Dün geceden beri o kadar çok ağlamıştım ki tepkisiz ve donuk bakıyordum. Kafamdaki düşünceler bir türlü susmuyordu. V bizi görmüş müydü? Jungkook gerçekten benden vazgeçmiş miydi? Artık Jimin'e nasıl davranacaktım? İyice mahvolmuştum.
Hangi kız sevdiği erkekle en yakın arkadaşını beraber görmeye dayanabilirdi ki?
Dün düşüncesiz davranmıştım. Jungkook'a yanlış yapmıştım. Benden vazgeçtiğini söylemişti. Buna dayanamazdım. Kesinlikle yapamazdım.
Jennie bana döndü. "Lalisa senin neyin var?"
Kafamı iki yana salladım. "Hiç."
Rose elimi tuttu. "Bugün makyaj da yapmamışsın. Ayrıca gözlerin kızarık. Jimin'le kavga mı ettiniz?"
Başımı iki yana sallayarak, Rose'nin gözlerine baktım. "Yok. Sadece başım ağrıyor."
Rose başını olumlu anlamda salladığında Jennie birden bağırdı.
"Jimin sana mükemmel bir sürpriz yapmış. Vay bee. Yine iyisin. Bütün okuldaki kızlar seni kıskanıyor."Rose gülümsedi. "Ee Jimin'den bahsediyoruz."
Keşke Jimin ve Rose çıksaydı.
Rose karşımda Jisoo yanımda oturuyordu. Çaprazımda da Jennie vardı. Yine boş dersteydik. Jisoo elimi tutmaya devam etti. "Yarın Jin parti veriyormuş. Sizi de davet etti."
Rose gülümsedi. "Ooo siz de baya ilerlediniz."
Jennie dudağını büzdü. "Bir ben ve Taehyung kaldı."
Jisoo kaşını çattı. "Taehyung'u gözüm tutmadı."
Jennie gözlerini kıstı. "O diğerleri gibi kolay bir çocuk olmadığı için.."
Aniden tenefüs zili çaldığında yutkundum. Rose ve Jennie hızla saçlarını düzeltmeye başladılar. Kabus yine başlıyordu işte.
Jisoo kulağıma yaklaşıp fısıldadı. "İyi misin?" Başımı hayır anlamında salladığımda Jisoo kolunu omzuna atıp bana sarıldı. Daha sonra geri çekilip yanağıma bir öpücük kondurdu. Aniden belimde bir el hissetmemle arkamı dönmüştüm ki Jimin diğer tarafından çıkmıştı.
Rose ve Jennie gülmeye başlamıştı bile. Jimin de aynı şekilde gülüyordu. Yanıma oturup yüzüme baktı."Günaydın."
Zorla gülümsedim. "Günaydın.
Kaşını çatıp kolunu omzuma attı."Neyin var senin?"
Gözlerimi devirdim. "Başım ağrıyor."
Jennie gözlerini kıstı. "Sabahtan beri böyle mızmız şey."
Rose dudağını büzdü. "Jungkook nerde ya?"
Jimin kaşını kaldırdı. "V ile arka bahçeye gittiler. Nedenini bilmiyorum ama 10 dakikaya gelirler."
Gözlerim açıldı. V her şeyi görmüş müydü yoksa? Kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Bu.. bu olamazdı. Olmamalıydı. Evet gördüyse, biterdik.
Jungkook'tan
V hızla gelip göğsüme vurdu ve beni ittirdi. Etrafta birkaç kişi vardı. Onlar da bize baya uzaktı. İki adım gerileyip halsizce V'nin yüzüne baktım. Ne yapsa haklıydı.
"Ne yaptın lan sen?" diye bağırdı.
Hiçbir şey demeden V'nin yüzüne bakmaya devam ettim. Çok sinirli gözüküyordu. Baştan aşağıya simsiyahtı. Sarı saçları dağılmıştı.
Sinirle tekrardan bağırdı. "Jimin senin en yakın arkadaşın. Şerefsiz misin sen? Ne yaptın Jungkook sen?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imkansız
Fanfiction❝Gerçek aşk söz konusu olduğunda hiçbir şey imkansız değildir.❞ ©2018 | roenvia