(+18. Ama çok +18! Yani öyle böyle +18 değil, fena +18! lütfen, gözünüzü seveyim rahatsız olanlar direkt geçsin. Bu bölüme zaten olay ilerlemesini koymadım. Geçerseniz de hikayede bir şey kaçırmazsınız. En azından zihni temiz olanlar hiç kirletmesin. Benim zihnim kirlendi, bari siz kurtulun. Hahahah )
Eğilip dudağıma ateşli ama kısa bir öpücük kondurunca yutkundum ve ona doğru uzattım başımı. "Lütfen..." diye yalvardım öpmeyince.
"Hayır." dedi ve bıraktı beni, "Seni öpersem, durmam. Bu kez olmaz. Bunun geri dönüşü olmaz Buse'm. O yüzden, öyle istekle 'lütfen' demeden önce iyi düşün."
Nefesimi tutup izledim onu. Ellerini iki yanında yumruk yapıp yapıp çözmesini, nefesinin sıklığını, kasılmış bedenini, istekle kararmış yüzünü izledim.
Gözlerine baktığımda, istekle, arzuyla ve şehvetle "Lütfen..." dedim.
Bana, güvensiz gözlerle baktı, "Yapma bunu..." dedi, "Ne istediğini bilmiyorsun."
"Yoo... biliyorum." dedim düşünerek, "Seninle sevişmek istiyorum. Sen başka bir şey için mi 'lütfen' dediğimi sandın?"
Başını iki yana salladı, "Gerçekten sen başka bi' şeysin Polyanna."
Gülümsedim işveli işveli, "Sen ne olmamı istersen o olurum, yavrum!" deyip yanağından makas aldım.
Gözleri şaşkınlıkla büyüyüp gülmemek için zorladığı dudaklarıyla "Ben sana böyle konuşmamanı söylemedim mi?" dedi
"Karşımda fıstık gibi bi' çıtır varken kendime nasıl engel olayım lan nasıl?!"
"Sen ne istiyorsun? İlla delirip Tarzan'a mı bağlayayım? Ağır abi olan benim Buse, illa kanıtlamam mı gerekiyor?"
Onu baştan ayağa süzdüm, "İşşş! Nasıl da ateşli! Nasıl da alev alev!" elimi uzatıp göğsünü sanki memesi varmış gibi sıktım "Uff... titrettin beni titrettin!"
Elimi itip güldü, "Buse manyak mısın?"
Güldüm durduramadığım için, "Ya ne var? İki eğlenmeyelim mi sevdiğimiz adamla? Birine laf atasım gelirse, bu tabii ki sen olacaksın. Ne yapayım, dışarıdan geçen adamlara mı laf atayım?"
"Bana bak," dedi kızmış gibi yapıp, "Laf atacaksan bana at! Elalemin adamları seni titretmesin, ben titreteyim." Söylediğini düşünüp kaşlarını çattı, "Ne diyorum lan ben?! İyice manyak ettin beni de!"
"Eeeh!" dedim onu itip kıskacından kaçarken, "Yetti senin bu afran tafran! Bana adam mı yok lan?!" Sesim kabadayılarınki gibi çıkmıştı, Burnumu çekmiştim sesli şekilde ve duruşumu da hafif öne eğik yapmıştım.
Gülerken, bana yaklaştı, "Kızım gel buraya!"
Daha hızlı geri adımladım. "Ben gelemem böyle baskılara Cemil! Adam gibi sevişeceksek sevişelim!"
Omuzları sarsılıyordu artık gülerken. Aylardır onu böyle görmemiştim. Gerçekten gülüyordu, hafif tebessüm ya da sevimli bir ifadeyle değil, gerçekten eğlenerek gülüyordu. O kadar mutlu oldum ki, heyecandan tüm duyularım ayaklandı. Her şeyin iyi olabileceğine gerçekten inandım ilk kez. Gerçekten.
Hızla salona kaçtım. İkili koltuğun arkasına kaçıp peşimden gelen sevdiğimle aramıza siper ettim bu koltuğu. "Buse, gel buraya." dedi korkutucudan çok ateşleyen bir sertlikle. Gözleri, ipek ve tek parça, kalçamın hemen altında biten pembe geceliğimin dekoltesine kayıp duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakıp Kül Et Beni ❤️Tamamlandı❤️
Romansa*ÇEREZ TADINDA BİR HİKAYE* Buse ve Cemil'in Hikayesi. Buse'yi psikopat babasından korumak için tutulmuş bir korumaydı Cemil. Tek görevi kadını korumak, onun başına bir şey gelmeden hayatını sürdürdüğünden emin olmaktı. Ama bu sırada iki genci de yo...