Bölüm 12

1.2K 79 16
                                    

Evet,evet! Yeni bölüm sizlerle. Geç olduğu için üzgünüm, lütfen yorumlarınızı atın bekliyorumm :)

‘’ Ölüm uzaktan korkutmaz’’

Öğle kahvelerini içtikten sonra merkeze geri gelen grubu ilerleyen zamanlarda büyük bir şok bekliyordu. Toplantı odasında katile git gide yaklaştıklarını düşünen grubun atladığı belki de çok şey vardı. Jennefir’ in üzerine ilgiyi nasıl çekeceklerini düşünüyorlardı. Belki de hiç buna gerek kalmadan katil ayaklarına gelirdi. Bu zordu hepsi farkındaydı. Zaman ise dardı. Daha fazla kurban vermeden bu psikopat katili bulmaları şarttı. Zamanın nasıl geçtiğini bu iş üzerindeyken fark etmiyorlardı. Saat tam 17:00’ da herkes evlerine dağılmak için Candemir’ den izin almak üzere odasına yöneldiler. Fakat yine yoktu. Baş komiser olduğu için meşgul olacağını tahmin ediyorlardı. Onu cep telefonundan aradılar. Ulaşamadılar. Bunu fırsat bilip hepsi dağıldı. Çünkü fazla yorulmuşlardı. Vedalaştıktan sonra üçü de arka arkaya park edilmiş arabalarına binip yola çıktılar. Ada'nın evi merkeze 1 saat uzaklıktaydı. Trafik her zaman ki yoğunluğundaydı. Ada ise bir an evvel eve gidip uyumak ve daha sonra bu olaya kafa patlatmak istiyordu. Bu yüzden acil durum yoluna girdi. Bu yolu çok yorgun olduğunda ya da çok acil işi olduğunda kullanıyordu. Fakat Ada bu yorgunluğuyla ileride onu bekleyen tehlikeyi sezmemişti bile. Yola dökülen raptiyeler tekerleklerini patlatmaya yetmişti. Direksiyonun hakimiyeti sağlayamadı ve ağaca tosladı. Büyük yara almamış olsa da araba büyük hasar görmüştü. Yola sendeleyerek çıkmaya çalışırken ensesinden yediği ağır darbeyle yere yığıldı. Yere düştüğü sırada gözleri bayılmadan önceki son durumu almıştı ve belki de katili görmüştü:

-Sen, dedikten sonra yüzüne indirilen sopayla bayıldı.

Katil onu kendi arabasına sürükledikten sonra arabasının üzerine benzin döktü ve tabi olabildiği kadar iz bırakmamak için etrafa da benzin döktü. 8 bidon benzini araziye boşalttıktan sonra ilerde bıraktığı arabasına dönmek için yürümeye başladı. Arabayı daha da geri çekti. Daha sonra eldivenlerini çıkarmadan bir kibrit çaktı ve attı. Etraf hızlı şekilde alev alırken haz alıyormuş gibi çıkardığı yangını izledi bir süre. Yangın büyüdükçe tehlike artıyordu. Bu yüzden arabasına bindi ve eve doğru yol aldı. Eve gelmesi uzun sürmedi. Ada'yıaroline’ ı bagajdan çıkardı ve saçından tutarak eve kadar sürükledi. Uyanık olmasını ve bu acıyı hissetmesini o kadar çok isterdi ki. Hazırladığı cinayet odasına onu soktuğunda fazla ses çıkarmaması ve hareket etmemesi için onu sıkıca bağladı. Ağzını ve gözlerini de kapattı. Karşısına geçip kahvesini yudumlarken uyanmasını bekledi. Elinde her zaman ki defteri vardı. Temiz bir sayfayı açtı ve şunları yazdı:

‘’Biraz sonra ölmemek için bana yalvaracaksın. Bense senin kafa derini yüzerken canlı olup bu acıyı çekmen için elimden geleni yapacağım…

Yazdıklarını tamamlayamadan Ada hareketlenmeye başladı. Bu oda yeterince soğuktu. Sağ duvarda morgda olduğu gibi ölüleri koymak için kapaklı dolaplar vardı. Sadece 3 tane… Ve bu dolapların ikisi doluydu. Sıra üçüncüdeydi. Aletlerinin olduğu duvara yöneldi, hepsini okşadı. Daha sonra Ada'yı bağladığı sandalyeden çözerek odanın ortasındaki ameliyat masasına yerleştirdi. Bu biraz zordu ama başaramayacağı şey yoktu. Ada çırpınırken masanın altındaki çekmeceden raptiyeleri çıkardı ve elini nazikçe tuttu. Ada hala bağırıyor ve çırpınıyorken eline raptiyeleri batırmaya başladı. Kanlar her yerdeydi. O ise gülmeye devam ediyordu. Neşteri eline aldığında göz bandını açtı ve alnının ortasına bir çizik attı. Sırıtarak Ada'ya bakarken gözlerindeki endişe ve korkuyu hissediyor bundan zevk alıyordu.

‘’Hahaha’’ diye sesli kahkaha atarak Ada'nın saç diplerine neşteri dayamıştı bile.

‘’Burdan mı başlamalıyım Bayan Çok Bilmiş?’’

Ada'nın yalvaran hıçkırıkları arasında neşteri hareket ettirmeye başladı.

‘’Sadece saçının yarısı lazım bebeğim korkma’’ derken duraksadı. Ada'nıngözlerinin içine bakarken:

‘’Seni özledim’’ diyebildi.

‘’Ama sen lanet bir adam yüzünden beni bıraktın ve ikinizi de diri diri gömdüğüm için pişman değilim anne!’’ diye bağırdı ve neşteri hareket ettirmeye devam etti. Ada'nın kafasının ortasından büyük bir yarık geçiyordu. Oluk oluk kan akarken O sinirliydi. Ada bu acıya ne kadar dayanacağını bile bilmiyordu. O konuşmaya başladı:

-Annem beni o adam yüzünden terk ettiğinde tüm kadınlara lanet ettim. Daha sonra fahişenin tekine aşık oldum onuda yanımdan hiç ayrılmasın diye öldürdüm ve ölü bahçeme gömdüm. Her gün ziyaret ederim. Onu öpmeyi çok seviyorum. Karımla tanışınca hepinizi aynı yere koymaktan vazgeçtim. Bu şeyleri onun için bıraktım. Ama o fahişe de başkasına aşık olduğunu söyleyip, beni terk etti.’’ Ada'nın tam gözlerinin içine bakarak:

‘’Ona ne yaptım biliyor musun?’’ dedi.

Ada daha fazla inledi:

‘’Gözlerini çıkarttım. Kavanozun içine koydum ve o lanet adamın aletini kesip ona yedirdim. İkisini de bahçeme gömdüm. Şimdi oradalar ve hiç ayrılamazlar. Onlara iyilik yaptım.’’ Dedi ağlak bir ses tonuyla:

‘’Sevdiğim iki kadına da iyilik yaptım ve onları sevdikleri adamlardan ayırmadım’’

Ada sandığından daha psikopat olan bu katilin gözlerine yalvarırcasına baktı fakat O ayağa kalktı ve testeresini alarak çalıştırdı:

‘’Sonun geldi, kaltak. O iki polisi bir arada idare ettiğini biliyorum’’ diyerek Ada'nın bel kısmını alt kısmından ayırmaya başladı…

 

Bir Katilin NotlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin