5. Bölüm

18.2K 683 24
                                    

"Torunumuzu almaya geldik Ciwan ağa!"

Bawer ağanın söyledikleri konakta yankılanırken Ciwan ağa sinirle konuşmaya başladı :

"Haddini bil bawer ! Sen kimsin de buraya böyle gelip torunumu benden istersin?"

"O benim de torunum Ciwan ! Torunumun  üvey anne elinde büyümesine gönlüm razı değil torunumu bana veresin! " 

Bawer ağanın bu sözleri ortamı iyice germiş herkesin eli beline giderken Berzan sinirle ona doğru ilerliyordu:

"Bawer ağa kendine gel ! Bilmediğin şeyler var !Bizi de kendini de daha fazla rezil etme geç şöyle adam akıllı konuşalım"

Berzan'ın içeriyi işaret etmesiyle Bawer ağa daha fazla olay çıkarmadan içeri geçmiş eğlence devam ederken Ciwan ağa Berzanla birlikte olup biteni anlatmış Bawer ağayı sakinleştirmişlerdi.

"Benim kızım öleli daha 1 sene oldu Ciwan ağa acım ilk günki gibi taze . Ondan kalan tek şey de Boranım . Boranım anasını bilsin bizi bilsin isterim üvey ana elinde büyüsün istemem. Boranı bize ver bizimle büyüsün o bana kızımdan kalan tek şey o benim canımın canı ."

Acı içinde olduğu her halinden belliydi Bawer ağanın.

"Boran senin canınsa bizimde kanımızdır Bawer ağa daha çok küçük zamanla tanıyacak bilecek anasını da sizi de . Hakkınızdır istediğiniz zaman gelir görürsünüz Boranı ama alıp götürmenize müsaade etmem onun yeri bu konaktır."

"İyi diyorsun hoş diyorsun da ileride onların da çocukları olduğunda ne olacak? ya.."

Berzan Bawer ağanın sözünü keserek:

"Öyle bir şeyi aklından dahi geçirme Bawer ağa . Boranım bana Berfemin emanetidir benim için her şeyden herkesten kıymetlidir. Onu üzülmesine asla izin vermem üzmeye kalkanın gözünün yaşına dahi bakmam ."

"Öyle diyorsan öyle olsun Berzan ağa. Hayırlı uğurlu olsun "

Berzan cevap vermeden Bawer ağayı yolcu etti ve düğüne döndü .

Gecenin sonlarına doğru gelinirken Yılmaz aşireti gelinlerini alıp evlerine dönmüş iki gelin ailesiyle vedalaşmış iki ana yüreğini birbirine teslim etmişti. Birisi sevdiği adamla evlendiği için mutlu diğeri ise tanımadığı bir adamla evlendiği için acı içindeydi.

Daye Rozan Zerda'nın yanına gelip onu Berzanla ikisi için hazırlanan odaya götürmüş gelinine birkaç öğüt verip odadan ayrılmıştı.

Zerda odada tek başına yatağın üzerine oturmuş beklerken korkudan elleri titriyor gelinliğini avuçluyordu. Başını eğip ellerine bakarken odanın kapısı öyle bir şiddetle açılmıştı ki yerinden sıçramıştı adeta.

"Bu adam bu gece onu ya göklere çıkaracaktı ya da cehennem ateşine atacaktı."

Berzan ağa birkaç adımda tam önünde durdu, duvağını bile açmadan elindeki takı setini yatağa fırlattı .Yüzüne dahi baksa Berfeye ihanet edeceğini düşünüyordu .

Nefesinin kesileceğini düşünmüştü o an Zerda duvağın altından bile adamın sert çehresini görebiliyordu.

"Şimdi kulaklarını aç ve beni iyi dinle. Bu evilik hiçbir zaman nikahtan fazlası olmayacak! Hiç bir zaman seni sevmeyeceğim! Sana elimi dahi sürmeyeceğim!Sakın umutlanma! Sen bu eve kefaret olarak geldin. "diyerek kapıyı şiddetle çarpıp çıktı.

Zerda duyduklarıyla yatağa oturduğunda derin bir nefes aldı gözlerinin dolup dolup taşmasına engel olamıyordu çünkü duydukları canını acıtmıştı. Ne bekliyordu ki zaten? Ömrü boyunca kendisini asla sevmeyecek bir adamla evlendirilmişti.

Yavaşça yataktan kalktı üstündeki gelinlikten kurtulup ılık bir duş aldı ve geceliklerden bir tanesini üstüne geçirip yorgun bedenini yatağa bıraktı. En azından dokunmadı diyerek avutuyordu kendisini.

Berzan ağa konaktan çıktığı gibi kendini arabaya atmış hızla konaktan uzaklaşmıştı.

Yapamazdı Berfe'den başka bir kadına dokunamazdı. Berfe'den başkası haramdı ona.

*****
Mardin'de ay yerini güneşe bırakmış herkes yavaş yavaş uyanmaya başlarken kapısının tıklatımasıyla Zerda'da uyanmıştı sabah sabah kim gelirdi ki kapıya.

Tam kapıyı açacakken aklına gelenle duraksadı:

Tabi ya daye Rozan çarşafı istemeye gelmişti, telaşla düşünmeye başladı aklına kolunu kanatmaktan başka bir şey gelmemişti. Kolundaki kanı çarşafa sürdü hızla çarşafı toplayarak kapıda bekleyen kayın validesinin eline verdi ve daye Rozan'ın zılgıtları ile inledi konak .

Zerda kayınvalidesine gülümseyerek tekrar odaya girdi. Konaktakiler birlikte olmadıklarını öğrense çok kötü şeyler olurdu. Dolaptan beyaz elbise ve şalını çıkarıp hızla giyindi. Evliliğin ilk günü gelinin beyaz giyinmesi adettendi. Aşağıya inip kahvaltı sofrasının kurulmasına yardım etti. Herkes sofradaki yerini alırken tek kişi eksikti Berzan.

"Evimize ailemize hoş geldin kızım"

"Hoş buldum ağam "

"Kocan nerededir?"

Zerda ne diyeceğini bilemezken merdivenlerden kucağında oğluyla inen Berzan'ı görmesiyle içi rahatlamıştı.

"Geldim baba geldim"

"Hele veresin torunumu bana"

Berzan Boran'ı Ciwan ağanın kucağına bırakmış başka bir sandaliyeye oturacakken babasının göz işareti ile karısının yanına oturmuştu. Herkes kahvaltısına başlayınca karısının kulağına eğilerek:

"Kahvaltıdan sonra odaya çık bekle beni"

Ses tonundan belliydi sinirli olduğu. Sessiz sakin bir kahvaltıdan sonra Zerda sofranın toplanmasına yardım etmiş korka korka odaya çıkıyordu.

İçeri girer girmez Berzan sinirle üzerine yürüdü.

"Sabah ki zılgıt sesi neydi öyle?"

Zerda telaşla cevap vemeye çalışırken bir yandan geri geri adım atıyordu.

"A- annen çarşafı istemeye geldi. Ne yapsaydım ?"

"Ben onlara ilerisinin olmayacağını zaten söyledim ne diye çarşaf veriyorsun lan sen !"

Zerda gelebileceği son noktaya gelmiş kapıda yaslanırken kocası ile arasında çok az bir mesafe vardı ilk defa bu kadar yakınlardı.

"Sen öyle dedin diye öyle olmuyor Berzan ağa ! Öyle olsaydı annen sabah kapıya gelmezdi. Ayrıca çarşafın ne kadar önemli oluğunu sen de benim kadar iyi biliyorsun kusura bakma kendime laf gelmesine asla izin vermem !"

Kadının cesaretine hayran kalmıştı Berzan ağa ilk defa karşısında bir kadın böyle konuşuyor sesini yükseltiyordu. Kapıyla arasına aldığı kadına yavaşça eğilerek :

"Yakında çocuk istediklerinde de böyle konuşabilecek misin bakalım Zerda xanım !"

Sahi ya bunu hiç düşünmemişti .Berzanın elini başına doğru götürüp bir anda kafasındaki şalı çekmesiyle neye uğradığını şaşırdı.

"Napıyorsun sen?"

"Bir daha beyaz şal takmayacaksın! "

"Ama..."

"Takmayacaksın dedim bitti!"

Berzan ağa elindeki şalı yere atmış kadını kapının önünden iterek bir hışımla merdivenlerden iniyordu. Bu evi cehenneme çevirmeye niyetliydi.

Emeğimin karşılığı olarak bölüme oy atmayı unutmayınn :)

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizz???

BİR MARDİN HİKAYESİ (DÜZENLENIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin