imkansız

3.5

Jungkook kapının karşısındaki duvara yaslanmış otururken bende yanında başımı omzuna koymuş oturuyordum. Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu ama Jungkook ve Jin yıkılmıştı. V ne yapıyordu anlamıyordum. Jisoo telefonla sabahtan beri Jennie'yi arıyordu. Aniden kapı çaldığında Jungkook hiçbir tepki vermeden önüne bakmaya devam etti. Birden ayağa kalktım ve hızlıca merdivenlerden inmeye başladım.

Kapıya koşup hızla açtığımda Jennie karşımdaydı. Ağlamaktan ölecek gibiydi. Gözlerim açıldı. "Jennie ne oldu?"

Bana yaklaştı ve sarıldı. "Lalisa..."

Jennie hıçkırarak ağlarken şaşkınca bende ona sarıldım. Birkaç saniye böyle durduktan sonra Jennie geri çekildi. Hala ağlıyordu. "Taehyung nerde?"

"Yukarda, kendini odaya kitledi." dedim şaşkınca. Jennie daha şiddetli ağlamaya başladığında, hızlıca merdivenleri çıkıyordu. Ben de peşinden koşuyordum. "Jennie bekle."

Hıçkırıkları evde yankılanıyordu. Jennie siyah kapıya ulaştığında birkaç kez kapıya vurdu ve bağırdı. "Taehyung aç şu kapıyı. Lütfen."

Jungkook Jennie'yi görünce direk ayağa kalktı ve kendine doğru çevirdi.
"Ne oldu anlat." diye bağırdığında Jennie hıçkırdı. Ağlamaktan konuşamıyordu bile. Jungkook ne yapıyordu anlamış değildim.

Hızla yürüyüp Jungkook'un önüne geçtim ve Jennie'nin saçlarını okşadım. "Bak Jennie sakin ol lütfen bitanem." Jennie aksine daha fazla ağlıyordu ve titriyordu. Çıldırmış gibiydi.

Jisoo aniden Jennie'yi kendine çevirip sert bir tokat attığında gözlerim açıldı. Hepimiz şaşkınca Jisoo'ya bakmaya başladık.

"Kendine gel." diye bağırdığında Jennie artık ağlamıyordu. Sadece iç çekiyordu. Yüzü ifadesizleşmişti.
Birden kapının önünde yere yığıldığında Jisoo ile ben de aynı anda yere çöktük. Jisoo Jennie'nin saçını geriye attığında Jennie'nin gözleri ağlamaktan şişmiş, saçları terlemişti. Gözleri sabit bir noktaya takılmıştı ve şu an onun bu hali için ağlayabilirdim.

Jungkook birden sinirle bağırmaya başladı. "Anlatsana ne oldu anlat."

Jungkook'a döndüm. "Sakin ol." dediğimde gözlerime bakıp sinirle nefes alıp vermeye başladı. Jennie hala aynı noktaya bakıyordu. Gayet ruhsuz bir sesle konuşmaya başladı.

"Siz kafeden gittikten sonra..."

Gözünden bir damla yaş düştü. Jennie'nin saçını okşayarak, "Evet bitanem..." diye mırıldandım. Jin ve Jungkook sabırsızca Jennie'yi bekliyordu. Jennie titriyordu. Bu onun için zordu. "Biz tam Taehyung ile kalkacaktık ki..."

Jungkook oflayıp gözlerini kapattı. Sinirden ölecekti ama belli etmemeye çalışıyordu. Jennie kesik kesik konuşuyordu. Jisoo saçlarını okşadığında Jennie tekrar ağlamaya başladı.

"Evet Jennie sonra..."

Jennie hıçkırdı. "Kafeye Kai geldi..."
Gözlerim açıldı. Jisoo ile aynı anda bağırdık. "Ne?" Jungkook gözlerini kıstı. "Kai kim?"

Kai, Jennie'nin eski sevgilisiydi. Jennie onu gerçekten çok seviyordu ama Kai onu bırakıp gitmişti. Yaklaşık 3 ay falan çıkmışlardı. Kai Jennie'yi bıraktıktan sonra okuldan bile gitmişti. Jennie, Kai için çok acı çekmişti ama artık Taehyung'u sevdiğine adım kadar emindim.

Jisoo Jungkook'a baktı. "Eski sevgilisi."

Jungkook sinirle dişini sıkıp göz devirdiğinde Jin gözlerini kıstı. "Sonra ne oldu?"

Jennie burnunu çekti. "Kai gelip benimle konuşmak istediğini söyledi. V çok sinirlendi ve Kai'ye yumruğunu geçirdi. Sonra Kai ile kavga etmeye başladılar. Çok korktum çünkü V çok sinirliydi. Delirmişti. Onlar birine vurdukça ben çığlık atıyordum. En sonunda geri çekildiklerinde Kai benimle konuşmak istediğini, bana olan aşkının bitmediğini söyledi. V bana bağırdığında titredim. Onunla konuşmak istemediğini söyle ve siktirip gitsin dedi. Kai bana yalvarmaya devam ettiğinde V'ye dönüp konuşmak istiyorum dedim. V sinir krizi geçirdi resmen. Bana Jennie saçmalama diye bağırmaya başladı ama ben onu dinlemedim. Konuşacağım tarzında bir şey dedim. Kai gülümsediğinde V sinir krizi geçiriyordu ve ben onu orada öylece bırakıp gittim. Arkamdan 'Bir daha asla geri dönme' dedi."