Need your help

253 25 47
                                    

Civil war sonrası...

Steve kolu yeni kopmuş olan yakın arkadaşını saklaması ve güvende tutması gerektiğini biliyordu. Ama insanları saklamak onun uzmanlık alanı değildi. Jeti sürerken arkasında ifadesizce oturan adama baktı. Adam elindeki silahı sanki bir şey ile tek bağı imiş gibi tutuyordu. Steve o an ne yapması gerektiğini anladı. Silahın sahibi onlara yardım edebilirdi. Tabi silaha çöktüğü için Bucky'e kızmazsa.
Steve bir şekilde onunla iletişim kurdu. Kadının söylediği yere koordinatları ayarladı.
Bucky: Nereye gidiyoruz?
Steve: Güvendiğim bir arkadaşımın yanına. Şey var ya bize yardım eden kızıl saçlı kadın....
Bucky: Onun boğazını sıktım...
Steve: Bak kendinde olmadığının farkında idi....
Bucky: Hiç değişmemiş.
Steve: Ne?
Bucky: Bakışları. Aynı. Gece gibi karanlık bakıyor ama dikkatli bakarsan orada parlak parlak bir sürü yıldız görebilirsin. Saçları da aynı. Hayatın siyah beyazlığına meydan okuyan o kırmızı tonu. Teni. Gözlerindeki yıldızlara uyum sağlamak isteyen bir inci tanesi gibi. Nefes alış verişi bile değişmemiş. Hep aynı olan ama beni görünce iki saniye duran nefes alışverişi. Ses tonu biraz yaşlanmış ama. Acemi bir çocuk gibi değil de içindeki karanlıktan yorulmuş bir kadın gibi olmuş.
Steve: Bucky hala aynı Bucky demek. Ama bu sefer bayağı romantik tasvir ettin.
Bucky: Hayır Steve değiştim. İstemediğim kadar hem de. Ama o tek iyi değişiklikti.
Yolculuğun kalanında daha fazla konuşmadılar. Steve ne düşüneceğini bilemiyordu. Belki de Bucky gün bitmeden ona anlatırdı. Belki de hiç anlatmazdı.

Part 2 gelecek bugün mü bilmiyorum ama... Bu kitaba verdiğim uzun aradan dolayı bence yorumlara abanabilirsiniz. Agents of SHİELD kurgumda görüşmek üzere.

I Will Always Find YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin