Bölüm 9

1.5K 82 16
                                    

Yeni bölümler ard arda :) Sormak istediğim bir şey var ben hikayeyi fazla uzatmayı düşünmüyorum. Yani elimden geldiğince uzun mu tutmalıyım yoksa tadında bırakıp 20.bölümde bırakmalı mıyım? Fikirleriniz ve yorumlarınızı bekliyorum, herşey size bağlı. İyi geceler yoksa Kanlı geceler mi demeliyim :P (Baştaki söz seri katil John Christie'ye aittir.İyi okumalar)

'"Bana göre bir ceset, canlı bir bedenin taşıyamayacağı bir güzellik ve saygınlık taşır.''

... Gökhan arkasına dönüp dönmemekte kararsız kalırken Cengiz’in sesi duyuldu:

-Gökhan?

-Cengiz. Seni katil sandım adamım.

-Katil zaten benim, diyince Gökhan duraksadı ve geri adım attı.

-Hey sadece şaka tamam mı? Buna nasıl inanabildin? Katil olsam onları yanımda getirir miyim?Diyerek merdivenlerden inen polis memurlarını gösterdi. Polis memurları çoktan merakla buraya bakmaya başlamışlardı. Gökhan:

-Burayı bulmamı istedi. Ceketinin sol iç cebindeki fotoğrafı çıkararak :

-Bak kırmızı tozlar. Buraya girdiğimde de o şarkı çalıyordu. Karımla kutladığım son doğum günümde çalan şarkı. 5 gün sonra benim doğum günüm Cengiz.

-Biliyorum Gökhan, şerefsiz onu bulduğumda geberteceğim, diye hırıltılar çıkardı Cengiz.

Gökhan oldukça sarsılmıştı fakat güçlüydü. Arka cebindeki fotoğrafları çıkardı:

-Bunlar kurbanların fotoğrafları olmalı. 3 kurbanın hayattayken çekilen fotoğrafları ve daha tanımadığımız onca kız. Bunlar sıradaki kurbanlar olabilir ya da yanıltmaca.

-Her ihtimale karşı bu kızları bulmalıyız. Arda bu fotoğraftaki kızları bugün merkezde görmek istiyorum. Acele et.

-Cengiz bana yardım ettiğin için teşekkür ederim. Senin işlerin ne alemde?

-Buradakinden heyecan verici değil, emin ol diyip göz kırptı.

-İyide nasıl izin aldın?

-Candemir eski dostum.

-Tabi ya! Diyip sırtını sıvazladı Gökhan Cengiz'in.

Etrafı incelemek için muhabbete ara verdiler. Ekip o fırçalarla her yerde DNA arıyordu. Gökhan ise eline luminol alarak etrafta temizlenen kan var mı diye bakmaya başladı. Luminolu hidrojen peroksit ile birlikte her yere püskürtüyordu. En ufak bir şey arıyordu. Bilgisayar detaylı inceleme için bir delil poşetine konuldu. Daha doğrusu etraftaki her şey delil poşetlerine konuldu. Burası toplasan 20 metre karelik oldukça dar ve karanlık bir yerdi. Etrafta kan yoktu. Burada öldürülen kimse yoktu. Gökhan ve Cengiz merkeze gitmeliydiler. Çünkü fotoğraftaki kızlardan herhangi biri gelebilirdi. Yol boyunca hiç konuşmadılar. Ofise girince Ada oradaydı:

-Ortağın ben miyim Cengiz mi Gökhan?

-Hesap mı vermeliyim?

-Evet. Ortağınım senin yanında olması gerekende benim o değil!

-Sesinizi alçaltın Bayan. O benim en yakın arkadaşım. Yardım etmek istiyorsanız oturun yeni bulduklarımızı anlatayım.

Cengiz Gökhan'ın bu sakinliği karşısında oldukça şaşkındı. Çünkü Gökhan böyle bir olayda sesini yükselterek ve bir şeylere vurarak sakinleşmeye çalışırdı. Bu olaylar O’ nu gerçekten sarsmıştı. Yuvarlak masa etrafına 3 kişi oturdular. Karşılarında bir tahta. Üstlerinde kurban ve şüpheli şahıslar. Şüpheli şahıslar? Kim diye düşünüyorsunuz. Kızların erkek arkadaşları ya da yakın oldukları herkes şüpheliydi. Louis’ in resminin üzerinde koca bir çarpı vardı. Çünkü o artık ölüydü. Diğer iki kızın erkek arkadaşları merkeze getirilmiş. Defalarca sorgudan çekmişlerdi. Fakat birisinin sinir krizi geçirmesi üzerine onlarında katil olma olasılığının az olduğu kanaatine varılmıştı. Bu konu hakkında derin bir konuşma başlamıştı:

-Teorilerin var mı Ada?

-Aslında bir tane var.

Cengiz ve Gökhan'ın gözleri Ada'ya dönmüştü. Ada ayağa kalkarak filmlerdeki ambiyansı yaşatmak istermişçesine tahta kalemini eline aldı ve yeni ayaklı panoyu tahtanın önüne çekti. 3 kurbanın fotoğrafını ve erkek arkadaşlarının fotoğraflarını asmakla işe başladı:

-Gerçekten merak ediyorum, diye mırıldandı Gökhan

 3 kızdan ok işareti çekerek aynı noktada birleştirdi:

-Ve bom! Ortak kişi, dedi onlara dönerek. Gökhan:

-Ne yani? Ortak bir arkadaşları mı var?

-Evet.

-Bunu ne zaman buldun?

-Siz burada yokken çok zamanım oldu Bay Meşgul. Tamam bu –kalemi ortak arkadaşın resminin üstüne getirerek- bir kız. Cengiz:

-Onu bizde görüyoruz.

-Her neyse,dedi Ada dişlerini sıkarak. Kız hakkında bilgi vermeye başladı:

-19 yaşında. Adı Jennifer Klon. Bir sürü hayatından kesitler vermeye devam etti, sonunda can alıcı noktaya değindi:

-Bu kız bir klana üye.

-Ne klanu?

-Ku klux klan.

Cengiz ve Gökhan kahkaha attı:

-Hala o klan ayakta mı dostum?

-Evet Gökhan ve ayinleri devam ediyor.

-Şimdi bu kız 19 yaşında ve siyahilere karşı olan bir klana üye. İnanılmaz! Neredeyiz biz Amerika’da filan mı?

-Biz değiliz ama bilgilere göre o orada.

-Off biz de şüpheli sanmıştık!

-Hey bir saniye. Şunu biliyor musunuz peki bu kız 1 ay içinde toplam 5 defa buraya gelmiş ve Ekin siyahilere karşı fazla ilgiliymiş.

-Oh Tanrım! İşte bu onu şüpheli yapar.

-Tamam birinci şüphelimiz bu ve ayrıca olayda bulunan delillerin üzerinden geçmek istiyorum. Kaşıktan başlayacağım. Kaşık ikinci cesedin midesindeydi. Ayrıca Gökhan etiketi unutmuştun. O pantolon etiketi sahte. Yani hiçbir mağazaya ait değil. Kaşığı Mine ile inceledik. Kaşık el yapımı bir şey. Birinci olay yerine döndüm tabi bir takım kişilerle. Tekrar kazı yapılacaktı hiçbir şey çıkmadı,üzgünüm. İpucu olabilecek tek şey kase. Onda da tahmin edilebileceği gibi DNA adına bir şey yok. Bazen katil hayalet olabilir mi diye düşünüyorum. Her neyse… İkinci olay yeri yani cinayet mahalli. Orada işlenmiş bir cinayet var. Etrafa saçılan kan. Ağaçtaki tırnak izleri… Önemli bir detay beyler! Dikkatinizi verin. Cinayet aleti bulundu. Testere. Nereden alındığına dair bilgim var. Oraya gidip baktım elbette bunu sonraya bırakmadım. Fakat dükkan bu testerenin yıllar önce üretimini durdurmuş. Fakat satıcı bunların artık el altından satılabileceğini söyledi. Tabi her yeri tek tek dolaşmadım. Buna şimdilik vaktim olmadı. Aileler hakkında ufak çaplı bir araştırma yaptım. Hepsinin kızlarıyla arası iyiymiş ve bu kızlar fazla şımartılarak büyütülmüş. Ah unutmadan! Kızların saçlarıyla birlikte kafa derileride alınmıştı hatırlarsanız. Katilimiz hatıra için bir tutam saçları saklıyor.

-Vay canına demekle yetindi Cengiz

-Seni tuttum kızım! Şimdi şu bücürüğü bulmalıyız.

-Gerek yok, dedi Ada ve o sıra kapı çalındı.

İçeri giren fotoğraftaki kızlardı. Üçü de buradaydı. Gökhan:

-İçeri buyrun lütfen, oturun. Merhaba bayanlar muhtemelen sizi neden buraya çağırdığımızı merak ediyorsunuz. Evet, endişe yapmayın fakat katilin sıradaki kurbanları olabilirsiniz.

-Bunu biliyoruz zaten, yani böyle bir riskin olduğunu.

-N- Ne? Nasıl yani? Diye araya girdi Cengiz:

-Ben Ekin'in en yakın arkadaşıyım dedi sarı saçlı kız.

-Ve bende Maya’ nın dedi diğeri.

-Ve tahmin edildiği gibi bende Elif'in en yakın arkadaşıyım,dedi.

Gökhan. Ada ve Cengiz birbirlerine şaşkınca bakmaktan başka bir şey yapamadılar.

 

Bir Katilin NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin