Kızıl saçlı kız kıkırdayarak babasının kucağına çıktı. Belli ki yine bir haylazlık yapmıştı. 6 yaşında bir çocuğun bu kadar şeytani bir zekâya sahip olması biraz korkutucuydu. Ama hey bence bu hali bile bir mucizeydi. Ailesini düşünürsek Sophie Barnes tam bir melekti. Bucky kızının bu sefer ne yaptığını çok merak ediyordu. En son Loki ve Clint i aynı odaya kilitlemişti ve anahtarı klozete atmıştı. En çok da bu işlerden sıyrılma şekli herkesi hayrete düşürüyordu. Peter üniversiteye başladığı zamandan beri arada bir Sophie yi gezdiriyor ve ona bakıcılık yapıyordu. Sophie nin en çok eğlendiği zamanlar o zamanlardı. Peter ile uğraşmayı seviyordu. Bir kere Peter uyuyakalınca yüzüne Tony nin sakalını çizmişti. Bu sefer yaptığı şey gerçekten en iyisiydi.
Bucky: Naptın bakalım bu sefer.
Sophie: Bir şey yapmadım.
Sophie bunu kıkırdayarak söylemişti. Ve bu hiç güven verici bir şey değildi.
Bucky: Annenin aksine yalan söylemeyi hiç beceremiyorsun. Söyle bakalım.
Sophie daha çok kıkırdamaya başladı ve kafasını babasının göğsüne gömdü. Bu gerçekten ciddi şeyler yaptığında yaptığı hareketti. Bu Bucky nin birazcık tırsmasına sebep oldu.
Bucky: Annen nerede?
Sophie kafasını kaldırmadan cevap verdi.
Sophie: O birazcık bana kızgın sanırım.
O sırada oraya kendini gülmemek için zor tutan Natasha girdi. Belli ki ciddi olmaya çalışıyordu. Bucky nin içindeki merak büyümeye başlamıştı.
Bucky: Ne yapmış?
Natasha hala gülmemek için elinden gelen tüm gayreti gösteriyordu.
Natasha: Kelepçeyi nereden buldun?
Sophie hala kafasını kaldırmamıştı.
Sophie: Tanıdıklarım var.
Natasha: Tanıdıklarının adı ne?
Sophie : Sam.
Bucky: Kelepçe?
Natasha: Tony ve Steve i birbirine kelepçelemiş.
Böylece ciddi bir sessizlik hakim oldu. Bucky duyduğunu idrak ettiği zaman Natasha ile birbirlerine bakıp gülmeye başladılar. Sophie ikisine de şaşkınca bakıyordu. Bucky de Natasha da aslında kusmaları gerektiğini biliyorlardı ama gerçekten komikti. Hele ki seçtiği ikili. Çok manidardı.Tony: Arkadaş olduğumuzu sanıyordum Soph.
Sophie: Evet.
Tony: Peki beni neden bir tarihi esere kelepçeledin.
Sophie: Çünkü canım istedi.
Natasha: Annecim yaptığın suç değil mi?
Sophie: Matt dayıya sordum yap gitsin dedi. Eğer beni suçlarsanız onu arıycam. Eğer o da olmazsa Sam. O da olmazsa...
Bucky: Herkesi tek tek arıycak mısın?
Sophie: Yok Sam olmazsa Tony nin zırhını çalıp Meksikaya kaçıcam.Nat ve Bucky mutfakta oturmuş kahve içiyorlardır.
Natasha: Meksikaya kaçmayı nereden öğrendi bu kız.
Bucky: En ufak bir fikrim yok. Çocuk yerinde durmuyo.
Natasha: İkimizden çıktı bence bu hali bile...
Bucky: Mucize.
Natasha gülümser.
Natasha: Evet. O bir mucize.
Bucky: Biraz yaramaz bir mucize ama.
Natasha: Buna değer.
Bucky: Evet hem biraz eğlenceli.
Natasha: Biraz mı eğlenceli? Tony ve Steve i kelepçeledi çocuk anahtarın yerini de söylemiyo. Friday i de ikna etmiş kelepçe ile kaldılar. Bu biraz mı eğlenceli?
Bucky: Haklısın bu hayatımda gördüğüm en komik durumdu.
Yine gülmeye başlarlar. Önceleri Sophie için daha yakın arkadaş olmaya çalışan Bucky ve Nat bebek daha doğmadan önce birbirine aşık olmuştu. Ve 6 yıldır işler gayet iyi gidiyordu. Sadece işler hızlanmıştı Sophie sayesinde. Belki de böylesi çok iyi olmuştur. Diğer türlü bu iş tek gecelik ilişki işe sonlanacaktır. İkilinin kahkahaları dudaklarının birleşmesi ile son bulur. Tabi giderek derinleşen öpüşmeleri de bir şekilde kesilecektir.
Sam: SAM JR. KOŞ SANA KARDEŞ GELİYOR!
Sophie neredeyse uçarak gelir. Bucky ve Nat Ayrılmış bir şekilde şok içinde (cümleye bak) Sam e bakarlar.
Bucky: Sana şu kıza Sam jr. Deme demiştim adı Sophie. Ve bölmek zorunda mıydın ya.
Sam: 1 Adı Sophie Samantha Barnes teknik olarak ve 2 ODAMDA ÇOCUK YAPTINIZ HER İSTEDİĞİMDE BÖLERİM SİZİ.
Sophie: Ne zaman ya.
Sam: 6 yıl önce.
Sophie: Aa neden haberim yok.
Sam: E çünkü o çocuk sensin.
Sophie: Nasıl yaptılar ben onu da bilmiyorum.
Nat: Sam sana açıklar.
Sam: Neden ben ya!
Nat: Çünkü boş boğazsın. Gel Bucky gidiyoruz.
Natasha Bucky nin elinden tutar ve onunla beraber mutfaktan çıkar. Geriye soğuk soğuk terleyen Sam ve onun cevabını bekleyen Sophie pardon Sam jr. kalır.Sophie: Steve amca Clint dayı.
Clint: Söyle bakalım zencefilim.
Sophie: Sam bana nasıl çocuk yapıldığını anlattı.
Steve öksürük krizine girer.
Clint: Aa.
Sophie: Anlatmamı ister misiniz?
Steve: Gerek yok Sophie.
Sophie: Hayır var. Clint dayımın 3 tane var ona anlatmama gerek yok. Ama senin öğrenmen lazım.
Clint: Kız haklı Steve.
Sophie: Her zaman haklıyım ben.
Steve: Sophie gerçekten gerek yok.
Sophie: Sen sus. Bırak büyükler konuşsun. Şimdi Steve'cim önce bu iş için bir kadın ve bir erkek lazım. Eğer Tony Dayım ile yapıcaksan internetten sipariş vermeniz lazım öncelikle bunu bil.
Clint: Çocuk mantıklı lanet olsun. Ee sonra ...
Sophie: Erkek ve kadın mükemmel bir insan buluyorlar ve onu cam bir sehpaya atıyorlar. Onun canına okuyorlar. Sonra gidiyolar fabrikaya saçlarını veriyolar fabrika diyo gelin bebek yapak bundan...
Steve: Sophie yeter beynim yandı.
Sophie: Ama daha kanada kısmına bile geçmedik.
Clint: Kanada?
Sophie: Evet.
Clint: Sen devam etsene anlatmaya ben Steve i bağlarım.Bucky yoğun bir günün ardından (sam ile koştular) eve girdi ve gördüğü manzara ile gülümsedi. Nat ve Sophie kanepede sarmaş dolaş uyuyordur. 6 yıl önce böyle bir manzara göreceğini düşünemezdi. Ama şimdi neredeyse her hafta görüyordu bu manzarayı. Görevden döndüğü zaman onu beklerken uyuyakalmış iki kadın. Tabi bu sefer aslan kral izlerken uyumuşlardı. Bucky onlara yaklaşıp gülümsedi.
Nat: Hoşgeldin.
Çok derin uyumayan Natasha geldiği zaman onu duymuştu.
Bucky: Selam. Ne zamandır böylesiniz.
Natasha: Bilmem.. saat kaç.
Bucky: 11.
Natasha: 5 saat olmuş ya.
Bucky: Oo canımıza okuyacak yani yarın.
Natasha: Uyandırsak mı?
Bucky: Şimdi canımıza okur o zaman.
Natasha: Zor bir seçim
İkisi de gülümser.
Bucky: Belkide.
Natasha: Belkide değil.
Sophie: Uyanığım ben dedikodumu yapmayın.
İkiside Sophie ye bakıp gülmeye başlar.Ya ben bunu bitirmek istemiyorum ya. Şey mi yapsam bunu kitap olarak ayrı. Veda edemiyom fgkfkjfn.