🚢4.Bölüm🚢

936 109 13
                                    

İyi Okumalar...
🐳

...O sırada Kai havuzdan çıktı, bir süre kenarda oturduktan sonra havlusunu alıp kurulanmaya başladı. Sonra çevresine bakındı. Kyungsoo’yu yalnız görünce ona doğru yürümeye başladı...

"Yalnız mısınız?" diye sordu yanına gelince. "Oturabilir miyim?"

"Tabii," diyerek cevap verdi Kyungsoo. Hem kibar davranmaya, hem de yalnızlığının bozulmasından duyduğu sıkıntıyı belli etmemeye çalışıyordu. Kai, bir kahve söyledikten sonra, "Arkadaşınıza ne oldu?" diye sordu. Laf olsun diye sormuş gibiydi ama Kyungsoo soruda iğneleyici bir ifade sezdi. "Baekhyun mu? Bilmem, gitti." Kyungsoo olabildiğince umursamaz bir şekilde cevaplamıştı. Kai hafifçe kaşlarını çattı.

"Oysa dostluğunuz koyulaşıyor sanmıştım." Yine iğneleyici bir ifadeyle konuşuyordu. Kendisiyle bu tonda konuşması Kyungsoo’yu şaşırtıyordu. İlk günkü akşam yemeğinden beri bu tavrını sürdürüyordu. Sanki kendisi hakkında hoşuna gitmeyen bir şeyler biliyor gibiydi. Sehun’un tavrı da çok farklı olmamakla birlikte o da şaşırtıcıydı. Sehun’da onun hakkında bir şeyler biliyormuş gibi davranıyordu. Ama sanki bunu kabullenmiş ve her şeye karşın dost olmaya karar vermiş gibi bir hali vardı.

Kyungsoo ne düşündüklerini umursamıyordu. Ama... Yine de.. Karşısındaki adama baktı. Başını çevirmiş, havuzun içinde gülüp oynayanlara bakıyordu. Kyungsoo Kai’yi sağ profilinden görmekteydi. Ne kadar da yakışıklıydı! Şimdiye kadar evlenmemiş olmasına inanmak zordu. Havuz kenarında oturmuş, havluyla saçını kurulayan sarışın, güzel bir kıza bakıyordu. Kyungsoo kıza bakarken Kai’nin yüzünün değiştiğini ve dudaklarında bir gülümseme belirdiğini fark etti. Kai’yi bu kızla dans ederken ve güvertede halka oyunu oynarken gördüğünü hatırladı.

Kai’nin kahvesi gelmişti, garsona teşekkür etti. Dalgın bir şekilde kahvesine şeker atıp karıştırdı, sonra fincanı solgun pembe dudaklarına götürdü. Tam içecekken durdu; Kyungsoo’nun ısrarlı bakışlarının farkına varmıştı. Başını çevirince bakışları karşılaştı. Kyungsoo, anlayamadığı bir nedenle kızardı ve uzun ince kirpiklerini yanaklarına indirdi. Rahatsız bir şekilde kıpırdandı. Kai’nin bakışları karşısında soluğu kesilmişti. Az önce yalnızlıktan mutluluk duyuyordu, oysa şimdi onun karşısında oturmaktan garip ve anlaşılmaz bir zevk duymaya başlamıştı.

Kai’nin koyu kahve gözleri, Kyungsoo’nun kusursuz yüzünden boynuna, oradan da daha aşağılara kaydı. Kyungsoo kızardığını belli etmemeye çalışırken Kai’nin yüzünde ki o soğuk, umursamaz ifadenin kaybolduğunu fark etti.

"Buraya yüzmek için gelmemişsiniz," dedi Kai. "Ama tavsiye ederim, su çok güzel... Girelim mi?"

Bu davet karşısında Kyungsoo’nun şaşkınlığı bir kat daha arttı. Hafifçe kekeleyerek, "Yani gidip üstümü mü değiştireyim?" Kai’nin yüzünde ki gülümseme kahkahaya dönüştü. "Tabii ya," diye karşılık verdi. Bakışlarında artık gizlenemeyen bir hayranlık okunuyordu. "Böyle giremezsiniz herhalde."

Az sonra Kyungsoo havuza girmişti bile. Kai’de yanında yüzüyordu. Ara sıra tenleri birbirine değiyor ve bu ikisininde irkilmesine yol açıyordu. Sonunda havuzdan çıkıp kurulanırken, "Harikaydı gerçekten!" diye bağırdı Kyungsoo. "Tavsiyeniz için teşekkürler."

"Rica ederim." Onun da sesinden çok eğlendiği belli oluyordu. Kyungsoo’nun kalbi deli gibi çarpmaya başlamıştı. Anlaşılmasın diye başını çevirdi. Ama tam o sırada Sehun yanlarına geldi ve oturmak için izin istedi. Kyungsoo’yla her karşılaşışında hep yaptığı gibi bir an garip garip yüzüne baktı ve sanki bir türlü çözemediği bir şey varmış gibi kaşlarını çattı. Ama her zaman ki gibi, bu garip ilgi çabuk geçti.

Denizin Melodisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin