🚢10. Bölüm🚢

886 94 15
                                    

İyi Okumalar...
🐳

Kyungsoo ellerini yıkamak için banyoya gitti. Başına tekrar korkunç bir ağrı saplandı. Zihninde kendi kendine aynı soruyu soruyordu. Artık bu işin sonuna mı gelmişti? Odanın içinde dolaşmaya başladı. Kapıya geldiğinde dolaşma alanını genişletmek için banyoya da giriyordu. Yatması imkansızdı ama böyle dolaştıkça ağrı daha da artıyordu sanki. Ağrı kesici bir ilaç almış, ama hiçbir etkisi olmamıştı. Niçin? Acaba gemi doktoruna haber verse miydi?

Saate baktı, biri geçiyordu. Bu saatte doktoru rahatsız edemezdi. Zaten doktor da bir şey yapmazdı ki. Yukarıda, güvertede geçen sahne, korkunç sancıyla iç içe geçerek kafasının içerisinde dönüp duruyordu. Ağrıyı unutmak için, yukarıda yaşadığı olayı bir kez daha düşünmeye çalıştı. Nedenini bulmak istiyordu.

Sözlerinin bir anlamı olmadığını söyledim diye düşündü
Aynanın karşısında durmuş, kendi kendisiyle konuşuyor gibiydi. Ona kendini vermek isteseydi bilr Kai'nin kabul edeceğini düşünmüyordu. Ama niçin Kai hakkında böyle düşünüyordu?

Cevaplayamadığı soruları bir yana bırakarak Kai'nin  'bütün erkekler böyledir' sözünden sonra neler olduğunu düşünmeye koyuldu. Daha sonra Kyungsoo'nun bunu çoktan bilmesi gerektiğini söylemişti. Sonra da Kyungsoo'nun göründüğünden yaşlı olduğunu öne sürmüştü...

Sanki beni biriyle karıştırıyor, diye düşündü. Ama çok saçma bir düşünceydi bu. Onu nasıl başka biriyle karıştırabilirdi? Aynadan uzaklaşıp yine odanın içinde dolaşmaya başladı. Her an yere yıkılıp kalmayı, o sonsuz karanlığa gömülmeyi bekliyordu.

Yarın beni burada bulurlar... Yarın gece, bu saatlerde...

Düşünmekten vazgeçti. Tir tir titriyordu, alnındaki ter tanecikleri yenileniyordu. Titreyerek bir mendil bulup yüzünü sildi. Elleri buz gibi olmuştu. Ne yaptığını düşünmeden banyoya gitti ve ellerini sıcak suya tuttu. Sonra askıdan havluyu aldı, ellerini kurulayıp havluyu tekrar yerine astı. Havluyu öylesine özenle katlamıştı ki, sanki hiç kullanılmamış gibiydi... Havluya bakakaldı. Gözlerini yumup geri açtı. Bilincini yitirmek üzere olduğunun farkındaydı. Bilincini yitirirse bunun, her şeyin bittiği anlamına gelmeyeceğini de biliyordu. Tekrar düzelebilirdi... ve her şey yeni baştan başlayabilirdi...

Şimdi ölsem daha iyi, diye düşündü. Kai'yi yitirdikten sonra yaşamanın bir anlamı yoktu. Onu, anlayamadığı bir nedenden dolayı kaybetmişti, kendisinin neden olduğu bir şey yoktu. Birden bire böyle terk edilmek, kendi duyduğu hisleri Kai'nin hiçbir zaman paylaşmadığını gösteriyordu. Sevilmiyordu. Bu iyi bir şeydi. Onda aşka benzer en ufak bir duygu uyandırmadığı için sevinç duyuyordu.

Sonunda ağrı hafiflemeye başladı. Kısa süre sonra da geçeceğini biliyordu. Ama bir saat daha uyuyamadı. Kamarada dolaşıp durdu. Önündeki iki aylık süreyi nasıl geçireceğini düşünüyordu.

Rio'da inebilirdi. Biraz düşünüp hesap ettikten sonra, Rio'da indikten sonra ülkesine dönmek için uçak biletine yetecek kadar parası olduğunu anladı. Güney Amerika, Bali ve Japonya'da düzenlenecek turlar için para ayırmıştı. O paralarla kendine uçak bileti alabilirdi. Ama o zaman da önündeki iki ayı geçirecek parası kalmayacaktı.

Böyle bir şeyi daha önce de düşünmüştüm, dedi kendi kendine. Ve bunun iyi olmayacağına karar vermiştim, gemide kalmalıyım...

Denizin Melodisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin