Sylvia Day'in Tutku savaşları isimli kitabından esinlenilmiştir.
James Buchanan Barnes ünlü bir korsandı. Ayrıca bir lordun piç oğluydu. Bu gerçek bilinseydi çok daha ünlü olurdu.
Peşindeki kraliyet ajanının ona karşı bir tanık bulması, iyi olan işlerini zorlaştırmıştı. Lord Helmut Zemo. Bucky'nin tek şansı vardı. Teşkilatın istediği, kendisi ile eş değer birisinin suçunu ispatlamak. Zemo istediği kişinin adını vermişti. Natasha Banner. İki kez evlenmişti. Alexei Shostakov ve Bruce Banner. İkisi de evlendikten iki yıl sonra öldü, ikisi de teşkilatın ajanı... Şüphelenilmeyecek gibi değil ama suçu ispat edilemiyor. Eğer Bucky suçu ispat edebilirse darağacına gitmeyecek. Ona uyar. Bu yüzden şimdi bu saçma baloda bulunuyor. Leydi Banner'ı izlemek için. Düşmanını tanıması lazım. Ünlü karadulu tanıması lazım. Kan kırmızısı saçları ve alışıldık olmayan siyah balo elbisesi ile leydiyi görüyor. En azından arka tarafa yürüyen leydiyi.
Dreykov: James Buchanan Barnes. Ona yaklaşacaksın.
Natasha kaşlarını hafifçe çatarak üvey babasına bakıyor. Ciddi olamaz.
Nat:Beni arka tarafa şaka yapmak için mi çağırdın? Senin gücün o korsana yetmez.
Dreykov: Bu seferki ile evlenmeni istemiyorum Natalia. İlgisini çek yeter. Ondan almanı isteyeceğim bilgiler var.
Nat: Beni öldürür. Bu sefer olmaz.
Dreykov: Sen bana ihtiyacım olan parayı sağlayamayacaksan ben de Yelena'yı köle pazarında satıp ihtiyacım olanı alırım. Seçim senin.
Natasha afallasa da bunu Dreykov'a belli etmiyor.
Dreykov: Barnes'ı baştan çıkar.
Dreykov kendinden emin bir şekilde şekilde Natasha'nın yanından ayrıldı. Natasha bir süre daha orada kaldı. Kardeşini düşündü. Bunun Yelena için yapmalıydı. Dreykov yıllardır onu koz olarak kullanarak Natasha'ya istediklerini yaptırmıştı. Natasha 10 yıldır Yelena'yı bulamıyordu.
Kendine geldikten sonra arkasını dönüp salona doğru ilerlemeye başladı. Derken bir el kolunu tutup onu duvara yapıştırdı. Elin sahibi ile fazla yakın duruyorlardı. Natasha bu adamı tanımıyordu ama size bu adamın Bucky olduğunu söylememde bir sakınca yok.
Natasha: Bırakın beni.
Sesi alçak ama otoriterdi.
Bucky: Hazır olduğumda tabiki.
Adamın eli Natasha'nın boynuna gitti ve onun zümrüt kolyesini inceledi.
Adamın hareketleri sanki Natasha'ya sahipmiş gibi özgüvenliydi ama son derece naziklerdi de. Adam onu bırakacak gibi değildi. Natasha başının çaresine bakmalıydı.
Elini adamın bileğine götürdü ve özel yapım yüzüğünün içindeki gizlenmiş bıçağın sivri ucunu hissettirdi. Adam önce şaşırdı ama sonra gülümsedi.
Bucky: Böyle sürprizlere bayılırım.
Nat: Aynı şeyi söyleyemem. Kimsiniz?
Bucky: İhtiyacınız olan kişi.
Nat: İhtiyacım olan her şeye sahibim.
Bucky: Yanıldığınızı anladığınızda beni bulun.
Bucky onu bırakıp arkasını döndü. Natasha bu adamla geçirdiği 40 saniyeyi kafasında yeniden yaşadı ve etraftaki insanların bakışlarını da hesaba katarak cesur bir tahminde bulundu.
Nat: Barnes.
Bucky tekrar ona dönüp kibar bir referans yaptı.
Bucky: Beni tanımanız gururumu okşadı Leydi Banner.
Nat: Romanoff.
Bucky: 3. Kez mi evlendiniz?
Nat: Kocam öldü. Yani ilk soyadıma geçmemde bir sakınca yok bence.
Bucky: Belki. Ama toplum...
Nat: Zaten beni çok sevmiyor.
Bucky gülümseyip tekrara reverans yaptı.
Bucky: Leydim.
Yorumlarınızı bekliyorum. Bu kurguyu perşembe akşamı kitap olarak yayımlayacağım. Pilot bölümünü atmak istedim.
