21.Bölüm:Kadın öldü adam bitti -part2-

15.6K 560 8
                                    

"Birisi bana da ne olduğunu anlatabilir mi?" Sandra iyice kalabalıklaşan ortamda oldukça şaşkın görünüyordu. Buna rağmen enerjik ve neşeli sesinden pek birşey kaybetmemişti sadece biraz şaşkınlık barındırıyordu .

Ateş'in belimi saran kaslı kollarını indirmek istesem de izin vermedi. Benim için hiç sorun yoktu, hatta böyle daha güzeldi ama en azından bir de bunu düşünmek zorunda kalmazdım.

Başak tam olarak yanımıza gelirken Sandra'ya sonra anlatacağına dair bir işaret yapmıştı ya da ben öyle anlamıştım. Bana anlamsız bakışlar gönderirken, benim hemen açıklama yapacağım kesindi. Aksi takdirde çıkacak bir olayı kaçınılmaz görmüştüm.

"Haa, Ateş bey, tanıştırayım. Patronum olur kendisi." zorla da olsa belimdeki elini çekerken Başak çok belli etmese de Sandra açıkça inanmadığını belli etmişti. Tamam bu da sonraya kalmıştı.

"Tanıştırayım Başak ve Sandra, İtalya'dan yeni geldi." önce Başak'ı sonra da Sandra'yı gösterirken elbetteki amacım bu karmaşanın ortasında arkadaşlık kurmak değildi.

"Ateş bey de şey için gelmiş buraya, şey." burada olmasının bir nedeni olmalıydı değil mi? Sahiden ne için buradaydı ki? Beni mi takip ediyordu yoksa, üzerime bir takip cihazı dahi yerleştirmiş olabilirdi. 'Sahi ne için geldin?' kısacık bir zaman diliminde kulağına fısıldamıştım. Kısacık öksürürken pürüzsüz sesiyle cevapladı.

"Abimin karısı fenalaştı da. Hastaneye geldik. Buradan da hayli gürültü gelince bakayım dedim." söyledikleri gayet inandırıcıydı, hatta doğruydu sanırım ama bu defa çok büyük bir şaşkınlık yaşamıştım. Barış evli miydi? İşte buna inanmak fazlasıyla zordu.

"Tamam, beyefendi buyrun merkeze kadar misafir edeceğim sizi." henüz yaşadıklarının şokunu üzerinden atlatamamış, şaşkın bir yüz ifadesi barındıran yaşlı adama söylemişti. Yanında ki diğer adamlara da elbetteki.

"Kızım iyileşene kadar şuradan şuraya gitmem." yaşlı adamın ki az önce adının Sedat olduğunu öğrenmiştim. Kalın sesi tüm kulaklarımı doldurmuştu. Eliyle yaklaşan güvenliği iterken adamları çoktan önüne siper olmuştu.

"Destek istedim, zorla da olsa geleceksiniz." Başak'ın sesi de oldukça yüksek çıkmıştı ,onda hiç görmediğim kadar ciddiyet vardı, sanırım insan işinin başında ya da sorumluluklarını yerine getirirken fazlaca ciddi oluyordu.

"Hiç gerek yok, el atalım çocuklar." Ateş'in keyifli çıkan sesine karşılık gergindim, umarım bir sorun çıkmazdı. Daha fazlasını istemiyordum. Ateş'in adamları anında diğerlerini kavrarken güvenlik bileklerine kelepçeyi geçirmişti bile. Bu kadar kolay olmasını beklemiyordum.

Sanırım Ateş'ten korkuyordu. Ondan kim kork muyordu ki zaten? Şu an gözüme korkunç bir adamdan öte bir kahramanmış gibi görünüyordu. Öyleydi zaten. En azından şu an için.

"Adam kriz geçiriyor." Sandra'nın tiz çığlığı kulaklarımı doldururken az önce yerde yığılır vaziyette oturan ve şu an da titreyen adama çevirmiştim gözlerimi. 

Sandra hemen üzerine koşarken üzerindeki kıyafetin boyun kısmını genişletmişti bile.

"Çabuk sedye getirin." aynı ses bu defa Sandra'nın yanına gelen birkaç kişiye yönelmişti. Kıyafetlerinden de sağlık çalışanı oldukları anlaşılıyordu.

"Gebersin şerefsiz." Başak'ın tam yanında elleri kelepçeli bir halde duruyordu ve buna rağmen halâ konuşuyordu. Zaten ilk gördüğüm andan beri sevmemiştim bu yaşlı adamı.

Hafifçe bir şekilde dengesiz bir adım atarken kısacık bir ara gözlerim kararmıştı sanırım ve beni zorda olsa tutan bacaklarım kendini bırakmıştı. Hemen yanımda duran Ateş'in koluna asılırken beni sarması bir saniye bile sürmemişti sanırım. Yeniden kendimi toparlamaya çalışırken, Ateş çoktan oradaki koltuklardan bir tanesine oturtmuştu beni.

AVUKATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin