kitapçının oradan aşağıya doğru yürürken, "ne yapmak istersin jungkook?" diye soruyorum.
yanımdasın, benden uzun olan boyun ve yolda yankılanan ayaklarının sesi kulağıma ninni gibi geliyor. seni incelerken düşünüyorum.
sen sahiden yürüyorsun.
"aslında," diyorsun. "sürekli gitmek isteyipte gidemediğim bir yer var."
dudaklarım merakla aralanırken, "oh, öyle mi? neresi? istersen oraya gidebiliriz." diyorum.
ellerini dar kotunun cebine sıkıştırırken dişlerini göstererek gülümsüyorsun. bana bakarken, "sahil," diyorsun. "kumdan dolayı sandalyemle oraya hiç inemedim."
duraksıyorsun. ardından sesin alçalırken devam ediyorsun.
"ben sadece kumlarda koşmak, suyu ayaklarımda hissetmek istiyorum. hiç hissedemediğim bir şeyi; hissetmek istiyorum.. "
yüzümdeki gülümseme asılı kalırken, elimi kotunun cebinde olan eline doğru indiriyorum.
ellerimi kemikli parmaklarına kenetlerken, "oraya gideceğiz," diyorum.
sonrası, sadece gözlerimiz. yine birbirimize bakıyoruz.
yine sessizlik sarıyor etrafımızı. duyulan tek şey kalplerimizin sesi; konuşan tek şey gözlerimiz.
⭐
sahile vardığımızda heyecandan ne yapacağını bilemiyorsun. o kadar mutlusun ki, seni böyle görmek ağlamak istememe sebep oluyor.
senin yanaklarına düşen yıldızlar, bir bir gönlüme kayıyor. yakıyor orayı ama dert etmiyorum.
dalgalar havanın verdiği hafif esintiyle usulca dalgalanıyor, kumları da peşinde sürükleyerek kıyıya vuruyordu.
sonunda taşların üstünden atlayarak ince kumların üstüne basabilmiştik. artık sahildeydik işte. senin gitmek isteyipte gidemediğin yerde, benim ise her gitmemde sırlarımı denize akıttığım o yerde.
"sıcak, dikkat et!" diyorum sana doğru.
güneş tüm sıcaklığını kumlara verirken usulca yerinde sekiyorsun.
"ah," diyorsun sonra. "sıcakmış."
gülerek yanına gidiyorum. ayaklarım ısınan kumdan kavrulurken, "sana demiştim," diyorum lakin bunu sadece takılmak için söylüyorum.
daha sonra su ayaklarımıza ulaşasıya kadar denize doğru yürüyoruz.
dalgalar alçalıp yükselirken gözlerimle takip ediyorum.
resmen birbirleriyle uyum halinde dans ediyorlar. bu görüntüye bayılıyorum.
ardından telefonumu çıkarıyorum. dalgaları çekeceğim sırada benden biraz ileride durmuş olan seni görüyorum. iki elini yana doğru açmışsın. rüzgarı hissederken saçların dalgalanıyor. adeta gökyüzünden düşmüş bir meleğe benziyorsun. hemen senin fotoğrafını çekiyorum. daha sonra yanına yaklaşarak kamerayı gösteriyorum. beni gördüğün sıra gülümseyerek yanımda duruyorsun. beraber bulunduğumuz birkaç resim çekiniyoruz.
zamanla anılarımız birikiyor.
telefonu cebime koyarken suyun içinde duran ayaklarına bakıyorum.
"nasıl hissediyorsun?"
"bu.. bu çok güzel. rahatlatıyor."
suyun içinde yürürken daha derinlere gidiyoruz.
ikimizinde paçası bu yüzden ıslanıyor lakin o sıra el ele tutuşuyoruz.
başımı göğe doğru kaldırırken turuncu ve mavi renginin birbirine karışıyor olduklarını görüyorum. bulutlar yer yer gökyüzünde iz bırakmış.
şuan o kadar harika hissediyorum ki, sanırım mutlu olmak böyle bir duygu.
kalbim kulaklarımda tekrardan atıyor. anılarımız yine bir bir canlanıyor gözlerimin önünde.
sana doğru bakmak için gözlerimi gökyüzünden aldığımda, bana bakmakta olan senle karşılaşıyorum.
gülümsüyorsun. dalmış gibi bir halin var. bu, bakmaktan daha fazlası.
sıcaklık içimde yayılırken kulaklarım ve yanaklarım kızarıyor, bunu hissedebiliyorum.
sonrasında beynim düzgünce düşünemiyor. boşta kalan elimle suya doğru eğiliyorum.
tişörtün attığım su damlalarıyla ıslanırken, "su savaşı!" diye bağırıyorum.
kendine geldiğin sırada hemen bana su atmak için elini indiriyorsun.
sanırım bu işe yaradı.
daha sonra seninle tişörtlerimiz ıslanıp saçlarımız dağılasıya kadar su savaşı yapıyoruz.
işte o gün, sesinin kulaklarımda bıraktığı tınıyı unutamıyorum.
delicesine eğlendiğimizi ve kahkalarımızın birbirine karıştığını.
seninle olduğum her dakika, huzura kucak açtığımı, unutamıyorum.❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stars fall when you smile ' jikook
Short Storyölümlerini ve yaşamlarını birbirine adamış olan iki gencin hikayesi. "hâlâ acı çektiğini biliyorum, belki dindiremem ya da saramam onları ama izin ver; gülümsemeni koruyayım. çünkü sen güldüğünde, gökyüzündeki yıldızlar işte buraya, kalbimin en deri...