"Ne saçmalıyorsun sen be kadın ? Sana daha ilk geceden söyledim sen benim hiçbir şeyim değilsin benimle ilgili umutlanma diye."Eline aldığı çantaya birkaç eşya koyup odadan çıkmıp merdivenleri kırarcasına aşağıya inerken Zerda'nın söylediği söz aklından geçiyordu.
Bu konaktaki en mutlu günüm dediği günü bile zehir etmişti karısına.
Birden bire Urfaya gitme kararı aldıran neydi bu adama düşünmeden edemiyordu Zerda. Üstelik oğlunu bile görmeden çıkmıştı.
Berzan arkasında bıraktığı soru işaretleriyle konaktan ayrılırken gazı köklediğinin farkında bile değildi.
Bu kadına kapılıp gitmekten çok korkuyordu ona iyi davranırsa onu seveceğinden korkuyordu aslında en çokda ölen karısına ihanet etme düşüncesi korkutuyordu onu. Bu yüzden sürekli kötü davranarak kendinden uzak tutuyordu. Urfaya iş için gidiyordu lakin Zerdaya hesap vermiş gibi olmamak için söylemeden çıktı .
**************
1 hafta sonra...Berzan ağa Urfadaki işlerini halletmiş dönüyordu. Daye Rozan yemeğin avluya hazırlanmasını söylemiş oğlunun en sevdiği yemeklerden yaptırıyordu bir hafta da olsa özlemişti oğlunu.
Akşama doğru kapının açılmasıyla Berzan ağa tüm heybetiyle konağa girdi. Avluya çıktığında tüm ailesi sofrada onu bekliyordu. Gözleri oğlunu ararken Zerdanın kucağında olduğunu gördü ve hemen gidip aldı öptü kokladı hasret giderdi.
"Hoş geldin oğul hallettin mi işleri?"
"Hallettim baba merklanmayasın"
"İyi haydi bakalım geç karının yanına"
Herkes sofradaki yerini alınca yemeğe başlandı sofrada sohbetler ediliyor herkesin yüzünde gülücükler saçılıyordu . Yemekler yendikten sonra kahve faslı için sedirlere geçilirken o konağın kapısından bağırış sesleri gelmeye başladı:
"Berzan ağaya diyeceklerim var diyorum açın kapıyı hayat memat meselesi bu!"
Herkes şaşkınlıkla birbirine bakarken korumalardan biri hızla avluya çıktı.
"Ağam kapıda bir adam var illa Berzan ağayla görüşmek istiyor ne yapalım?"
Ciwan ağa çatık kaşları ve gür sesiyle.
"Gönderin gitsin! Bu saatte kimin haddine düşmüş bizim kapımıza böyle gelmek! Ne diyecekse yarın desin hayde"
Aşşağıdan adamın yalvarış sesleri gelmeye devam ediyordu bu herkesi iyice meraklandırmıştı . Berzan:
"Baba bırak gelsin neymiş derdi öğrenelim "
"Oğul-"
"Baba gelsin dedim. Bu saatte geldiğine göre hayli mühim konu "
"İyi haydi çağırın gelsin neymiş derdi anlayalım"
Korumaların kapıyı açmasıyla adam tedirgin bir şekilde konağın merdivenlerini çıkarak ağaların karşısına geçti. Elleri önünde başını eğmiş korkuyla duruyordu karşılarında.
"Ağam bu saatte böyle gelmek istemezdim kapınıza lakin mesele mühim"
"Anlat bakalım seni bu saatte kapımıza getiren, hayat memat meselesi dediğin şey nedir?"
"Rahmetli gelininiz Berfe hakkında bilmediğiniz gerçekler var ağam ."
"Ne diyorsun lan sen !" Berzan sinirle adama bakarken herkes şaşkınlık içindeydi. Ciwan ağa sert bir şekilde oğlunu uyardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR MARDİN HİKAYESİ (DÜZENLENIYOR)
General FictionBerdel ile hayatları birbirine bağlanan iki kişinin hikayesi.