10.Bölüm

14.9K 481 20
                                    

Zerda ile Berzan kahvaltıdan sonra valizlerini hazırlamak için odaya çıktılar.

"Seninle gelmemi istemediğini biliyorum Berzan. İstersen babanla konuşup..."

"Ben gelmeni istesem de istemesem de kadının yeri kocasının yanıdır Zerda xanım"

Zerda duyduklarına şaşırıp kalırken hızla çantasına birkaç eşya koydu. Berzan ısrar etse de daye Rozan Boranı onlarla göndermemekte kararlıydı ikisi de evdekilerle teker teker vedalaştıktan sonra yol boyunca hiç konuşmadı . Bağ evine vardıklarında Zerda yan koltukta uyuyakalmıştı.

Zerdanın uyuduğunu gören Berzan birkaç defa seslense de Zerda uyanmayınca yavaşça arabadan indi Zerdanın kapısını açtı, iki eliyle karısının narin bedenini kavrayarak yavaşça kucağına aldı ilk defa bu denli yakınlardı ve kapıya doğru ilerleyip kapıyı açtı merdivenleri çıktı ve karısını hafifçe yatağa bıraktı.

Yatırırken burnuna gelen güzel kokuyla afallasa da hızla kendini toplayarak aşşağıya indi bahçeye çıkıp temiz havayı içine çekti . Burası ona bir nebze de olsa iyi gelecekti ne zaman bir derdi sıkıntısı olsa buraya gelip burada huzur buluyordu.

Zerda uyandığında şaşkınlık içinde etrafa baktı.

"Nasıl geldim ben bu odaya ? Berzan mı taşıdı beni ? Yok canım daha neler. Yoo basbaya taşımış."

Kendi içinde şaşkınlığı sürerken yataktan kalkıp aşşağı indi Ciwan ağanın emriyle bu ev onlar için hazırlanmıştı her yer tertemiz dolap ağzına kadar doluydu. Berzanı evin içinde göremeyince bahçede olduğunu anladı . Dışarısı esiyordu eline bir şal alıp bahçede öylece oturan kocasına doğru ilerledi.
Biraz yaklaşınca seslendi:

"Berzan"

Berzan arkasına bile bakmadı.
Zerda elindeki şalı yavaşça kocasının omuzlarına bıraktı.

"Hadi gel içeri üşüteceksin burada"

Berzan yine tepkisizdi.

"İyi. Madem benim yerim senin yanın o zaman bende otururum burada üşütürüm hasta olurum"

Berzan kafasını yanında oturan karısına çevirince göz göze geldiler . Adamın acı içinde bakan buğulanmış gözlerini görünce adeta içi acıdı Zerdanın.

"O günde çok üşüdüm ben biliyor musun?
Boranı kucağıma verip annesinin ölüm haberini verdiklerinde çok üşüdüm. 1 yıldır yasını tuttuğum onu düşüncemle bile aldatmadığım kadının beni yıllarca aldattığını , Boran'ın canımın parçasının başkasının kanından olduğunu öğrendiğimde de çok üşüdüm "

Zerda elini kocasının yüzüne götürerek yanaklarından süzülen yaşları sildi.

"Belki üzerine karlar yağdı. Fırtınalar atlattın.
Ama yine bahar gelecek solduğun yerden yeniden yeşereceksin birlikte yeşereceğiz . Evet ,  keşke o geçmiş yaşanmasaydı ama yaşandı Berzan . Bunu değiştiremezsin ama geleceğini değiştirmek senin elinde. Bugün değilse de elbet bir gün mutlu olmayı başaracaksın başarmak zorundasın. Acının içinden geçmezsen dışına çıkamazsın."

"Neden yapıyorsun bunu?"

"Neyi?"

"Sana söylediğim yaptığım onca şeye rağmen..."

Ellerini şefkatle kocasının ellerine götürdü.

"Ben her şeyi geride bırakıp seninle yeni bir hayat kurmaya hazırım. Her şeyi geride bırakmaya unutmaya razıyım"

Karısının ellerini kalbine götürdü Berzan.

"O kadar yaralı ki bu kalp. Seni daha da yaralar incitir."

"Biz de birbirimizin yaralarını sararız o zaman yeter ki izin ver yanında olayım . Sana geçmişini unutturayım ."

Berzan cevap vermeden kadını kendisine çekip sarıldı ki bu en güzel cevaptı.

Birsüre böyle kaldıktan sonra yağmur çiğselemeye başlayınca içeri geçtiler. Berzan telefonunu eline almasıyla kız kardeşinden 10 cevapsız arama bildirimini görünce telaşla kardeşini aramaya başladı.

"Aç şunu be kızım aç!"

Berzanın telaşlı halini gören Zerda hızla yanına geldi .

"Berzan ne oldu bir sorun mu var ?"

Tam o sırada Rojda telefonu açtı.

"A-abi"

"Rojda ne oldu birine bir şey mi oldu ?"

"Abi anamlar Boranı Berfenin ailesine verecek"

"Ne! Ne diyorsun sen Rojda ? Hemen geliyorum engel olmaya çalış çıkmalarına "

Berzan sinirle telefonu fırlattı duyduklarıyla adeta kan beynine sıçramıştı.

"Hemen toparlan konağa dönüyoruz !"

Apar topar bağ evinden çıkıp yola koyuldular. Olanları öğrenen Zerda kocasını ne kadar sakinleştirmek istese de başaramıyordu adam sinirden deliye dönmüş hızla yağan yağmura rağmen gazı köklüyordu.

"Baş başa gidin diye tutturmalarının sebebi buymuş demek! Oğlumu benden ayırmak içinmiş hepsi! Nasıl anlamadım lan ben nasıl! Nasıl yaparlar bana bunu!"

"Berzan korkuyorum lütfen yavaşla! Belki de Rojda yanlış anlamıştır yoktur belkide öyle bir şey"

Ne derse desin adam adeta sağır olmuştu tek düşündüğü şey bir an önce konağa varmaktı .
Bir süre sonra konağa varmalarıyla Ciwan ağa ve Daye Rozan'ın ellerinde bir valiz ve kucaklarında Boranla konaktan çıktıklarını görmeleri bir oldu tam zamanında gelmişlerdi . Berzan hızla arabadan inip hızla babasının önünde durdu.

"Baba! Ne oluyor burada?"

Ciwan ağa istifini bozmadan lafa girdi:

"Olması gereken oluyor Berzan! Engel olayım deme sakın! Boran bizim kanımızdan değil ! Bir Şadoğlu değil! Burada kalması yakışır kalmaz en doğrusu ait olduğu yere gitmesi."

"O benim kanımdan değilse de canımdandır baba canımdan! Oğlum o benim! Benden izinsiz hiçbir yere götüremezsiniz ! Zerda Boranı al içeriye geç!"

Zerda ne yapacağını bilemezken Daye Rozana doğru ilerlemeye başladı.

"Bir adım daha atmayasın gelin! "

"Ana!"

Ciwan ağa sinirle annesine yürüyen Berzanın kolundan tutarak onu savurdu.

"Yeter Berzan ! O senin oğlun değil o bir kahpenin..."

"Baba sakın! Sakın devamını getirme !"

Tam o esnada birkaç araba konağın önüne yaklaştı .

Sizce arabadan kim çıkacak ? Düşüncelerinizi yorumlarda bekliyorumm :)

Emeğimin karşılığı olarak bölüme oy vermeyi unutmayınn

BİR MARDİN HİKAYESİ (DÜZENLENIYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin