"Aylin,"
"Hıh?"
Kahveden bir yudum daha.
"Neyse, boşver."
"Sen ne diyeceğini aklında tut Hazal ama benim sana bir şey demem gerek."
"Söyle."
"Şu kızla tanışıyor musunuz?"
"Bana dik dik bakan kızdan bahsediyorsan, hayır."
Gerçekten de öldürecek gibi bakıyordu.
"Kızın adı Selin. Bak karşıdaki grubu görüyor musun, orada oturan seni kesen çocuk var ya...Emir."
"N-ne kesmesi? Saçmalama."
Evet öküz gibi bakıyordu.
"İşte o kızla dokuzuncu sınıfta çıkmışlar. Çocuk kızın nasıl bir psikopat olduğunu anlayınca ayrılmış. O günden beri kız çocuğa takık yani."
Anlaşıldı. Çocuğa yaklaşmak yok. Zaten yapmam da!
"Spor salonu var değil mi?"
Aylin kafasını salladı.
"Peki, ben bulurum."
Masadan kalkarken şu çocuğa bi' göz iliştirsem mi? Yok yok. Selin'i düşününce vazgeçtim. Kahveyi fondip yapayım. Tamamdır.
"Hadi kaçtım ben."
Nerede bu spor salonu! A ha! Burada. Duş da alırım hem. Güzelmiş ya. Ben buradan beleşe geçinir giderim.
Bir saatlik koşudan sonra kokmamak için duş almalıyım. Hem de şu yanaklarımın kızarıklığı geçer. Koşunca biraz domates olurum da. Ve ben sanırım biraz acıdan zevk alıyorum. Çünkü bu converselerle koşunca benim ayaklar pert!
Bakalım duşakabinler temiz mi...güzel.
Suyu aç.
Yok yok biraz daha soğuk olsun ki hasta olayım.
Böyle iyi.
Yaklaşık on dakikalık duştan sonra ferahlamış bir biçimde eve gitmenin hayalini kurarken... O da ne!Kıyafetlerim nerede! Bu yaşanmış olamaz ya!
"Kimse yok mu! Heeey! Kim aldıysa kıyafetlerimi bulacağım onu. Çıplak gezdireceğim okulda!"
Cidden kimse yok. Allah'ım bu bana reva mı ya! Biraz daha cırlamam lazım.
"Heeey! Yardım edin!"
Kimse spor yapmıyor mu bu okulda?
"Ayliiin! Şaka mı yapıyorsun yoksa? Komik değil. Valla o kıyafetleri yediririm sana çıkarsam!"
Ne yapsam? Kıyıdan köşeden saklana saklana gitsem mi? Yok canım. Bu. vücudu kimse görmezden gelemez. Offf. Cidden kaldım burada. Hem de pembe bir bornozla!
O da ne! Başımın üzerinden kıyafet yağıyor. Hem de benim kıyafetlerim. Allah'ım bu bir mucize, teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ed-
"Allah'ım gökten etek yağsa bana pantolon düşer dedikleri bu olsa gerek ya!"
Kahkahalarımın yankılanmasını tanımadığım bir ses kesti.
"Bundan sonra kıyafetlerini dolaba koy ve kilitle."
O da kim! Bir erkek. Emir olmasın ya. Giyin, giyin. Hızlı ol Hazal!
Ve bağcıklar!
Koş, koş!
Koridorun sonunda köşeyi dönen kırmızı kapüşonlu bir çocuk! Anlaşılan teşekkür kabul etmiyor.
Islak saçlarımı umursamaksızın okul bahçesine çıktım. Selin'in gözlerindeki hayal kırıklığını görünce bu küçük oyunu onun oynadığı anlaşılıyordu. Gidene kadar beni süzmesi de buna dahildi!
İyi de ben ne yaptım bu kıza?
"Aylin bekle!"
Bari Aylin'in koluna girip sıvışayım şuradan.
Eve geldiğimde annemin sevgi dolu öpücüklerine maruz kaldım.
"Nasıl geçti günün benim elma yanaklı kızım?"
"O elmaları yedin anne sen az önce."
Kikirdemeler.
"Kızın teki kıyafetlerimi almış. Yani ben duştayken."
"Ne! Yarın okula geliyorum!"
"Anne...söylediğime pişman etme nolur. İlkokulda okumuyorum. Neyse ki arkadaşım-"
Hıı kesin arkadaştır o!
"Arkadaşım bulmuş."
"Kim yapmış peki bunu?"
Selin yaptı Selin. Kim olacak! Ama sana söyleyemem annem. Yoksa Aysel teyzeyi gördüğün ilk dakika ispiyonlarsın.
"Valla bilmiyorum. Pek umrumda da sayılmaz."
"Aman kimseye bulaşma. Fena benzetirsin."
"Fena benzetirler olmayacak mı o ya?"
"Yok. Ben kızıma güveniyorum. Malum önceki deneyimlerinden!"
İlkokulda çocukları yolduğum doğrudur. Onları gördükçe halâ utanırım. Facebook'tan engellenenler listesinde akrabalarım arasında onlar da var.
"O zamanlar daha beyin sıvım oluşmamıştı Nurseli Hanım! Nerede benim yemeğim?"
İçimi ısıtan tebessümüyle etli pilavı önüme koydu gönlümün efendisi.
Kaşıkla, kaşıkla, kaşıkla.
Din don!
"Bon bokorom!"
"Ben bakarım, sen yemeğini ye"
"Boktom boloo!"
Yutkun.
"B-baba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAĞCIK
Teen Fiction★★★★★ "Herkesin gözünde -bazen annemin bile- duygusuz, hiçbir şey beceremeyen, tembel bir kızım. Babamın gözünde zaten kamyon şoföründen hallice. Ama öyle değilim. Ben de ağlarım, gülerim, biraz fazla uyurum. Aşık -en çok yemeğe- olurum. Ben de bir...