Enchanted (Harry Styles FanFiction)

13. Bölüm ''Travis - Harry?''

Facebook'ta ne zaman sınır geçerse o zaman yeni bölüm gelecektir. En az +5 vote istiyorum arkdşlr. Umarım bu bölümü beğenirsiniz. Multimedia'da ki kişi Brookly'dir ve multide ki şarkı ile okumanızı tavsiye ediyorum ^^
Şimdiden hepinize teşekkür ederim. 
Not: Yorum yapmayı unutmayın ^_^ 

 Travis ellerini vücudumda gezdirmeye başladı.Her bir parmağını bedenime değdirdiğinde üzerinde bıraktığı etki altında kalmıştım. Uzun ve incecik parmakları kalçalarımın üzerinde daireler çizerken üzerine çıktım. ‘’Hmmm.’’ Dedim, dudaklarımı onun dudaklarından ayırarak. Küçük bir tebessüm etti ve bana baktı. 

  ‘’Ne zamandır yapmıyoruz biz bunu?’’ Tek kaşını havaya kaldırdı. 
‘’Sadece birkaç haftadır.’’ Gözlerimi kocaman açtım. ‘Sadece birkaç hafta mı?’ 
‘’Nasıl dayandım ben buna?’’ Şaka amaçlı söylediğimi anladığında hızla başını kaldırdı ve dudaklarını tekrardan benimkiler ile buluşturdu. Dili, ağzımın içinde daireler çiziyordu ve bu hareketi beni daha da tahrik ediyordu. Ellerimi harekete geçirerek parmaklarımı tişörtünün içine geçirdim.

  İri kaslarını avuçlarımın içinde hissettiğimde Travis’in üzerine biraz daha çıktım. Ağırlığımı ona vermeden düzgünce ve şiddetli derecede ateşli olan öpücüğümüze devam ediyorduk. ‘’Nasıl gidiyor?’’ Dedi, dudaklarımın arasından nefes alıp konuştu. 

  ‘’Süper!’’ Dedim ve hiç beklemeden tekrardan dudaklarına yapıştım. Doğru şeyi yaptığıma emindim. Nişanlı bir kadın olarak ait olduğum yerdeydim. Travis’in yanındaydım ve durum hiçbir şeyi değiştiremezdi. Harry il yaptığım o küçük kaçamak benim için çok özel bir şeydi ama ait olduğum yer tam burasıydı. Travis’in evi, yanı… 

  Derin bir nefes almak için dudaklarımı,dudaklarından ayırdım. Aldığım kocaman derin bir nefes ciğerlerime doğru yol alırken hiç beklemeden üzerimde ki tişörtü çıkardım ve yere attım. ‘’Çok yavaşsın.’’ Dedim, sıkıntı ile Travis’e bakarak. Üzerinde oturduğum için doğrulmakta biraz zorlandı. Ben hemen aceleci davranıp üzerinde ki tişörtü çıkartım yere attım. ‘’Brookly?’’ Travis şaşkın bakışları ile bana baktı.‘’Neler oluyor?’’ Gözlerimin önünde beliren iri kasları ile şaşkınlığıma engel olabilmek için son derece açık olan ağzımı ellerim ile kapatmaya çalıştım.‘’Sadece…’’ Dedim, boğazımda kocaman bir yumru oluşurken. 

  Kelimenin gerçek anlamıyla, nutkum tutulmuştu. Esmer tenine tam oturan iri kasları gözlerimin tam önündeydi.Kaslarını sürekli görmüşlüğüm vardı ama bu sefer ya onu çok istediğimden bana çekici gelmişti. Ya da spora gittiği için bu kadar irileşmişti. 

  ‘’Sadece seni şu anda çok pis istiyorum.’’Tam ağzını açıp cevap verecekken hemen dudaklarına yapıştım. Anın tadını çıkarmak ve bugünün hiç bitmemesini istiyordum.   

-HARRY-

   ‘’Four Mills.’’ Adını söylediğimde sinirlerim çıkmıştı. ‘’O adam kız kardeşimi öldürdü ve şimdi serbest! Lanet olsun o adamın daha fazla hapishanede yatması gerekirken sadece 4 sene yattı!’’ Bağırdığımı duyan tek ben olduğum için şanslıydım. Bu barda o kadar sesli müzik çalıyordular ki bazen kendi sesimi bile duymakta zorlanıyordum. 

  ‘’Sana önlem almalısın dedim, Harry. Adam çıkalı 2 gün oldu ve şu anda seni arıyor. Bir an önce bir şeyler yapmalıyız.’’Micheal’in sesini zar zor duymuştum. Derin bir nefes alarak telefonu ağzıma götürüp, bağırdım. ‘’Yardım et o zaman bana!’’ Hızlıca telefonu kapattım ve cebime koydum. Elimde tuttuğum biralara göz atarken derin bir iç çektim.