Bir Katilin Notları

Bölüm 11

Öncelikle kısa farkındayım ve üzgünüm. Katili belli ettim diye heyecanınız kaçmasın lütfen çünkü katil çok yakınlardan biri ve hiç ummadığınız biri çıkabilir hala. Bu yüzden meraka ve heyecana devam derim. Ayrıca bir ipucu vermek durumundaydım artık onca bölüm geçti :) Okuduğunuz için teşekkür ederim hikaye 2000'e yaklaşmış. Söz Batuhan Dedde'nin bir yazısından... Keyifle okumanız dileğiyle. Yorumlarınzıı beklerim.

‘’Gökkuşağının başladığı yerde bir miktar kan, bittiği yerde bir ceset buldular’’ *

Üçü de O’nun oturduğu yere doğru yürüdüler. Tam karşısına Gökhanoturdu. Yanına Ada. Cengiz ise en uçtaki sandalyeyi çekerek kıza omuz mesafesinde bir yere oturdu. Sorgu başlıyordu. Söz Gökhan'daydı. Sanki katilin o olduğundan eminmiş gibi yalnızca şu kelime döküldü dudaklarından:

-Neden?

Kız hiçbir şey anlamamış gibi Gökhan'a bakmayı sürdürdü. Birkaç dakika sonra:

-Ne neden?

-Neden öldürdün?

-Ben kimseyi öldürmedim!

-Bence öldürdün.

-Bakın olay hakkında siz gelmeden önce polis memurundan bilgi aldım ve söylediği tarihlerde ben Amerika’daydım.

Ada:

-Buraya neden 1 ay içinde 3 kez geldin? 3 cinayet ve 3 kez geliş?

-Buraya geldim çünkü halletmem gereken şeyler vardı.

-Ne gibi?

-Eminim ki bir klana üye olduğumu biliyorsunuzdur ve onlar için…

-Evet?

-Kurban kovalıyordum.

-Bu suç.

-Daha fazla üye kalmak istemedim. İnanın. Fakat çıkarsam beni sağ bırakmayacaklarını söylediler ve bir kurban bulmamı istediler. İnanın bu yüzden yaptım. Ama artık dayanabileceğimi sanmıyorum. Yalvarırım inanın bana.

-Her neyse işlediğin bir suç ve göz ardı edemeyiz.

-Bakın ben bir şey yapmadım kimseye zarar vermedim.

-Birini öldürmeye teşvikten seni mahkemeye çıkarmaya hakkım var. Bir şartla bunu yok sayabiliriz?

-Evet her şeyi yaparım.

-Bizim için yem olacaksın.

-Ne ne yemi?

Cengiz söze girdi:

-Bir katilin peşindeyiz. Hem de ultra seri katil. Elimizde 3 ceset var ve hepsi de senin arkadaşın. Ya katil senin şüpheli olduğunu bize anlatmaya çalışarak zaman kazanmak istiyor ya da seni bilmiyor. Tabi biz bilmediğini varsayarak seni yem yapacağız. Yani yanlış anlama can güvenliğin bizde yalnızca ona ulaşmak istiyoruz.

-Kabul ediyorum.

Bu kadar çabuk kabul etmesi hem şüphe hem şaşkınlık yaratsa da yapacakları başka bir şey yoktu. Şimdilik nasıl bu kız üzerinde dikkat çekecekleri hakkında bir fikirleri yoktu fakat en kısa zaman diliminde bulmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Jennifer’ı eve bıraktıktan sonra hepsi öğle kahvesi içmeye gitti. Jennifer ise evinin penceresinden gidip gitmediklerini kontrol ettikten sonra üzerine farklı kıyafetler giyerek kapüşonunu kapattı ve dairesinden çıktı. Apartman kapısına geldiğinde cep telefonundan taksinin numarasını tuşlayarak bir taksi çağırdı. 10 dakika sonra taksi belirdi. Etrafa son bir kez göz attıktan sonra taksiye bindi. Suratını göstermemeye özen göstererek adresi verdi. Fakat bu gideceği adres değildi. Bu adres gideceği esas yerin 10 km gerisindeydi. Kafa karıştırmak için bu gerekliydi. Taksiden indikten sonra 5 km ıssız ve kimsenin olmadığı yollardan yürümek zorunda kaldı. Ayakları onu taşıyamayacak kadar çok yorgundu. Bu yüzden otostop çekti ve esas adresin olduğu eve varmadan yine indi. Çok yürümesine gerek yoktu. Ev ormanın derinliklerinde fark edilmeyecek bir yerdeydi. Tekrar yürüdü ve evin önüne geldi. Zil yoktu. Kapıya 3 kez vurdu. Kapıyı açan kişi onu çabucak içeri aldı ve Jennifer kapüşonunu indirerek sevgilisinin kucağına atladı ve onu öpmeye başladı. Sevgilisi onu duvara dayadı ve öpüşmelerine adeta bir kaplanın açlığı edasında devam ettiler. Nefes nefese kaldıktan sonra Jennifer şunları söyledi:

-İstediğin gibi oldu sevgilim. Beni yem olarak kullanacaklar, dedi ve öpüşmelerine kaldıkları yerden devam ederek odalarına çıktılar.