"Bana bak Lalisa. İşler kontrolden iyice çıkıyor. Farkında mısın bunun?" dedi Jisoo kaşlarını çatarak, yüzüme bakarken.
Başımı olumlu anlamda salladım. Bunun ben de farkındaydıö. İşler çıkmaza girmişti. Sanırım eninde sonunda gerçekler ortaya çıkacaktı ve bundan çok korkuyordum.
Dün Jungkook ile konuşurken Jimin'in bizi basması pek iyi olmamıştı.
"Jungkook?"
Gözlerim açıldı. Şimdi bitmiştik sanırım.
Jungkook gözlerimin içine bakıp arkasını döndü. "Efendim?"
Jimin kaşını çattı. "Ne yapıyorsunuz siz burda?"
Jungkook zorla gülümsedi. "Lalisa'dan havlu istemiştim de onu getirdi."
Jimin başını olumlu anlamda salladı.
Nefesimi sertçe dışarıya doğru verdim. "O kadar zor ki Jisoo... Rose'yi kandırıyormuş gibi hissediyorum."
Jisoo gözlerini devirdi. "Anlıyorum ama bu ne kadar böyle devam edebilir ki? Sen burda mutsuz Jungkook orda mutsuz."
Kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum Jisoo."
Boş dersteydik. Jennie kantine gitmişti. Rose de sınıfta müzik dinliyordu. Anlayacağınız yine Jisoo ile baş başa kalmıştık.
Jisoo saçlarını geriye attı. "O zaman gizli ilişki yaşayın."
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Ben böyle bir şey yapamam. Bu çok iğrenç."
Jisoo tekrardan gözlerini devirdi. "Böyle devam edemez Lalisa. İşler ciddiye bindiğinde hiçbir zaman geri dönüş olmayacak."
Somurttum. "Jungkook Jimin'e böyle bir şey yapmaz."
Jisoo nefesini dışarıya verdi. "Dün Rose ile telefonda konuştum. Jungkook ona soğuk davranıyor diye ağlıyordu. Jungkook'un gözü senin üzerinde, anla şunu. Kalbi, bedeni, her şeyi sana ait."
Dudaklarımı büzdüm. "Ya of."
Rose'nin üzülmesini istemiyordum. Hangi yolu denesem bana acı veriyordu. Jungkook ve Rose'yi yan yana görünce de üzülüyordum. Ayrı oldukların da Rose üzülüyor diye üzülüyordum. Çıkmazın içindeydik ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Jungkook da öyleydi. Bir tarafta kardeşi bir tarafta ben vardım. Kardeşi için aradan çekiliyordu.
Ofladım. "Bu böyle devam edecek galiba."
Jisoo göz devirdi. Okulun kapısına baktığımda Jennie hoplaya zıplaya yanımıza geliyordu. Çok tatlı gözüküyordu. Elinde çikolatalar vardı. "Hey size çikolata aldım."
Gülümsedim. "Sağol."
Ben ve Jisoo'ya çikolata uzatıp ortamıza oturdu. Çikolatalı sütünü açıp içmeye başladı ve bana baktı.
"Siz ne konuşuyorsunuz burda?"Başımı iki yana salladım. "Hiç. Sen Napıyorsun?"
Jennie gülümsedi. Daha sonra dudağını büzdü. "Taehyung çok değişik biri. Beni üzecek bence."
Gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Niye ki?"Jennie sütü ağzından çekip gözlerini kıstı. "Çok rahat ve özgüvenli."
"Eee ne güzel."
Jennie başını salladı. "Öyle de birine bağlı kalamaz."
Başımı olumlu anlamda salladım. V iyi biriydi ama diğerlerine göre biraz daha umursamazdı. Suga'dan farkı ise Suga umursamaz ve sakindi ama Taehyung sakin değildi. Birden tenefüs zili çaldığında dudağımı ısırdım. Kabus başlıyordu resmen.
Jennie hemen ayağa kalktıp saçlarını düzeltti ve kot eteğini biraz daha yukarıya çekti. "Nasıl gözüküyorum?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansız
Fanfiction❝Gerçek aşk söz konusu olduğunda hiçbir şey imkansız değildir.❞ ©2018 | roenvia