Bölüm 6

1.5K 95 9
                                    

Merhaba merhaba nasılsınız :)) Bu bölümü uzun tutmaya çalıştım ve bir dahaki bölümde katilin ağzından bazı şeyler yazmayı düşünüyorum ne dersiniz? Eleştirikler ve yorumlarınıza ihtiyacım var lütfen eksik etmeyin. Ayrıca bir kaç mesajda bölüm başındaki cümlelerin bana ait olup olmadığı sorulmuştu, bölüm başındaki cümleler bana aittir alıntı yapınca belirtiyorum zaten :) Her neyse psikocanlar iyi okumalar! :)

‘’Ölüm benim sanatımdı. Cesetler ise sanat eserlerim’’

Gökhan ve Cengiz arabaya koştular. Gökhano kadar heyecan yapmıştı ki anahtarı olay yerinde bıraktığını ancak arabaya bindikten sonra fark etti:

-Lanet olsun diyerek direksiyona vurdu.

-Cengiz ben anahtarı içerde bıraktım alıp geleceğim dedi ve indi. Eve doğru koşar adımlarla ilerlerken bahçedeki bir taşa takıldı ve düştü:

-Tanrım, kahretsin!

Sanki taşın üstünde kam damlacıkları varmış gibiydi. Gökhan eline aldı ve taşın altından kurtlar çıkmaya başladı. Gökhan şüphelendi çünkü bu kadar kurdun bir arada olması için bir ceset ya da berbat bir şeyin burada gömülü olması gerekirdi. Elini çabuk tutmak istedi. Olay yeri daha önce kazılmıştı bu yüzden kazma kürek vs gibi aletler buradaydı. Gökhan eline kazmayı alıp toprağa vurmaya başladı. Cengiz bu sırada geldi:

-Hey delirdin mi Gökhan? Gitmemiz gereken bir yer var.

-Burada da bakmamız gereken bir şey var! Diye bağırdı.

Cengiz ona yardım için oraya gitti. Yaklaşık 15 dakikalık uğraştan sonra bir torbaya rastladılar. İkiside birbirine bir süre baktı ve Gökhan eline cebinde her zaman taşıdığı eldivenlerden çıkarıp giyindi. Torbanın ağzını yavaşça açmaya başlamasıyla ikisinin öğüre öğüre uzaklaşmaları bir oldu:

-Tanrım! Bu boktan daha kötü kokuyor!

Gökhan ceketinin yakasını kaldırıp ağzını kapattı ve torbayı açmak için çukura geri indi. Bu arada Cengiz hemen olay yeri inceleme ekibini çağırmıştı bile. Gökhan torbayı açınca dehşet verici bir manzarayla daha karşılaşmıştı. İkinci cesedin geri kalanı ve bir de not…

‘’Merhaba dedektif! Hediyemi güzel bulduğuna eminim. Doğum günün şimdiden kutlu olsun! Beni çok uzaklarda arıyorsun.’’

-Notu oku Cengiz.

Cengiz:

-Bu pislik herif kendini ne sanıyor? Kim bu Gökhan! Lanet herif sinirleri bozacak derecede rahat ve s.ktiğimin olay yerine geri dönüp bir ceset daha gömecek kadar cesaretli.

-bilmiyorum, demekle yetindi Gökhan

Eldiveni çıkardı ve içeri girip anahtarı aldı. Arabaya yöneldi, İçeri girip oturmaya başladı. Torpidodan karısının resmini çıkardı:

-Bana yardım etmelisin tatlım, bunu bana borçlusun.

Karısıyla cinayet bürosunda tanışmışlardı. Aynı olayda aynı ekiple çalışıyorlardı. Bir gün yine aynı seminere denk gelmişlerdi ve Gökhan iki kahve alarak onu tavlamaya giderken yolda önüne bakmadığı için kahveleri karısının üstüne dökmüştü. İkisi de orada gülerken seminer çoktan başlamıştı ve hiç kendilerine uymayan bir şekilde seminere girmeyip eve gitmeyi tercih etmişlerdi. İşin sonu yatakta bitsede ikisi de bunun tek gecelik olmadığını biliyordu. Çünkü Eylül bekaretini ilk Gökhan ile bozmuştu ve Gökhan ise Eylül'ü ilk gördüğü günden beri seviyordu.

 Olay yeri inceleme ekibi gelmişti. Kazıya başlanmıştı. Bütün bahçe tekrar kazılacaktı. Gökan ve Cengiz ise yola çıkmışlardı. Yolda tek kelime bile etmediler. Merkeze vardıklarında Mine’nin yanında soluğu aldılar. Röntgeni göstererek:

-İşte bakın. Midesinde bir kaşık var, bunu çıkardık tabi. Fakat karın bölgesinde veya herhangi bir yerinde dikiş izi yoktu. Bu da demek oluyor ki kaşığı yutmuş.

-Yutmuş mu? Bu kaşık nasıl yutulur? Gökhan araya girerek:

-Ya da yutturulmuş.

-Pek tabi olabilir Gökhan, fakat katili yakalamadan bunu bilemeyiz.

-Kaşığa bakmak istiyorum.

-Tabi ki.

Mine,Gökhan ve Cengiz röntgen odasından çıkıp bir masaya doğru ilerlemeye başladı. Gökhan delil poşetindeki kaşığı eline alınca ürktü. Çünkü bu kaşığın aynısından onda da vardı. Cengiz:

-İyi misin Gökhan?

-Ah evet! Yalnızca… Bilemiyorum nasıl olur diye düşünüyordum.

-Vahşice!

Mine'ye teşekkür edip Gökhan'ın ofisine girdiler. Bu sırada Gökhan'ın unuttuğu ortağı da oradaydı. Ada:

-Merhaba Gökhan.

-Ada değil mi?

-Evet. Soruşturma hakkında geniş çaplı bilgi edinmeyi istiyorum,lütfen?

-Tabi.

Cengiz:

-Ben gidiyorum Gökhan ve Ada Hanım.

-Tamam dostum. Buyrun lütfen dedi Gökhan ve eliyle sandalyeyi işaret etti.

Gökhan olayla ilgili her şeyi Ada'ya aktardı. Tabi bazı şeyleri atlayarak. Ada kendi ofisine gitmek üzere ayağa kalktı ve elini Gökhan'a uzattı. Gökhab karşılık verdi ve Ada gidince rahatlamış olarak koltuğuna yığıldı. Bunca yaşanan travmalara daha fazla dayanamayacağını düşünerek eve gidip uyumaya karar verdi. Candemir'in odasına girdi ve çıkmak için izin istedi. Odasına geri döndü ve eşyalarını alıp merkezden çıktı. Arabaya bindi ve eve gidince kendisini kötü bir şeylerin beklememesi için dua ederek yola çıktı.

 

Bir Katilin NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin