İyi Okumalar...
🐳Gözleri aralandığında gördüğü ilk şey tavandı. Alnı kırıştı. Zihnini toparlamaya çalışıyordu. Evet, yine baygınlık geçirmişti. Oysa Kyungsoo bunun sonuncusu olduğunu sanmıştı.
Ne kadar baygın kalmıştı? Pek uzun olmamalıydı. Hala gemideydi. Solgun ışığa ve beyaz duvarlara baktı. Etraf yine kararıyordu. Kafasını çevirip, yanında ki iskemlede başını ellerinin arasına almış oturan Kai’ye baktı. Beyaz gömleğinin kolları sıvalı, yakası açıktı. Gür saçları parmaklarının arasındaydı.
Dayanmasını söylemişti, hatırlıyordu. Ünlü beyin cerrahı Sir Kim Jongin’di demek! Yıllarca aşırı çalışmaktan yorgun düştüğü için doktorların dinlenmesini öğütledikleri adam... Yeri doldurulamayacak bir cerrah...
Elini kıpırdattığında hemen Kai’nin güçlü ve sıcak elinin uzandığını hissetti... Kai...adı Sir Kim Jongin’di ha! Kai adı takma mıydı yoksa?
Ameliyat edeceğini söylemişti... ya da Kyungsoo böyle söylediğini sanmıştı. Ama önce Los Angeles’ta ki hastaneye varmaları gerekiyordu... Çevresi aydınlanmaya başladı. Ama dalgalanıyor ve gözlerinin önünde benekler uçuşuyordu.
"Ağrın var mı sevgilim?" Kai’nin sesinin duyunca gülümsedi.
"Hayır, son derece iyiyim." Onu rahatlatmak için böyle söylemişti ama tam tersine, Kai’nin yüzü düşmüştü.
"Dayan Kyungsoo, gayret et lütfen. Benim için dayan... " Sesi sert ile yumuşak arasında bir yerlerdeydi. Her zaman ki buyurgan tonlama da oradaydı. Ve oldukça ciddiydi.
"Birkaç saat sonra Los Angeles’ta olacağız. Seni ameliyat edeceğim.""Hiç umut yokmuş... Bana bunu kesin bir dille söylediler. Ameliyatın başarılı olması neredeyse imkansız, Kai... Ellerinde ölmem sana ne hissettirir? Hayır, bunu yapamam, yapamayız. "
"Her zaman umut vardır!" Kai buna yürekten inanıyordu. "Asıl elimden geldiği halde seni ölüme terk etmek bana nasıl hissettirir, biliyor musun? En azından denemeliyiz. Lütfen Kyungsoo..."
"Ama sevgilim..."
"Her zaman umut vardır!" Kai tekrarladı. "Hiçbir zaman kendini bırakmamalısın Kyungsoo, umutsuzlukla mücadele etmelisin!"
Sevdiği insanın hayatı tehlikedeyken Kai’nin neler hissettiğini, nasıl yoğun ve karmaşık duygular içerisinde olduğunu tahmin edebiliyordu Kyungsoo. Yaşamalıydı... Onu bir kere daha hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. Yaşamak istiyordu.. Yaşayacaktı!
"Bırakmayacağım!" Söz verdi Kyungsoo. "Dayanacağım... Birkaç saate orada olacağız mı demiştin? Yapabilirim, sanırım... "
"Aşağı yukarı iki saat.. Sonra da seni hemen hastaneye götürmem gerekiyor." Kyungsoo’nun yüzüne sevgi, hayranlık ve aşkla baktı. "Cesur bir adamsın sen... Benim küçük, cesur adamım!" Sesi heyecandan boğuk ve titrekti. Kyungsoo’nun üzerine eğildi. Bir eliyle kahküllerini geriye taradı. İpeksi saçlar pamuğa dokunuyormuş hissi veriyordu. Önce saçlarının kokusunu içine çekti, sonra alnına dudaklarını bastırıp uzunca bir süre bekledi. Sırasıyla gözlerinin üzerinden öptü. Daha sonra küçük burna indi, bir öpücükte ona bahşetti. Son olarak dudaklarına dokundu. Uzun uzun öptü. Uzun uzun kokladı. Kyungsoo onun varlığıyla mest oldu. Çektiği acıları unutuverdi. Bu her şeye değerdi. Kai her şeye değerdi.
"Beni kurtaracaksın... değil mi?"
"Bana güven sevgilim, senin güvenin bana güç verecek."
🐳
Gemi yanaştığında, bütün görevliler iş başındaydı. Kyungsoo gemiden indirilip yarı baygın bir halde ambulansa bindirilene kadar kimsenin inmesine izin verilmedi. Hastaneye giderlerken, yol boyunca Kai elini tuttu. Yüzü gergin, acılı ve oldukça soluktu. Bir gün içinde on yıl yaşlanmıştı sanki.
Kyungsoo duyduğu acının şiddetinden bağırmamak için artık son gücünü harcıyordu. Bir saat kadar önce ağrılar tekrar geldiğinde verilen ilaç etkili olmamıştı. Zaman zaman hafifçe inliyordu. Kafasının içinde ki ağrı dayanılacak gibi değildi. Onu tüketiyordu. Bir şey düşünmesine izin vermiyor ve Kyungsoo’yu mahvediyordu.
Hastaneye geldiklerinde doğruca röntgen odasına götürülmesi söylendi. Ama nedense sedyesini götüren hemşire durdu ve bir süre için yanından ayrıldı. Kyungsoo o sırada Kai’nin sesini duydu. Bir doktorla konuşuyordu.
"Daha önce çekilmiş olan röntgenlerini gördüm. Doktoru kaptana yollamış. Göründüğü kadarıyla durumu kötü, ama ufakta olsa bir umut olabilir. Ameliyat etmeme izin verileceğini umuyorum..." Hemşire geri döndüğünden Kyungsoo, konuşmanın devamını duyamadı. Hastane, ya Kim Jongin’in onu ameliyat etmesine izin vermez ise.. O zaman Kyungsoo’ya ne olacaktı?
🐳
Son 3 bölüm💕💕
-SaRa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denizin Melodisi
FanfictionDört ay... Aralık ayında olduklarına göre, bir daha yaz ve sonbaharı göremeyecekti. Oysa sonbaharı ne çok severdi. Demek bu kıştan başka bir kış da olmayacaktı onun için. Bir daha ki doğum gününü de göremeyecekti.