerçek, çok ani bir şekilde hayatına dahil olmuştu. Minhyun...