Sabah depremi.
Kavhaltı.
Bu sefer Ediz'ime özel siyah Vanslar.
"Ben çıktım anneeeğ!"
"Tamam kızım, okulda görüşürüz!"
Ne!
"Okula mı geliyorsun?"
"E toplantı var demedin mi kızım?"
Off. Tamamen aklımdan çıkmış. Yazık babamın da haberi yok daha affedildiğinden. En iyisi aramak.
Ediz'den bir yeni mesaj?
Pıt.
"Bisikletinin sepetinde bir şey mi var?"
Hemen bisikletime koştum.
"Bir şey mi unuttun Hazal?"
"Yok annem. Bisiklete bineceğim ben bugün."
Bisikleti yerinden çıkardım. Sepette küçük bir kutu vardı. Ve içinde de...Nutella!"Pilav üstü kuru olsaydı daha çok sevinirdim. Sonuçta kamyoncu yemeği bu.
Hem bisiklet sürüp hem de Nutella yemek biraz zor olsa da okula varmıştım. Babamı arayıp haber verdim ve bisikletimi güvenliğin yanına bıraktıktan sonra okul bahçesine daldım. Gözlerim Ediz'i arıyordu.
Omzuma bir parmak dokundu. Gülümseyerek arkamı döndüğümde Emir'le karşılaştım. Yüzümdeki sırıtış anında kayboldu.
"Ne var? Ne sırıtıyorsun?"
"Rujun biraz taşmış sanki?" dedi sırıtmaya devam ederken.
"Ne rujundan bahsediyorsun sen ya?"
Telefonumun ön kamerasını açıp kendime baktım. Nutella'dan bahsediyordu.
"Çok komiksin sen."
Tam gidecekken kolumdan tutup beni kendine çekti.
"Sen arkadaşlık isteğimi reddettikçe ben yeniden atacağım."
"Ha, öyle mi? Engel atarım ben de."
Yüzümde samimiyetsiz bir tebessümle Emir'e bakarken arkadan Ediz'in geldiğini gördüm.Ateş bacayı sarmaya başlamıştı!
"Hediyem alınmış ve saniyesinde bitirilmiş bakıyorum Hazelnut." dedi Ediz aynı zamanda Emir'i süzerken.
"Bu kim?"
O kim? O şey ya...
"Emir ben."
Emir elini uzatmış Ediz'in sıkmasını bekliyordu.
"Emir... Emir BALCI mı?"
Hasss...
"Evet...de tanışıyor muyuz?"
Ayyy Ediz'den öldürücü bakış.
Emir'in eli havada kalmıştı. Ediz okul binasına doğru depar atmaya başlamıştı.
"Ya Ediz...Beklesene ya. Ediz! Tüm gün benden kaçamazsın. Lütfen!"
"Neden yalan söyledin Hazal?" dedi aniden durup. Ediz'in en nefret ettiği şey yalan ve ben bile bile kendimi ateşe attım.
"Çünkü...canım öyle istedi."
"Ama hayatta her şeyden 'canım istedi' diyerek kurtulamıyoruz maalesef Hazal Hanım."
Hemen suratımı astım
"Öyle demek istemedim."
Yaa ne demek istedin peki?
"Bak Hazal. Sen hayatımda değer verdiğim nadir kişilerdensin. Ve bana yalan söylemeni istemiyorum. Küçük, büyük, beyaz, pembe. Tamam mı Hazelnut?"
Ediz, Hazelnut diyorsa olay bitmiştir. Kolumu omzuna attım ve "Tamamdır sen öyle diyorsan" dedim. Yine affetmişti beni Ediz'im. Sınıfa girdiğimizde Aylin, Ediz'e hayran hayran bakıyordu. Arada bir bakışları benim ağzıma da kayıyordu. Sanırım Nutella olduğunu anlamamıştı.
Yanına gittik.
"Ediz, Aylin. Aylin, Ediz. Bu da Nutella."
El sıkıştıktan sonra ikisinin de bakışları ağzıma yöneldi.
"Ben lavaboya gidip şu ağzımı şey edeyim. Aylin sen de gelsene. Ediz sen de önümüze otur. Biz geliyoruz."
Çantamı en arka sıraya fırlatıp Aylin'le sınıftan çıktık.
Ben ağzımı temizlerken Aylin "O Ediz denen çocukla...aranızda bir şey mi var Hazal?"
Çeşmeyi kapatıp "Hayır." dedim.
"Anladım. E hadi sınıfa gidelim."
"Aylin, doğru söyle hoşlandın mı Ediz'den?"
"Yoo. Saçmalama."
O bağırış çağırış da ne? Tuvaletten çıktığımda Ediz ve Emir'in birbirine daldığını gördüm. Ediz tek, Emir'in arkasında birsürü kişi.Hemen koşup Emir'in üstüne atladım. Ediz beni kendine çekip köşeye itti.
"Git burdan Hazal!" diye bağırdı.
"Gitmem! Git-mem!" koşup Ediz ve Emir'i ayırmaya çalışsam da gücüm yetmedi. Araya Aysel teyzenin bağırışı girince herkes bir köşeye çekildi. Emir'in dudağı, Ediz'in kaşı, gözü, ağzı, burnu patlamıştı. On kişi dalınır mı bir kişiye ya!
Aysel teyze onca suçlunun içinde bana bakıyordu. Sanki ben bir şey yaptım!
Hass...
Bugün toplantı var ve hem annem hem de babam geliyor. Yandım ben ya. Eve gitmesem mi bugün ne yapsam? Gitmememe gerek yok gerçi onlar almayacak beni zaten. Hayatımın hatasını yaptım. Yıllar önce. Doğmak!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞCIK
Teen Fiction★★★★★ "Herkesin gözünde -bazen annemin bile- duygusuz, hiçbir şey beceremeyen, tembel bir kızım. Babamın gözünde zaten kamyon şoföründen hallice. Ama öyle değilim. Ben de ağlarım, gülerim, biraz fazla uyurum. Aşık -en çok yemeğe- olurum. Ben de bir...