"Cemil? Ne oldu, neden ağlıyorsun?" dedim ve ayaklandım.
"Babam..." dedi ve hıçkırıkları doldu kulağıma. Elim kalbime gitti ve bastırdım oraya, onun canı yandıkça ben bitiyordum. Onun her hıçkırığında darmadağın oluyordum ben...
"Ne oldu babana?"
"Kanserdi... Kanser olduğunu öğrenmiştik ama tedavi gördü, düzelebilirdi... Olmadı Buse... Komaya girdi... Öldü dedi doktor! Anlayamıyorum, olmuyor... Bir tek o kalmıştı yanımda. Bir tek o vardı ama o da gitti... Dayanamıyorum artık..."
Elimle ağzımı kapatıp, şoku atlatmaya çalıştım, gözlerimden sicim gibi gözyaşları akmaya başlamıştı. O ağladı, ben ağladım.
Biraz sustuktan sonra, "Cemil..." dedim. Artık dayanamıyordum, artık onun bu kadar acı çekmesine katlanamıyordum.
"Buse... bıktım artık." dedi isyankar bir tutumla, "Herkes gidiyor, her şeyi mahvediyorum, yanımda kimse kalmadı. Annem gitti, kardeşim gitti, babam gitti... Seni de uzaklaştırdım kendimden. Sen yokken nefes alamıyorum artık. Sensizlikle baş edemiyorum!"
"Geleceğim." dedim,
"Seni kendi ihtiyaçlarım yüzünden bencilce sürüklüyorum orada oraya. Ne kadar berbat bi' herif olduğumu fark edince, sen de gideceksin..."
"Bana ihtiyacın var ama benim de sana ihtiyacım var canım. Senin acını paylaşman gerekiyor. Senin yanında olmazsam, biterim ben de. İkimiz ayrı ayrı acı çekeceğimize, birlikte güçlenelim, birlikte savaşalım acılarımızla."
"Gelmeni isteyemem..." dedi ve hıçkırıkları doldu kulağıma, "Ben ölüm getiriyorum Buse. Benim sevdiğim herkes ölüyor. Benim sevmediğim de kendini öldürüyor... Nasıl sokarım seni böyle bir hayata..? Nasıl izin veririm o tertemiz Buse'nin benimle kirlenmesine..?"
"Şu anda mantıklı düşünemiyorsun. Şu anda, duygularınla yönetiliyorsun. Bırak da kendi kararlarımı kendim vereyim."
"Buse..."
"Cemil. Lütfen. Babanın... cenazesi ne zaman?"
"Yarın öğle namazından sonra."
"Tamam, cenazeye yetişmeye çalışacağım ama yetişemesem de en kısa zamanda yanında olacağım. Tamam mı?"
Ses gelmedi bir süre, nefesini dinledim. "Tamam..." dedi sonra küçük bir çocuk gibi. İçimde büyüyen aşk, şefkat ve sarıp sarmalama isteğiyle kıvrandım. "Kapatıyorum." dedi.
"Seni çok seviyorum." dedim kapatmadan önce.
İç çekti, "Biliyorum Buse'm..."
Ve telefonlar kapandı.
***
Üç saat sonraya uçak bulunca, hemen ekonomi sınıfından bilet aldım, bavulumu basitçe hazırlayıp havalimanına gittim. On saate yakın sürecekti yolculuk, bu sayede sabahın ilk saatlerinde Türkiye'de olabilecektim.
Uçuş sırasında, aklımı toparlamaya, bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğimi ve gidince Cemil'e ne diyeceğimi düşünmeye çalıştım.
Vardığımda, hava yolu şirketinin servisi ve bir yerden sonra da taksiyle ablamla eniştemin evine gittim. Saat dokuza geliyordu. Onların bebeklerini ziyarete gelmediğim için utanıyordum kendimden ama bu ülkeye ayak basarsam, bir daha gidemeyeceğimi biliyordum. O yüzden gelememiştim. Yine de biliyordum, ablamla eniştemin beni bir şekilde anlayacaklarını. Üzülseler de anlayış gösterirdi onlar, her zaman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakıp Kül Et Beni ❤️Tamamlandı❤️
Romance*ÇEREZ TADINDA BİR HİKAYE* Buse ve Cemil'in Hikayesi. Buse'yi psikopat babasından korumak için tutulmuş bir korumaydı Cemil. Tek görevi kadını korumak, onun başına bir şey gelmeden hayatını sürdürdüğünden emin olmaktı. Ama bu sırada iki genci de yo...