WTF (part 1)

638 44 109
                                    

Natasha bir masada oturmuş elindeki içkisini yudumluyordu. Partinin gürültüsünden yorulmuş biraz dinlenmek. İstemişti. Tony artık kavga kavga yok hep beraberiz yaşasın partisi vermişti. Thor ve Bannerın ortalıkta olmadığını söylediklerinde Tony bunun barışma partisi olduğunu gevelemişti. Adam parti vermek için sebep arıyordu resmen. Clint in işi çıktığı için gelememişti. Ve Natasha çoook sıkılıyordu. İçkisinden bir yudum daha alacakken elindeki bardağın boş olduğunu fark edip bıkkınca masaya koydu ve yenisini almaya gitti. Bara ulaştığı zaman tek sıkılanın kendisi olmadığını fark etti. Diğer herkes bir yere sızmıştı. Natasha kanepede Steve ve Tony i sarılıp uyumuş gördüğüne yemin edebilirdi. Dayanamayıp resimlerini çekti tabiki. İleride bu çok işine yarayabilirdi.
Bucky: Biraz yardım edebilir misin?

1 saat tam bir saattir Bucky e sarılarak uyumuş olan Sam in elinden zavallı Bucky i kurtarmaya çalışıyordu. Sam çok kötü yapışmıştı ona.
Natasha: En son senden pek hoşlanmıyordu?
Natasha alayla güldü. Bucky de onun gülümsemesine karşılık verdi.
Bucky: Bende öyle sanıyordum.
Aralarında bir sessizlik oldu. Natasha gülmemek ... pardon anırmamak için kendini zor tutarken Bucky onun bu halinin çok tatlı olduğunu düşünmüştü. Dağılmış kızıl saçları uykudan hafifçe kızarmış yeşil gözleri ve gülmemek için ısırdığından dolayı hafif kanamış dolgun dudakları ile çok masum bir görüntüsü vardı. Natasha sonunda Sam i Bucky den koparmayı başardı. Ama Sam odanın diğer tarafına cam sehpanın tam üstüne fırladı. Doğal olarak sehpa kırıldı ve Sam uyku sersemi bir şekilde bunu kimin yaptığını sordu. Cevap ise sessizlikti. Bucky ve Natasha çoktan asansöre binmiş ve ondan kaçmıştı.

Şu an ikiside asansörde sessizce aşağı inmeyi bekliyordu. Vücutlarındaki alkol ve az önce olan olay yüzünden gülmemek gerçekten çok zordu. Asansörde çalan müzikte bu durumu kolaylaştırmıyordu. Giriş kata geldikleri ve kapı açıldığı anda ikiside gülmeye başladı. Yarım saat boyunca asansörde güldüler. Onları bu halde gören kimse onların Black widow ve Winter soldier olduğuna inanmazdı. Asansörün içinde çocuk gibi gülüyorlardı. Saat daha 23.00 dı. Yani çok geç değildi ama herkes Tony nin yeni organizatörünün planladığı sıkıcı parti yüzünden hemen uyuyakalmıştı. Natasha ve Bucky hariç. Bir de şu dakikadan itibaren Sam hariç. Sonunda gülmeyi bırakıp asansörden indiler.
Natasha: Şimdi napıcaz Sam şu an tüm kuleyi dolaşıyodur.
Bucky: Bir fikrim var ama çılgınca.
Natasha: Ne?
Bucky: Bu.
Bucky hızlıca Natasha nın elini tutup koşmaya başladı. Ayağındaki topuklular yüzünden Nat ın uyum sağlaması biraz zor oldu ve Bucky bunu fark ettiğinde Natasha yı kucağına alıp koşmaya devam etti. Düşmemek için Bucky nin boynuna sarılan Natasha bu yakın temastan etkilenmediğini söyleyemezdi. Sonuçta hiç yüksek sesle söylememiş olsa da Bucky gayet çekici bir adamdı.

Natasha: Ciddi misin? Beni getire getire Luna parka mı getirdin?
Bucky: Hala açık. Yani tabi Black widow buraya girmekten korkuyorsa...
Natasha: Sakın beni gaza getirme Barnes....
Natasha Bucky e bayağı yaklaştı İkisi de birbirinin nefesini hissedebiliyordu. Natasha durumdan etkilenmemiş hatta istediği etkiyi bırakmış olmanın mutluluğu ile cümleyi bitirdi.
Natasha: Üzülürsün.
Tabi çoktan gaza gelmiş olduğu için arkasında ona bakakalmış Bucky i umursamadan içeri geçti. Çok zaman geçmeden Bucky de kendisine geldi ve onun peşinden gitti. Hemen hemen her oyunda rekabet ettiler ve kim daha iyi diye tartıştılar. Bucky sonunda rekabetsiz bir şey yapmak isteyince dönme dolaba bindiler. Tabi klişe bu ya en üstte kaldılar. Sıcak bir yaz gecesi olmasına rağmen yukarıda hava gerçekten çok soğuktu. Natasha askılı bir üst giymişti ve fark etmeden birazcık Bucky e sokuldu. Onun Bucky de refleks olarak ona sarıldı. Tabi şu an soğuk beyinler donmuş fark etmiyorlar. Dönme dolap birden hareket etmeye başlayınca ikiside irkilip birbirine baktı. Yüzleri gerçekten yakındı. Biraz daha yakınlaşacakları sırada dolaptan inme zamanları gelmişti. İndiler.
Natasha: Ben acıktım.
Bucky: Lanet olsun ben de. Bir şeyler mi yesek?
Natasha: Yani evet acıkınca öyle yapılır. Pizza sever misin?
Bucky: Olabilir?
Natasha: Harika bir yer biliyorum.
Bucky: Sonra da Donut yiyelim ama..

Donut, pizza, içecek, dondurma, Hamburger ve sokak köftesi (olmazsa olmaz) ambalajlarını çöpe attıktan sonra sahile doğru yürümeye başladılar. Saat 02.00. Bayadır sohbet ediyorlardı. Neredeyse tüm tanıdıklarının dedikodusunu yapmışlardı.
Natasha: Yani diyorsun ki Steve sizin zamanınızda bile fazla masumdu.
Bucky: Evet inanması bu kadar zor mu?
Natasha: Küfür ettiğimiz zaman laf ettiğinde bizim zamanımızda böyle idi diyor bazen.
Bucky: Artık diyemez ben buradayım çünkü.
Natasha: İyiki buradasın.
Natasha nın söylediği şeyden sonra sessizce yürümeye devam ettiler bir süre sonra Bucky sessizliği bozdu.
Bucky: Bence de.
Natasha: Şimdi ne yapmak istersin?
Bucky: Normalde böyle güzel devam eden randevularda dans da edilir.
Natasha flörtöz bir şekilde gülümseyip sesini tiki bir kız gibi yaptı.
Natasha: Bu bir randevu mu yoksa Çavuş?
Bucky gayet ciddi bir şekilde.
Bucky: Değil mi?
Natasha sesini normale çevirdi.
Natasha: Bilmem öyle mi?
Bucky eli ile bir dakika işareti yapıp koşarak gitti 5 dakika sonra da elinde bir çiçek ile dönüp Natasha ya verdi.
Bucky: Artık öyle.

Natasha: Ya sıra bende versene şu topu.
Bucky yine kızılın birine oyuncak kazanmaya çalışıyordu.(civil war da steve ile konuştukları sahne)
Bucky: Olmaz bu benim işim.
Natasha: İyi be tamam.
Bir kaç deneme sonra Bucky Natasha için bir maymun kazanmıştı.
Natasha: Ben pek oyuncak tarzı bir kız değilim ama yine de sağol. Buckaroo diyeceğim ona.
Bucky: Ve şimdi maymunu geri istiyorum. Buckaroo ne lan.
Natasha: Banane benim artık istediğim ismi de koyarım değil mi Buckaroo.
Bucky: Clint e birazcık benzediğini söyleyen oldu mu?
Natasha: Hakaret sayarım. Ama evet o benim en yakın arkadaşım.
Bucky: Vah vah.

Yorucu gecenin ardından saat 04.00 bu arada Natasha ve Bucky deniz kenarında kumların üstüne uzanmış artık çok fazla görünmeyen yıldızlara bakıyorlardı. Maymun da ortalarında.
Natasha: Gerçekten çok güzel bir geceydi çok eğlendim.
Bucky: O partiden sonra hayata küsücektim iyiki sen uyumamışsın yoksa sabah Sam ile uyanıp Tony nin dalgasını yiyecektim.
Natasha: Onlar Steve ile sarılmış uyuyolardı.
Bucky: Ne?!
Natasha: Elimde resimleri de var ama telefonum kulede kaldı. Atarım sana bir ara.
Bucky: Mükemmelsin.
Natasha: Bence de.
Bu kaftan sonra yine bir kahkaha tufanı koptu tabiki. Ardından Bucky sessizleşti.
Bucky: Nat..
Natasha: Efendim.
Bucky: Belki bana kızıcaksın ama bunu yapmam gerekiyor.
Natasha: Neyi?
Bucky Maymunu aradan çekti ve Natasha nın üstüne biraz doğruldu göz göze geldiler. Natasha onun ne yapacağını anlamıştı ve ona cesaret vermek için o da hafif doğruldu ve bölümün başından beri beklediğimizi yapıp öpüşmeye başladılar.

Natasha hafif bir baş ağrısı ile yatağında uyandı.Güneş çoktan doğmuştu ama ses yoktu kuledeki herkes hala uyuyor olmalıydı. Tam olarak kendine geldiğinde yanında birini gördü bu biri Bucky idi. Ve Bucky çıplaktı ve sıkıntı şu ki Natasha da çıplaktı. O sırada Bucky de uyandı ve durumu idrak etti. Ve o sırada birbirlerine bakıp durumu çok güzel özetlediler.
Natasha ve Bucky: Hassiktir.

Hayatımda yazdığım en uzun bölüm oldu o yüzden lütfen yorumlara abanalım arkadaşlar.  Bir de bana bu bölüm için ilham veren arkadaşa teşekkür ederim. Sonya_romonoff


I Will Always Find YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin