11. Bölüm

22.7K 1K 212
                                    

Eniştem gelmiş, eve doğru yürüyordu. Yanında da, buz gibi bir ifadeyle Cemil vardı. Yüzüm bembeyaz olup, gücüm tükenirken, Birkan'ın beni kolumdan tutup destek olduğunu hissettim. Kımıldayamıyordum. Yürüyemiyor, nefes alamıyor, sadece Cemil'in kaskatı kesilmiş yüzüne bakıyordum.

Ve onlar, bize doğru yaklaşıyorlardı.

"Şu anda, her zamanki o inadına ihtiyacın var Buse." dedi Birkan belli etmeden,

"Ne?"

"İnat et. Madem başta bi' mallık yaptınız, inat ettiniz. Şimdi yelkenleri salar ve çaresiz kız olursan bu Cemil olacak it canını yakar. Güçlü olursan, onun şu anki ifadesinin yumuşayacağını biliyorum. Güven bana, güçsüz kadınlardan öcü görmüş gibi kaçar o."

Kaşlarım çatıldı bu sözlerle. "Ben zaten güçlüyüm." dedim, "Sanki rol yapmam gerekiyor dik durmak için!"

İç çekip bıkkınca verdi, "Sana rol yap mı dedim kızım ben? Kıçından anlıyorsun lafı-"

"Bir konuşmada da şu ağzını bozmasan olmaz!" dedim Cemil'de olan bakışlarımı Birkan'a çevirerek. 

Omuz silkti beyefendi, "Anam bile bu yoldan çeviremedi beni, sen hayatta başaramazsın. Uğraşma boşuna."

Onunla uğraşmak, biraz iyi gelmiş, kontrolümü kazanmamı sağlamıştı. Eniştem yanıma gelene kadar koluna çimdiği atmıştım Birkan'ın. O debelenirken geldi Eniştem, "Buse? Gidiyor musun, geliyor musun?"

Cemil'e bakmadan, gülümsedim enişteme "Gidiyorum enişte. Birkan da beni bırakacaktı, eğer izin verirsen..."

"Tabii bıraksın. Sen bundan sonra ne zaman ihtiyacın olursa Birkan'ı çağırırsın. İletişim bilgileriniz vardır zaten birbirinizde."

"Teşekkür ederim enişte, var var merak etme." dedim minnetle. Bu adamın bize ettiği yardımları hayat boyu unutmayacaktım. Ablamı o kadar çok seviyordu ki, biz onu ilgilendirmesek bile ilgileniyordu bizimle. Gerçek bir abiydi.

"İyi bakalım, görüşürüz o zaman." dedi ve omzuma babacan bir tavırla vurduktan sonra gitti. Cemil de onunla gider sanmıştım ama bekledi başımda. Sonunda ona baktım duygularımı gizleyerek. Onun bu sert ifadesini, cüsseli bedenini, yanımdayken bana hissettirdiklerini, kahverengi gözlerini, ağzını yani kısaca her şeyini o kadar özlemiştim ki... Neredeyse iç çekecektim ama durdum öyle.

"Buse." dedi Cemil Beyefendi.

"Cemil." dedim ben de aynı ölü tonda.

"Nasılsın?"

"Çok iyiyim, mükemmelim, olabileceğimin en iyisiyim, son sürümdeyim, en kalitelisiyim, aranan hint kumaşı benim!" dediğimde, Birkan dirsekle dürttü beni,

"Buse, az yavaş."

Ona bakmadan Cemil'e küstah bir gülümseme sundum, "Sen nasılsın? Âhım tutmuştur belki, çükün koptu mu?"

İki erkeğin de ağzı açıldı ve şaşkınlıkla baktılar. İlk Birkan güldü. O kıskıs gülerken, Cemil'in de dudağı kıvrılmıştı. 

"Yok, çok şükür aynı duruyor."

"Tüh." dedim yalancı bir üzülmeyle.

"Buse?!" diye seslenen Hayati Beye kadar, öylece baktı bana. Yüzünde rahatlamış bir ifade oluşmuştu Cemil'in. Sanırım Birkan'ın az evvel demesi gibi, güçlü durmam Cemil'i rahatlatmıştı. İşte bu, çok garipti...

Yakıp Kül Et Beni ❤️Tamamlandı❤️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin