WTF (part 4)

466 32 106
                                    

Natasha huzursuz bir şekilde uyuyordu. Zaten ne zaman huzurlu uyumuştu ki? 6 yaşından beri hayatı belirliydi. Yalnız kalacak ve içten çökertecekti. Sınıfındaki diğer kızların aksine onun bir ruhu vardı. Yaptıklarını her gece rüyalarında görüyordu. Her gece irkilerek uyanıyordu. Sonra ise uyumak zor geliyordu. Bucky ise daha bugün aldığı haberin etkisi ile daha uyuyamamıştı bile. Baba olacaktı, bebeğin annesi gördüğü en güzel kadındı ve aralarında bir şey var gibiydi sadece bebek biraz durumu hızlandıracaktı. Sadece biraz. Bucky mutlu olduğunu hissediyordu. Ama sonra nedense Natasha yı kontrol etmesi gerektiğini hissetti. Yatağından kalkıp onun odasına gitti. Natasha uyuyordu. Bucky onu izlemek istedi. Yatağa oturup onu izlemeye başladı. Natasha nın saçları dağılmıştı ve kaşlarını çatmıştı. Rahatsızca kıpırdanıp duruyordu. Ve hızlıca nefes alıp veriyordu. Bucky onun kabus gördüğünü anladı. Sonuçta kabus görmek onun olayı idi. Onu rahatlatmak için saçını okşamaya karar verdi. Tam elini uzattığında Natasha gözlerini açtı ve yastığından bıçak çıkardı.
Bucky: Sakin ol şampiyon.
Natasha: Bucky?
Bucky: Seni kontrol etmeye gelmiştim ama sanırım ihtiyacın yok.
Natasha: Ben iyiyim. Sadece.. kabus gördüm her zamanki şeyler işte.
Natasha yatakta oturur pozisyona gelir. Ve Bucky e bakar.
Natasha: Sen neden geldin?
Bucky: Seni merak ettim.
Natasha: Dostum bu gerçekten tuhaf.
Bucky: Evet farkındayım noluyo bize aq.
O sırada Steve uykusunda Language diye mırıldanır hissediyo adam. Fkfk.
Bucky: Sen uyumayacak mısın?
Natasha: Hayır... kabuslardan sonra uyumak zor geliyor.
Bucky: Evet bana da.
Natasha: Ben bir şeyler atıştırmaya gidiyorum sen de ister misin?
Bucky: Bu saatte mi?
Natasha: Kayıtlara geçsin bunu bana sen yaptın. Yani bu tamamen senin suçun.
Bucky: Yalnız yaptım zaten dimi.
Natasha: Sana laf yetiştirirdim ama açım.
Bucky: İyi dur bende geliyorum.

Natasha mutlu mutlu kurabiyelerini yerken Bucky ona ve kıyamayıp çağırdığı Clint e bakıyordu. İkiside mutlu bir şekilde kurabiye yiyordu.
Bucky: Bana kurabiye yaptırdığına inanamıyorum. Ayrıca kurabiyeleri Clint ile yediğine de inanamıyorum.
Natasha: Napıyım acıkmıştır dedim. Hem ben yavruma market kurabiyesi mi yedirecektim.
Bucky: Bundan önce de cicibebe yedin
Natasha: Cicibebe yi bu işe karıştırma.
Clint sonunda yumulduğu kurabiyelerin arasından çıkıp konuşmaya başladı.
Clint: Bunun yanına ne iyi gider bilmek ister misiniz?
Bucky: Hayır istemeyiz.
Clint: Karpuz.     
Natasha: Yok sağol istemedim şimdi.
Bucky: Sen zaten mükemmel bir detaysın.
Clint: Ama Nat düşünsene sulu sulu, kütür kütür karpuz....
Natasha: Sen kendi yemek istediğin şeyi bana aşertip Bucky e mi aldırmaya çalışıyorsun?
Clint: Bu nasıl bir şeytani zeka lan. İlk denemede çözdü olayı.
Natasha: Ama bak şey güzel olabilirdi
Bucky: Sıçtım.
Natasha: Ananas ve portakal. (Cidden ananaslı portakallı pasta yemiştim mükemmel bir şey tavsiye ederim)
Bucky: Nat biri kış meyvesi biri yaz meyvesi.
Nat: Portakal kış meyvesi ise neden sıcak yerlerde yetişiyor?
Bucky: Bu da onun fantezisi demekki.
Clint: Laura benden aralık ayında karpuz istemişti bulmuştum. Sen bu ponçiğin kalbini mi kıracaksın şimdi? Bu arada Nat Laura şok oldu ama yarın hediye için bebek arabası alacakmış. Hangi renk olsun diyo.
Natasha: Ben ona güveniyorum. Ya Bucky ben şu an ananas ve portakal yemezsem ölebilirim noluuuur.
Bucky: Abartma ölmezsin.
Natasha: Ya ben mi istiyorum ya bebek istiyo ben napayım.
Bucky: Nat haydi uyuyalım bak kilo alırsın.
Natasha: Sayende alıcam zaten kiloyu. İnceldiği yerden kopsun.
Bucky: Tamam alıyorum ananas ve portakaldı de mi?
Natasha: Bir de karpuz.
Bucky: Başka ne istersin?
Natasha: Clinti de götür. Konuşmak kolay. Yiyip duruyo. Anca yesin zaten.

Gecenin bir saatinde Clint ve Bucky nöbetçi manav aramaya başlamıştır. Bucky bir kaç saatte hayatının nasıl değiştiğini düşünür. Bir kaç saat önce gecenin bilmem kaçında ananas aramaya gideceği aklına bile gelemezdi. Ama korkmuyordu. Hatta mutlu bile sayılabilirdi.
Clint:BULDUM!
Bucky Clint in gösterdiği yere baktı. Cidden de nöbetçi bir manav vardı. Bu durum Bucky'e çok komik geldi. Beraber oraya doğru ilerlediler. Oradaki adam hemen onların yanına geçti.
Adam: Selam ben mike size ne lazım ne aşerdiniz?
Bucky: Aşerme olduğunu nereden bildin?
Mike: Bu saatte  gelmişsin demekki karın hamile.
Bucky: Karım değil.
Mike: Nişanlın
Bucky: Değil.
Mike: Sevgilin.
Bucky: Değil.
Mike: Ya ortada hamile bir kadın var işte. Neyse ne lazımdı.
Bucky: Ananas,portakal ve karpuz.
Mike: Bak bu vicdanlıymış ben neler duydum neler. Mesela karidesli yaş pasta.
Clint: Burası manav değil mi?
Mike: Yok ben aşerme merkezi açtım. Benim icadım. Akşamları açıyom. Akarı yok kokarı yok temiz iş.

Bucky ve Clint ellerinde poşetlerle kuleye girerler.
Clint: Ne ilginç adamdı değil mi ya?
Bucky: Valla ben de şaşırdım. Ama çok yardımcı oldu ya.
Clint: Evet sağolsun. Neyse ben yoruldum uyucam iyi geceler
Bucky: İyi geceler.
Bucky salona geçer ve koltukta uyuyan bir adet Natasha görür. Çok tatlı uyuyordur. Yastığa sarılmıştır. Sonra Bucky tencere tava alıp onları birbirine vurarak Nat ı uyandırır.
Natasha: Napıyosun lan?!
Bucky: İstediklerini getirdim.
Natasha: Niye uyandırdın ya sabah yerdim.
Bucky: Yok ya ben bunları bilmem kaç saat aradım. Ben sorumluluğumu yaptım sıra sende. Ye.
Natasha gülümser.
Natasha: Yani benim sorumluluğum yemek yemek mi?
Bucky: Evet eğlenceli kısımlar hep sende şanslısın valla.
Natasha kıkırdamaya başlar.
Natasha: Ruh hastası.

Günler böyle geçer. Wanda'nın alışveriş çılgınlığı, Clint in Nat ı aşertmeleri, Sam in bebeğin adını Sam koyacaksınız o çocuğun temelleri benim odamda atıldı diye sızlanmaları derken 3 ay çoktan geçmiştir. Bebeğin cinsiyetini öğreneceklerdir. Gıcık bebe bir aydır göstermiyordur. Hatta el hareketi çektiği bir ultrason resmi vardır.  Tony o resmi çerçeveletmiş girişe asmıştır. Tabi Steve o resmi görünce kalp krizi geçirmiştir. Bu üç aydaki en komik anı ise Nat ın Steve ve Tony evlenmiyo diye ağlamasıdır. Ve sonra gizemli bir şekilde tüm kule de bu yüzden ağlamaya başlamıştır hatta friday de ağlamıştır. Tony bu yüzden 2 günlüğüne kuleyi terk etmiş Steve de küfür etmiştir. Sonra Nat bebeğe küfür etme diye onun kafasına terlik atmıştır. Sonunda Natasha ve Bucky hastaneye giderler koridorda beklemeye başlarlar.
Bucky: Karnın belli olmaya başladı mı sanki?
Natasha: Sorma ya. Üstümdeki senin pantolonun.
Bucky: Bende bu nereden tanıdık diyorum kaç saattir de... neden benim pantolonum?
Natasha: Çünkü benimkiler dar geliyor ve senin yüzünden bu haldeyim yani tek ceza çekecek ben değilim.
Bucky: Yeterince adil. Bol gelmemiş mi?
Natasha: Karın kısmı tam oldu ve bol olduğu için bacaklarım rahat yani bunu geri alamazsın. Çöktüm.
Bucky  Natashaya uzanıp onu öper. Nat da gülümseyip karşılık verir. Tabi sonra Bucky e 3 aydır asılan hemşire anı bozar.
Hemşire: Anı bozuyorum ama doktor sizi görmek için hazır.
Nat hemşireye pis pis bakarak içeri girer, Bucky de Nat ın tepkisine gülerek onu takip eder. Doktor muaneyi yapar.
Doktor: Durumumuz gayet iyi. *bir ton tıbbi açıklama falan yapar*
Natasha: Cinsiyeti konusunda bir fikriniz var mı?
Doktor: Tatlı mı yiyosunuz ekşi mi?
Natasha: İkiside.
Doktor: O zaman ikiside.
Doktor gülmeye başlar ama Bucky ve Natasha ona tip tip bakınca susar.
Doktor: Bakalım gösterecek mi?

Bölüm sonu çünkü yazar bir pislik

I Will Always Find YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin